KOBİ’lerin yeşil dönüşüm yolculuğu

Akbank
Akbank Sürdürülebilirlik
5 min readJun 27, 2024

OECD 2021 yılı verilerine göre KOBİ’ler, dünya çapındaki ticari ve endüstriyel enerjinin yüzde 50’sini tüketiyorlar. Birleşik Krallık’ta ise ticari emisyonların yarıdan fazlasının, sayıları 6 milyonu bulan küçük ve orta ölçekli işletmeden geldiği tahmin ediliyor. Yine OECD Girişimcilik, KOBİ’ler, Bölgeler ve Şehirler Merkezi Direktörü Lamia Kamal-Chaoui, KOBİ’lerin ticari sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu ifade ediyor. Bu bulgular, KOBİ’lerin küresel iklim eyleminin önemli bir parçası olduğunu söylemekle birlikte önemli bir çevresel ayak izine sahip olduğunu da gösteriyor.

İklim değişikliği, toplumu ve ekonomiyi etkileyen en önemli küresel sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliğine karşı yürütülen stratejide, küresel ısınmanın başlıca sebeplerinden olan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına öncelik tanınması gerektiği hemfikir olunan konulardan biri. Bu da dikkatleri, iklim hedeflerine ulaşmada kritik birer öneme sahip olan KOBİ’lere çekiyor.

KOBİ’lere yönelik farkındalığı artıran 3 neden

KOBİ’ler bireylerin, toplulukların ve diğer işletmelerin davranışlarını ve iş yapış biçimlerini şekillendirmede hayati öneme sahipler. Uzmanlara göre hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde ulusal ve bölgesel politika oluşturmada KOBİ’ler büyük ölçüde ihmal edilmiş durumda. Ancak bu davranış bir süredir değişime uğruyor. Yakın tarihten bu yana çeşitli nedenlerden dolayı, iklim politikaları ve analizlerde KOBİ’lerin rolüne ilişkin artan bir farkındalık hakim. Bu artan farkındalığın ardında yatan nedenler şöyle sıralanabilir: Öncelikle, 2030 ve 2050’ye kadar gerçekleştirilmesi taahhüt edilen iklim değişikliğini azaltma hedefleri daha somut hale geldikçe ekonomideki tüm aktörlerin bir rol oynaması gerektiği ve KOBİ’lerin de bunda paylarının olduğu daha açık hale geldi. İkincisi, giderek artan sayıda ülke, KOBİ’lere yönelik KOBİ stratejileri ve birtakım kapsamlı yaklaşımlar hayata geçiriyor ve bunların çoğunda çevresel konular öne çıkıyor. Üçüncüsü, Covid-19 salgınıyla KOBİ’lerin önemi ve finansal kırılganlıkları bir kez daha ortaya çıktı. Çevre odaklı sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin amaçlandığı yeşil toparlanma kapsamında uygulanan önlemler ise KOBİ’lerin koşulları ve ihtiyaçlarıyla birlikte rekabetçiliklerini etkileyen olumsuz durumlarla nasıl başa çıkabilecekleri gibi konuların gündeme taşınmasını sağlıyor.

Uzmanlara göre yeşil ekonomiye geçiş yapabilmek için öncelikle KOBİ yönetişiminin rolünü iyi anlamak ve KOBİ’leri geçişin merkezine yerleştiren yeni bir gündem ortaya koymak gerekiyor. OECD’nin “No net zero without SMEs” başlıklı çalışmasına göre KOBİ’ler yeşil ekonomiye geçiş çabalarında birtakım engellerle karşı karşıya. İş senaryoları etrafındaki karmaşıklığa ek olarak, değişen çevresel gereksinimler ve ihtiyaçlar konusundaki farkındalık ve bilgi eksikliği ise bambaşka zorluklar doğuruyor. Lamia Kamal-Chaoui, COP28’de yaptığı konuşmada “bazı küçük firmalar ve start-up’ların, net sıfıra ulaşmak için ihtiyaç duyulan ürünlere ve inovasyona öncülük ettiğini ancak buna rağmen bugüne kadar oluşturulan politikaların büyük firmalara odaklandığını” belirtiyor ve ekliyor: “Bunun değişmesi gerekiyor. KOBİ’lerin işine yarayacak düzenlemeleri gerçekleştirmek ve teşviklerle emisyonlarını azaltmak için doğru tavsiyeye, becerilere ve finansmana erişmelerini sağlayacak politikaları uygulamaya koymamız gerekiyor.”

