Sürdürülebilir bir gelecek için bireysel tasarruf yöntemleri

Akbank
Akbank Sürdürülebilirlik
4 min readJul 17, 2024

Tasarruf sözcüğü bugüne kadar; bireylerin gelir/giderlerini kontrollü şekilde yönetmelerine olanak sağlayan ve daha çok ekonomiyle ilişkilendirilen bir kavram olarak hayatımızda yer etti. Şimdiyse tasarruf bilincine bambaşka bir noktadan, çevreci bir yaklaşımla bakıyoruz: gezegenimizin geleceğini kurtarmak ve korumak için tasarruf.

İnsanlığın yaşamak ve üretmek için sürdürdüğü bazı faaliyetlerin, ekosistem üzerinde geri dönülemez bir etkiye sebep olduğu görülüyor. Son yıllarda karşı karşıya kaldığımız gıda, su, enerji, ekonomi alanlarındaki küresel krizler, insanlığa hayatta kalabilmek için yeni koşullara ayak uydurmanın yani direnç geliştirmenin ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor. Direnç geliştirebilmenin yolu ise karşımıza çıkacak küresel krizlere ve doğuracağı ihtiyaçlara karşı hazırlıklı olmaktan bir diğer anlamıyla tasarruftan geçiyor.

Gelecek kuşaklara daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya bırakmak için eldeki kaynakları idareli kullanmamız gerekiyor. Bu sebeple tasarruf kelimesini günlük hayatımızda daha sık duyar olduk. Toplumsal düzeydeki eylemlerin yanı sıra günlük yaşamlarımızda atacağımız küçük adımlar da dünyanın geleceği için büyük önem taşıyor. Gelin, kaynakları boşa harcamadan kullanmanın önemi giderek artarken birey olarak günlük yaşantımızda ve evde tasarruf etme yollarına birlikte bakalım.

Satın Almadan Önce 1 Gün Düşünün

Satın aldığımız her ürünün; onu üretmek için kullanılan malzemelerden üretim sırasında yaydığı kirliliğe hatta ambalaja kadar bir çevresel ayak izi vardır. Ambalajlar doğru şekilde dönüştürülmediğinde büyük ölçüde çevre kirliliğine neden oluyor. OECD’nin 2022 tarihli raporuna göre plastik atıkların yalnızca yüzde 9’u dönüştürülebiliyorken yüzde 22’si de yanlış yönetiliyor. Üretilen tüm plastiklerin yüzde 36’sı ambalajlarda kullanılıyor ve bunların yaklaşık yüzde 85’i kontrolsüz şekilde çöpe karışıyor. Yine okyanuslarda biriken plastik atıklar küresel bir kriz haline gelmiş durumda. Öyle ki 2050 yılına kadar plastik atıkların, denizlerdeki balık popülasyonundan daha fazla olması bekleniyor.

Bir ürünü ömrünün sonunda geri dönüştürsek bile, satın alma işlemiyle şimdiye kadar gezegene verdiği hasara ortak olmuş sayılıyoruz. Bu yüzden kendinize, satın almadan önce gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını sorabilirsiniz. Yeni bir ürün yerine ikinci el satın almayı düşünebilir ya da çevreye daha az zararı olan malzeme ve ambalaj kullanılmış, daha az nakliye yüküne sahip ürünleri tercih edebilirsiniz. Nitekim satın alma alışkanlıklarının da bu yöne evrildiği görülüyor. Çevresel sürdürülebilirlik, Y ve Z jenerasyonlarının öncelikleri arasında yer alıyor. Deloitte’un raporuna göre Y ve Z kuşaklarının yüzde 60’ından fazlası sürdürülebilir ürünler satın almak için daha fazla ödemeye hazır olduklarını söylüyor. Bununla birlikte her iki jenerasyonun da yaklaşık yüzde 25’i tedarik zincirinde sürdürülebilir olmayan uygulamalara sahip şirketlerle olan ilişkilerini durduğunu veya azalttığını ifade ediyor.

