Kalite ve Çeviklik Yolculuğunda Düşündüren Kelimeler…

Burcu Semiz Asan
Akbank Teknoloji
Published in
4 min readApr 20, 2023

Hepimiz sürekli değişim ve dönüşümlerden geçiyoruz. Bu süreçler sırasında ya da bir es verdiğimizde aklımıza düşen kelimeler de olmuyor değil.

Neler mi mesela?

Kendi kendini yönetmek

Belki de değiştirilmesi veya gerçekleştirilmesi en çok zorlanılan konuların başında geliyor. Çocukluğumuzda bizler kendi kendini yöneten çocuklardık; kimse bize ne zaman hangi dersi çalışmamız gerektiğini söylemezdi, hedefimiz vardı ve hedefe ulaşmak için kendi planlamamızı yapardık. İş hayatına başlayınca sürekli bize ne yapmamız gerektiğini söyleyen çeşitli roller ortaya çıktı. Önce bir afalladık; şimdi ise tekrar kendini yöneten insanlar, takımlar, kurumlar olmaya çalışıyoruz. (Plaza dilinde self-organization )

Unlearn — Öğrenmek için öğrendiğini unutmak

Eğer çevik olmak, değişen şartlara uyum sağlayabilmektir diyorsak, herkes değişen şartlarda yeniden öğrenmek için “unlearn” yapabilmeliydi. Belirli bir yıldır iş hayatında olan herkesin şimdiye kadar tecrübe ettiği kendi doğruları var. Bu yüzden mevcut iş yapış şekillerini unutmak, farklı yollar denemek zor bir hikaye. Bununla birlikte konfor alanlarımızdan çıkıp kendimize meydan okuma zamanı aslında çoktan geldi geçiyor bile. (Plaza dilinde challenge)

Profesyonel hayatımızı bir kenara bırakalım, özel hayatımızda bile bildiklerimizi sürekli unutmamız gereken süreçlerden geçmiyor muyuz? Haydi birlikte düşünelim; kendi hayatımdan bir örnekle bile çok net
“Evet, geçtim.” diyebiliyorum. Ebeveynlik serüvenim mesela. Anne ve babamdan gördüğüm, öğrendiğim bazı şeyler kendi bebeğimi yetiştirirken işe yaramayınca bildiklerimi unutup yeni şeyler denemem ve keşfetmem gerekti. Keza ikinci bebeğimi büyütürken ilk annelik tecrübemde öğrendiklerimi unutup, yeniden farklı şekilde öğrenmem gibi ilerleyen sonsuz bir döngü ile yoluma devam ettim. Unuttum, öğrendim ve tekrar öğrendim.

Bebeklik geçti, şimdi ergenlik süreciyle ebeveynlik serüvenim devam ediyor. Anlayacağınız öğrenmenin, düşünmenin, denemenin ve yeniden cesaret edebilmenin keyfini hala çıkarıyorum.

“‘Neden olmuyor?’ yerine ‘Nasıl olabilir?’ diye sormak ve yola koyulmak

Özünde takıma önce amacı, sonra bu işi birlikte nasıl yapacağımızı açıklarsak, inandığımıza inanmalarını sağlarsak, takım nasıl ilerleyeceğini kendisi bulur. Anlam bulmak burada her zaman anahtar kelime sanırım.

“Neden?” yerine “Nasıl?” sorusu sormaya başladığımızda işler daha akıcı hale gelmeye başlıyor. Mesela “Neden başaramadım?” yerine “Nasıl başarabilirdim?” dediğimizde daha çok cevap buluyoruz. Bazı şeyleri anlamlandırabilmek için nedenden daha fazlasına ihtiyacımız var ve çoğu zaman “Nasıl?” sorusu daha geniş bir pencereden bakmamızı sağlıyor. “Neden?” sorusunun ise arkası genellikle ikinci bir “Neden?” sorusu… Bu döngü öylece sürüp gidiyor. Hayat da öyle değil mi? Cevabı bulduğumuzu sandığımız anda bir bakmışız, hayat soruları değiştirivermiş.

