Mutlaka Göz Atmanız Gereken 7 No-Code Toolu

Yiğit Kemal
Akbank Design Studio
5 min readJul 19, 2022

Günümüzde modern bir insan gününün ortalama 3 saatini telefonunu kullanarak geçiriyor. Bu da aslında insanların günde en az 3 saat çeşitli yazılımları kullanması anlamına geliyor. Bu süreye mobil uygulamalar, websiteleri ya da oyunlar bile dahil. Hal böyle olunca hangi işi yapıyor olursanız olun yeni programlar üretmeye ya da üretilmiş olanları kullanma zorunluluğu doğuyor. Bu ihtiyacın bu kadar yüksek olmasından kaynaklı olacak ki yazılım üretme yöntemleri de gün geçtikçe çeşitlenerek kolaylaşıyor.

Kısacası artık günümüzde neredeyse yazılım üretmek için yazılım bilmenize gerek yok! No-Code toolları son yıllarda kalitelerini o kadar arttırdı ki, hemen hemen her işinizi bu araçlar aracılığıyla oluşturmanız mümkün.

Akbank Tasarım Ofisi olarak no-code toollarını kullanmak konusunda oldukça meraklı ve heyecanlıyız. UX/UI alanında güçlü olan elimizi daha da güçlendirerek gerçeğe yakın protipler hazırlama, guideline kullanıcılarımıza çok daha net bilgi verme ve design tokens gibi bir çok alanda no-code araçlarını kullanmayı hedefliyoruz. Kullanımı her geçen gün artan bu araçları erkenden deneyimleyip ön sıralarda yerimizi almak ve her zaman daha iyisi olmak için çabamızı sürdürüyoruz.

Bu yazımda ise sayısı günden güne artan onlarca no-code aracı içerisinden seçtiğim 7 örneği incelemek ve sizlerin de başvurabileceği bir rehber olmasını sağlamak istedim.

Webflow

Listemizin en yetenekli üyesi dersek abartmış olmayız diye düşünüyorum. Webflow no-code toolları içerisinde yapabileceklerinizin en sınırsız olduğu araçlardan birisi. Kod yazarak yapabileceğiniz hemen hemen her şeyi Webflow ile yapabiliyorsunuz.

Modern web kodlama araçları ile çalışan Webflow arka planda sizin sürükleyip bırakarak bir arayüz üzerinden ayarladığınız her şeyi kodlara çeviriyor ve bu şekilde çalışıyor. Bu da Webflow’un yapabileceklerinin önünü oldukça açıyor. Webflow adeta kod yazmadan, kod yazmanızı sağlıyor.

Birlikte çalışabildiği araç sayısı da oldukça fazla olan Webflow’un çalışabildiği araçlardan bazıları şunlar: Airtable, Notion, Google Sheets, Firebase, Figma. Arka uçtan, ön uca kadar komple destek sunuyor.

Biz Akbank Tasarım Ekibi olarak tercihimizi Webflow’dan yana yaptık. Özelleştirme yetenekleri ile daha karmaşık ihtiyaçlarımızı doğru bir şekilde karşılayabileceğini düşünüyoruz.

Framer

Bu listeye sonradan girmesine rağmen ilk sıraya yerleşen Framer, sonradan no-code aracına dönen çözümlerden birisi. Framer ilk yola çıktığında aynı Figma gibi sadece arayüz tasarımı yapmamıza yardımcı oluyordu. Prototip yanı Figma’dan kat kat güçlü olmasına rağmen tasarım konusunda eksik kaldığı noktalar bulunuyordu. Framer ekibi ise olaya çok farklı bir bakış açısıyla yaklaşıp kendilerini çok başka bir sektörün içerisine başarılı bir şekilde dahil ettiler.