Çevresel ayak izini azaltma çabaları

Önemli bir çevresel ayak izine sahip olmakla birlikte gerçekleştirdikleri inovasyonlar ve çevreci çabalarıyla KOBİ’lerin net sıfıra ulaşmadaki katkıları gözden kaçmayacak seviyede. Bu ilerlemede yalnızca KOBİ ekosistemi içindeki aktörlerin ve tüketicilerin payının olduğunu söylemek yeterli olmaz. Bununla birlikte çalışanların, yatırımcıların ve daha yeşil tedarik zincirleri geliştirmek isteyen daha büyük firmaların varlığı da KOBİ’lerin yeşil dönüşüm yolculuğunda aktif bir rol oynayacağının bir göstergesini oluşturuyor.

Rakamlara bakacak olursak KOBİ’ler çevresel ayak izlerini azaltmak için adımlar atıyor. Enterprise Research Center, 2020 yılında Birleşik Krallık’taki KOBİ’lerin yüzde 72’sinin çevresel ayak izlerini azaltmak için adımlar attığını ileri sürüyor. Yine Avrupa Komisyonu 2015 yılı verileri Avrupa’daki KOBİ’lerin yüzde 87’sinin çevresel ayak izlerini azaltmak için bazı eylemlerde bulunduğunu ve bunun 2020 yılına kadar devam ettiğini ortaya koyuyor. 2020 verileri KOBİ’lerin yüzde 91’inin en az bir tür çevresel veya sosyal sürdürülebilirlik eylemi üstlendiğini; bu eylemlerin yüzde 61’inin malzemelerin geri dönüşümü veya yeniden kullanımını, yüzde 52’sinin ise enerji ve doğal kaynak tüketiminin azaltılmasını kapsadığını gösteriyor.

KOBİ’lerin bu çabası çeşitli oluşumlarla da destekleniyor. Kurumsal iklim liderleriyle birlikte oluşturulan SME Climate Hub, işletmelerin sürdürülebilirlik ve iklim hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış kaynaklardan yalnızca birini oluşturuyor. Bununla birlikte uzun vadede ilerleme için büyük şirketlerin ve hükümetlerin de yeşil ekonomiye geçiş yapma konusunda tedarikçilerini desteklemesi gerektiğinin altı çiziliyor.

2017 yılında Walmart, 2030 yılına kadar şirketin küresel tedarik zincirinden 1 gigaton karbon emisyonunu azaltmayı hedefleyen Project Gigaton’u hayata geçirerek konunun erken örneklerinden biri oldu. Şirketin satıcı ağındaki KOBİ’lerin sürdürülebilirlik gerekliliklerine uyabilmesini amaçlayan projede, geçtiğimiz yıl Kasım ayı itibarıyla hedeflenen gigatonun yüzde 57’sine ulaşılmış durumda. Hindistan ise yenilikçi temiz enerji start-up’larına destek vermek için 2021 yılında Mission Innovation CleanTech Exchange’i başlattı. Projeyle temiz enerjiyi uygun fiyatlı ve erişilebilir kılmakla birlikte Paris Anlaşması taahhütlerini ve ‘net sıfıra ’yönelik adımları hızlandırmak amaçlanıyor.