Sonuç olarak işler yapılır, projeler biter, başarmanın hazzı asıl kıymetli olandır. Kendimize sürekli bir şeyler katmaktan, denemekten, denerken keyif almaktan vazgeçmeyelim. Üretmek hayat enerjimizi yükseltirken, ürettiklerimizi paylaşmak hayatı daha anlamlı kılıyor. Zira bana göre insan bilgiyle, bilimle, bildiğini ve deneyimini yaşama aktarmasıyla, paylaşmasıyla zenginleşiyor.

Bireysel çeviklik

Aslında sadece iş hayatında değil, hayatımızın her alanında çevik olmaya ihtiyacımız var. Hayatımızda hep kocaman bir yapılacaklar listesi varken yeni denemeler yapmayı, iş ile birlikte kişisel hayatlarımıza da dahil etmeliyiz.

Her zaman dönüşümlerde insan boyutunun, kültürel değişimin, farkındalık seviyemizin-tüm bu süreci yönetecek faktör insan olduğundan-başı çektiğini düşünmüşümdür. Tabii ki insan kaynağının yanında süreçler, organizasyon yapısı, araçlar, alt yapı, teknoloji, bütçeler, finans vb. faktörler de önemli yer kaplıyor.

Bir yazıda agility yani çeviklik kavramının bir insanda aşağıdaki yedi boyutta ele alınmasının mümkün olduğunu okuyup “Evet işte bu!” demiştim. İşin yöntemi ve aşamalarını düşünürsek, sizlerin de gerçekten doğru dediğinizi duyar gibiyim.

· Kişisel farkındalık

· Geri bildirime açıklık

· Çevresel farkındalık

· Değişimde çeviklik

· İlişkilerde çeviklik

· Bilişsel çeviklik

· Başarma azmi/tutkusu

Özetle en başta kendimiz “Ne kadar agile’ız?” ona bakmalıyız ve çevikliği kucaklamalıyız. Çevikliğin “Etkileşim”, “Çıktı Odaklılık”, “Müşteri Odaklılık”, “Değişim Odaklılık” şeklindeki değerlerinin özünde kaliteye hizmet ettiğini unutmamalıyız. Hızlı ve kaliteli ürün çıkarabilme, pazar fırsatlarını yakalayabilme, daha yalın ve daha az maliyetle daha çok üretebilmek için işimizi agile yapmakla yetinmemeli, hayatımızın her alanında agile olmalıyız. (Doing Agile vs. Being Agile)

İşte tam da o son boyuttan (Başarma azmi/tutkusu) yola çıkarsak; büyük bir organizasyonu çevik kafa yapısına (Plaza diliyle mindset) getirmeye, kalite odaklı dönüştürmeye çalışan bizlerin kendi hayatlarımızda bireysel çevikliğe ve kültürel dönüşüm hikayesine karşı tutkusu olmalı.

Yazılım geliştirme yaşam döngüsünde sorunları görmüş ve her daim yapılan işi nasıl iyileştirebilirim diye kafa yoran ekipler olarak, dönüşüme yardımcı olmak ve faydalarını görmek hayalimiz. Kendi adımıza bu yolculukta daha çok yolumuz var ama bir o kadar da dönüşümü görmeye, insanlara ve takımlara yeni bir pencere açmaya dair tutkumuz var.

Unutmayalım ki hayatta her şey sürekli bir devinim halinde. Dolayısıyla bu yazdıklarım yarın bambaşka şeylere dönüşebilir. Hiçbirine sonsuza dek tutunmuyorum.

Mevlana’nın pek güzel dile getirdiği gibi: (Bir motto gibi; hayat felsefesi olabilecek kıymette.)

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş…

Dünle beraber gitti cancağızım

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…”

Hayat her gün yeniden başlıyor. Mademki hızlıca akıp gidiyor zaman, o halde geçip gidene yanmaktansa, yüzü yarına döndürmek lazım.

Çünkü biliyoruz ki yine baharlar gelecek ve her şey çok daha güzel olacak!

--

--