Framer şu anda tasarım yapmak konusunu da oldukça basite indirgemiş durumda. Yaptığınız bir arayüz (UI) tasarımını sadece publish et(yayınla) tuşuna basarak canlı bir web sayfasına çevirebiliyorsunuz. Yani adeta bir UI tasarım aracını kullanıyorsunuz ve elde ettiğiniz tasarımı hiçbir uğraş vermeden çalışan bir yapıya dönüştürebiliyorsunuz.

Eklenti olarak çok kuvvetli olmasa da Framer’in desteklediği araçlar da no-code çalışmalarınız için yeterli düzeyde olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte Figma’da yapmış olduğunuz tasarımları da Figma’ya eklediğiniz Framer plugini ile doğrudan Framer içerisine alıp canlıya çevirebiliyorsunuz.

Son olarak Framer kendisine bu konuda o kadar çok güveniyor ki şu anda kullandıkları kendi websitelerini de tamamen Framer üzerinden kurmuşlar. Buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Bubble

Kendini bu alanda tanıtmış ve kullanıcı sayısı fazla olan oyunculardan birisi de Bubble. Bubble’ın olarak öne çıktığı noktalardan birisi sürükle bırak mantığını iyi bir şekilde oturtmuş olması fakat yapabildiği çok güzel bir şey daha var ki bu özelliği gölgede bırakıyor; bünyesinde çeşitli pluginleri kullanabiliyor olmanız.

Bubble üzerinde yapmak istediğiniz websitelerini ihtiyacınız olan şeylere göre pluginler ile destekleyebiliyorsunuz. Airtable, Box, Google ve Gma kullanabileceğiniz pluginlerden sadece bazıları. Bu tanınmış pluginler dışında da küçük küçük işler için bile pluginler mevcut. Bir grafik çizmek için bile pluginlerden yardım alabilirsiniz.

Pluginli yapısı çok kuvvetli olsa da geriye düştüğü noktalardan birisi hazırlamış olduğunuz web sitelerini responsive olarak harika bir şekilde dönüştüremiyor oluşu. Manuel olarak düzenlemeniz mümkün fakat bu da kullanıcılarını oldukça yavaşlatıyor.

Sektördeki kuvvetli isimlerden olsa da Bubble’ın bir kaç yeniliğe ihtiyacı var gibi duruyor. Yenilikleri eklediğinde çok daha kuvvetlenebilecek güzel özelliklere sahip bir araç olduğunu düşünüyorum.

Bravo Studio

Sıradaki üyemiz sadece mobil için özelleşmiş bir çözüm olan Bravo Studio. Native’e yakın mobil uygulamaları kod yazmadan hazırlayabilmenize olanak tanıyor. Figma’da yapmış olduğunuz bir tasarımı doğrudan Bravo içerisine alabiliyoruz. Bu konuda oldukça başarılı çalışıyor. Bravo tag olarak isimlendirdikleri tagleri uygulamanıza yerleştirdikten sonra Bravo uygulamanızı sizin için oluşturuyor. Sonrasında uygulamanızın paylaşım linkini Bravo’ya ekliyorsunuz ve ufak bir kaç dokunuştan sonra uygulamanız hazır hale geliyor.

Aynı zamanda Adobe XD ile de çalışabilen Bravo’yu Adobe XD ile kullanmak da oldukça basit. Tek bir plugin kurmanız yeterli oluyor. Tasarımınızı yapıyorsunuz ve sadece senkronize etmeniz yeterli oluyor. Hatta Adobe Xd ile Figma ile çalışılandan daha basit çalışılıyor bile diyebilirim.

Backend tarafında da bir çok modern araçla birlikte çalışabilen Bravo’nun çalışabildiği toollardan bazıları şunlar; Notion, Airtable, Firebase, Google Sheets.

Diğer araçlarla benzer şekilde ücretsiz versiyonu bulunan Bravo’yu ücretsiz bir şekilde öğrenebilir ve kendinizi bu konuda oldukça geliştirebilirsiniz.

Thunkable

Native kalitesinde uygulamalar yapabilmeniz için iyi çözümlerden birisi olarak konumlanan geliştirme ortamlarından birisi de Thunkable.