Plastik Kullanımınızı Azaltın

5 Gyres Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre okyanuslarda 170 trilyondan fazla plastik parçacığı yüzüyor. Her yıl binlerce deniz kuşu, deniz kaplumbağası, fok ve diğer deniz memelileri plastik yuttukları veya plastiklere dolandıkları için can veriyor. Bilim insanları, plastiklerin bu denli hızlı şekilde çevreye salınmalarının devam etmesi halinde temizliğin nafile olacağı konusunda insanlığı uyarıyor. Hâl böyleyken plastik atıklarınızı azaltmaya başlamak için adım atmanın tam zamanı.

İşte plastik kullanımını azaltmak için birkaç basit adım: Alışveriş yaparken yeniden kullanılabilir poşetler ya da bez çantalar kullanın. Tek kullanımlık su şişelerini, pipetleri bir kenara bırakın ve plastikten yapılmış veya plastikle paketlenmiş ürünlerden mümkün olduğunca kaçının. Yeniden doldurulabilen ambalaja sahip ürünler tercih etmeye çalışın.

Unutmayın, kaçınılan her plastik parçası gezegen için bir kazanç.

Suyu Bilinçli Tüketin

Dünya nüfusundaki artış, su kaynaklarına olan talebi artırdığı ve benzeri görülmemiş kuraklıklarla karşı karşıya kaldığımız için suyun korunması kritik önem taşıyor. Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Kuraklığa Dayanıklılık İttifakı ile birlikte hazırladığı Küresel Kuraklık Genel Görünüm 2023 raporunda yer alan bilgiye göre, 101 ülke tarafından paylaşılan veriler doğrultusunda 1,84 milyar insanın kuraklıktan etkilendiği ve bu kişilerin, yüzde 4,7’sinin şiddetli ve aşırı kuraklığa maruz kaldığı görülüyor. Geçtiğimiz yıl itibarıyla, devam eden kuraklık Afrika Boynuzu’nda yaklaşık 23 milyon insanı ciddi boyutta gıda güvensizliğine sürükledi. Yine 2022’de fırtına, sel ve kuraklık gibi hava koşullarına bağlı felaketler nedeniyle 32,6 milyon insan yaşadıkları yerden göç etmek durumunda kaldı.

Dolayısıyla suyu bilinçli tüketmek bir toplumsal sorumluluk aslında. Duş sürelerini daha kısa tutarak, sızdıran tuvaletleri onararak ve daha az su tüketen cihaz seçeneklerini tercih ederek su tasarrufu sağlayabilirsiniz. Yine ellerinizi yıkarken ya da dişlerinizi fırçalarken suyu kapatarak, çamaşır makinesinde ön yıkama işlemini iptal ederek, bulaşıkları sudan geçirmeden bulaşık makinesine koyarak su kullanım alışkanlıklarınızı basit adımlarla değiştirmeye başlayabilirsiniz.

Evinizde Enerji Kullanımını Verimli Hale Getirin

Evinizin yeterli bir yalıtım sistemine ve enerji tasarruflu pencerelere sahip olup olmadığını kontrol ederek enerji kullanımınızı gözden geçirmeye başlayabilirsiniz. Daha verimli ısıtma/soğutma için programlanabilir bir termostattan faydalanabilirsiniz. Rüzgâr ya da güneş gibi diğer temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek sıcak su, ısınma hatta elektrik ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bununla birlikte kullanmadığımız elektronik ürünlerin fişlerini prizden çekmeyi unutmamak da elektrik tasarrufunda küçük ama etkili bir adım olabilir. Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi’nin (NRDC) yaptığı araştırma, bekleme modundaki elektronik aletlerin, bir evin aylık enerji tüketiminde ortalama yüzde 23’lük bir paya sahip olduğunu gösteriyor. Aynı araştırma, aktif olmayan elektronik ürünlerin her yıl 100 milyar kilowatt saatten fazla enerji israfına ve bunun Amerikalı tüketicilere 19 milyar dolardan fazlaya mal olduğunu -50 enerji santralinin harcadığına eşdeğer- ortaya koyuyor.

Görüldüğü üzere bireysel sürdürülebilirliğe, bu basit adımları uygulayarak başlayabilirsiniz. Kulağa basit gelse de gezegenimizin geleceği adına büyük etkiye sahip olduğunu söylemek mümkün. Üstelik bu basit adımları uygulayarak yalnızca tasarruf yapmakla kalmayıp gezegenin kaynaklarını da doğru kullanarak sürdürülebilir bir geleceğin parçası olabilirsiniz.

--

--