Finansmana ihtiyaç var

KOBİ’lerin yeşil dönüşüm için ihtiyaç duyduğu kalemlerin başında finansman geliyor. Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği ve SMEunited işbirliğiyle hazırlanan Avrupa Birliği içerisindeki KOBİ’lerin yeşil dönüşümle ilgili karşılaştıkları zorluklara ilişkin genel bir bakış sunan rapora göre KOBİ’lerin yüzde 58’i yeşil dönüşüm projelerine yatırım yapıyor. Bu, konunun KOBİ’ler nezdinde güçlü bir yankı bulduğunu ve KOBİ’lerin de bu doğrultuda hareket ettiğini açıkça gösteriyor. Bununla birlikte, yeterli finansmanın sağlanamaması önemli bir engel olmaya devam ediyor: KOBİ’lerin yatırımlarının yüzde 35’i dış kaynaklar tarafından finanse ediliyor ancak elde edilen finansmanın yalnızca yüzde 16’sı sürdürülebilir finans kategorisinde yer alıyor. KOBİ’lerin henüz yüzde 12’sinin gönüllü olarak sürdürülebilirlik raporu hazırlaması ve sadece yüzde 30’unun çevre üzerindeki anlık ve uzun vadeli etkilerini ele aldıkları çevresel yönetim sistemlerini kurmuş olması durumun aciliyetini ortaya koyan başka bir çarpıcı veriyi oluşturuyor. Raporda ayrıca bankaların sürdürülebilir finansman sağlama kapasitesinin teşvikler ve düzenlemeler aracılığıyla önemli ölçüde artırılması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Akbank da hayata geçirdiği pek çok proje ve destek paketleriyle KOBİ’lerin gerekli finansmana ulaşmasını kolaylaştırmayı öncelik edinen bankalar arasında konumlanıyor. Sürdürülebilir bir gelecek vizyonuna hizmet etme gayesiyle hareket eden Akbank’ın sunduğu “KOBİ Eko Dönüşüm Paketi” bu amaca hizmet eden çözümler arasında yer alıyor.

Çevresel anlamda pozitif bir etki bırakmak amacıyla gerçekleştirilen KOBİ’lerin yeşil dönüşüm yolculuğu, bu anlamda sürdürülebilir kalkınmaya daha kapsayıcı bir perspektif sunuyor. KOBİ Eko Dönüşüm Paketi kapsamında da yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, döngüsel ekonomi gibi oldukça geniş bir perspektiften KOBİ’lere finansman desteği sağlanıyor. Bu doğrultuda yeşil ve temiz enerjiye geçiş için “Enerji Verimliliği Kredisi”, çevresel ayak izinin azaltılmasına yönelik “Atık Yönetimi Kredisi”, “Su Yönetimi Kredisi”, “Atık Su Yönetimi Kredisi”, “Sürdürülebilir Tarım Kredisi” ve mobilitenin düşük karbon ekonomisine geçişine teşvik için ise “Temiz Ulaşım Kredisi” paket kapsamında sunulan hizmetler arasında yer alıyor. KOBİ’lerin karbon ayak izlerini azaltmaya ve enerji giderlerini düşürmeye yönelik tüm faaliyetlerini teşvik ve finanse etmeyi hedefleyen Akbank,

bu hizmetlerinin yanı sıra karbon ayak izi ölçümü ve şirket ÇSY analizi uygulamalarıyla KOBİ’lerin mevcut durumlarını ve gelişim alanlarını tespit edebilmesine de olanak tanıyor.

Ayrıca, KOBİ’ler için İhracatı Geliştirme A.Ş. (İGE) kefaletiyle “İGE-Akbank Yeşil Dönüşüm Kefalet Destek Paketi”ni sunan Akbank, bu kapsamda mal ve hizmet ihraç eden KOBİ’lerin finansman ihtiyaçlarının giderilmesine ve yeşil dönüşüm sürecine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kredi kullanımında KOBİ’lere teminat çözümü sunan “İGE-Akbank Yeşil Dönüşüm Kefalet Destek Paketi” ile KOBİ’ler yeşil dönüşüm yolculuğunda yüzde 80 İGE kefalet desteği ile 18,8 milyon TL ve 24 aya kadar kredi alabiliyorlar.

Akbank’ın İGE ile yaptığı bu işbirliği sektörde bir ilk olma özelliği de taşıyor. Daha önce farklı kefalet kuruluşlarının tüm bankalarla birlikte oluşturduğu ürünler mevcuttu ancak bu ürün, sadece İGE ve tek banka olarak Akbank’ı kapsamasıyla diğerlerinden ayrışıyor.

--

--