Figma üzerinden oluşturmuş olduğunuz bir arayüz tasarımını doğrudan Thunkable’a aktarabiliyorsunuz. Tabi sonrasında bazı şeyleri belirtmeniz gerekiyor ama bu işlem oldukça basit olarak gerçekleşiyor. Drag & drop yapısı ile birlikte çalışan Thunkable bununla birlikte çok basit ve anlaşılır bir proje yapısını bizlere sunuyor. Bünyesinde hazır olarak da birçok hazır şablonu mevut.

Bünyesinde gayet yeterli dokümanı da bulunduran Thunkable’ı başlangıçta ücretsiz olarak geliştirme yapmak için kullanabiliyorsunuz. Bununla birlikte Thunkable’ın starter planları da oldukça uygun fiyatlı olarak bulunuyor.

Airtable

Şimdiye kadar anlattığımız tüm uygulamalar backend(uygulama ve web sitelerin verilerinin barındırıldığı ve işlendiği bölüme verilen isim diyebiliriz) için çözümler üretiyor olsa da çoğunlukla frontend (uygulama ve web sitelerin gördüğümüz görsel kısımlarının bulunduğu bölüme verilen isim diyebiliriz) ile ilgili bölümlerdi. Airtable her şeyi bağlayın sloganıyla yola çıkmış ve bu işi çok iyi bir şekilde başarıyor.

Airtable, Excel’e çok benziyor fakat çok daha basitleştirilmiş ve online çözümleri kolay bir şekilde sunuyor. Bu özelliklerinin yanında ekibinizle birlikte çalışabilmenize ve verilerinizi tek bir alanda canlı olarak oluşturabilmenize olanak tanıyor. Kanban, list gibi çeşitli farklı görünümler ve stillerde çalışmalar oluşturabiliyorsunuz.

Esas noktaya dönecek olursak: Airtable, verilerimizi düzenli ve kolay bir şekilde yönetebilmemizi sağlıyor. Bu listeye onu sokan en önemli nokta ise hemen hemen bütün no-code toolları ile bağlanarak tutacağınız veriyi Airtable ile yönetebilmeniz.

Zapier

Geliştireceğimiz no-code web siteleri arka kısmından devam edelim. Aklınıza gelen hemen hemen tüm uygulamaları birbirine bağlayabilmeniz için Zapier harika bir tool. Zapier kod yazarak yapabileceğiniz otomatikleştirme işlemlerini kod yazmadan çözebilmenize olanak tanıyor.

Normal dünyada sürekli tekrarladığınız işlemleri otomatize etmek istiyorsanız bunun için bir program yazmalı ve bu şekilde kontrolünü sağlamalısınız. Örneğin; Zapier ile formlardan aldığınız formları Airtable’a otomatik olarak taşıyıp analiz edilen verileri doğrudan web sitenize taşımanız için sadece bağlantı kurmanız yeterli oluyor. Gelen verinin fazla veya az olması önemsiz oluyor. Basit bir örnek üzerinden gitmiş olsak da Zapier 5000’den fazla uygulama ile birlikte çalışıyor. Kısacası isteğinize ve ihtiyacınıza göre akışları otomatize etmenize olanak tanıyor.

Son Olarak

Listede bir çok no-code aracına göz attık. Hepsi bireysel kullanımda ücretsiz bir şekilde faydalanabilmenize olanak tanıyor. Öğrenmek için bir bütçe ayırmanıza gerek olmayan bu araçları sadece öğrenmekle kalmayıp kendi ufak ihtiyaçlarınızı da ücretsiz bir şekilde karşılayabilirsiniz.

Ne dersiniz, gelecekte no-code toolları sayesinde programlamaya ihtiyaç sadece ileri düzey işlerle sınırlanır mı?

Akbank Design Studio Medium blogunda okumak istediğin başka konu var mı? Bize bu formdan ulaşabilirsin.

--

--