Kurumsal Mimari ile Çevik Çalışma Modelini Nasıl Birleştirdik?

Goksen Cavusoglu
Akbank Teknoloji
Published in
4 min readJul 12, 2023

Mayıs ayında Budapeşte’de düzenlenen Software AG International User Group Konferansı’nda, Akbank Teknoloji bünyesinde yürüttüğümüz kurumsal mimari çalışmalarımızı, çevik çalışma modeli ve prensipleriyle nasıl birleştirdiğimizi ve bu süreçte bize ivme kazandıran Kurumsal Mimari Yönetim Platformumuz Alfabet’i nasıl kullandığımızı paylaştığım bir sunum gerçekleştirdim. Diğer Alfabet kullanıcıları tarafından ilgiyle karşılanan sunumda söz ettiğim konuları bu yazımda özetlemeye çalışacağım.

Tanım olarak kurumsal mimarinin temel işlevi, kurumun hedefleri, yapısı, işleyişi, kullandığı sistemler ve sistemlerde kullanılan teknolojiler hakkında bilgi vermektir[1]. Temel amacı ise kurum içerisinde bilişim sistemlerinin ve teknolojilerinin kurumun hedefleri ve işleyişi ile uyumlu bir biçimde ortak standartlara uygun hale gelmesini, bu yolla bilişim ve iletişim kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasını sağlamaktır[2]. Bir başka deyişle kurumsal mimari, teknoloji bünyesinde yapılan işlerin hedeflere uygun olmasını ve bunu yaparken de belirlenen standartlara, prensiplere uygun kalmasını gözetir. Yaygın olarak kullanılan bir kurumsal mimari çerçevesi olan TOGAF’a (The Open Group Architecture Framework) göre kurumsal mimari temel bileşenleri olan iş mimarisi, uygulama mimarisi, veri mimarisi ve teknoloji mimarisi alanlarının her birinde mevcut yapıyı (As-Is) bilir, hedef yapıyı (To-Be) tanımlar ve ikisi arasındaki açığı kapatmak için gerekli proje ve programları tanımlayarak tüm sürecin belirlenen standart ve prensiplere uygun olmasını garantilemeye çalışır.

[1] ^ Schekkerman, J. (2004). How to Survive in the Jungle of Enterprise Arhitecture Frameworks: Creating or Choosing an Enterprise Architecture Framework. 2. Basım. S. 14. Trafford

[2] ^ a b Minoli, D. (2008). Enterprise Architecture A to Z: Frameworks, Business Process Modeling, SOA, and Infrastructure Technology. S. 9–11. Auerbach.

Peki, bu tanıma göre geleneksel anlamdaki kurumsal mimari yaklaşımları ve pratikleri günümüzdeki hızlı değişen, belirsizliğin yüksek olduğu, sürekli dönüşen, dinamik teknoloji dünyasında yeteri kadar “çevik” olabilir mi?

Geleneksel kurumsal mimari yaklaşımı ile çevik yaklaşımları karşılaştırdığımızda aşağıdaki temel problemlerle karşılaşıyoruz:

1. Fildişi Kulesi Problemi: Bu problem, az sayıda kurumsal mimardan oluşan, merkezi bir kurumsal mimari takımıyla onlarca çevik yazılım geliştirme takımından oluşan IT organizasyonu arasındaki iletişim sorunu olarak tanımlanabilir. Merkezi konumdaki kurumsal mimari ekibi kurumun hedeflerine, stratejisine uygun olarak belirlediği standart ve prensipleri yazılım geliştirme ekiplerine iletmeye çalışır ancak sahadan ve oradaki deneyimlerden uzaktır ve bu tek yönlü iletişim sahada gereken karşılığı görmez.

2. Senkronizasyon Problemi: Organizasyonda farklı disiplinlerde çalışan birçok başka merkezi ekip de vardır: Veri mimarisi, altyapı mimarisi, güvenlik mimarisi, portföy yönetimi. Genellikle farklı bölümlerde yer alan birimlerdir ve herkes konuya kendi perspektifinden yaklaşır.

3. Ortak Dil Eksikliği Problemi: Kurum içinde farklı ekiplerin ortak bir terminoloji kullanmaması, ortak bir hafızaya sahip olmaması büyük verimsizliğe neden olmaktadır.

Tüm bu problemleri gidermek için çözümün şu olduğuna inanıyorum:

“İŞBİRLİĞİ!”

Şimdi size yukarıdaki problemlere geliştirdiğimiz çözümleri ve bunları nasıl yönettiğimizi anlatacağım:

1. Çözüm Mimarı Rolü: Fildişi Kulesi Problemi’ne çözüm olarak, yazılım geliştirme takımlarına “Çözüm Mimarı” rolü tanımlandı. Bu rol, takımların içinde aktif görev alan, tecrübeli ve mimari bakış açısına sahip arkadaşlar arasından belirlendi. Çözüm mimarları ile kurumsal mimarlar arasında yakın iletişime dayanan bir çalışma modeli geliştirdik; ayrıca ortak mimari komiteleri ile de aktif bir iletişim ağımız var. Standart ve prensipleri tek yönlü olarak merkezi ekipten takımlara yaymak yerine sahadan gelen geribildirimlerle birlikte şekillendiriyor, mimari komitelerde kararları birlikte alıyor, kurduğumuz 2 yönlü iletişim ile merkezi kurumsal mimari ekip ile sahadaki Çözüm Mimarları arasındaki mesafeyi azaltıyoruz.

2. Teknik Mimari Komite: Tüm teknoloji organizasyonunu etkileyecek mimari kararları yukarıdan aşağıya bir iletişimle değil, birçok farklı disiplinin katılımıyla bir araya getirdiğimiz “Teknik Mimari Komite”de gündeme taşıyor, kararları her disiplinin katılım sağladığı, eşzamanlı, senkronize olmuş bir yapıyla birlikte alıyor ve şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz.

3. Çevik Süreçlere Entegrasyon: Çevik çalışma modeline göre oluşturulan “Yazılım Geliştirme Yaşam Döngüsü” süreçlerinde de kurumsal mimari yaklaşımı gereklidir. Çünkü kurumsal mimari yapılacak çalışmanın standart ve prensiplere uygun, doğru bir mimariyle oluşturulmasından sorumludur. Ancak bu yaklaşımın kurumun esnekliğini ve çevikliğini negatif etkilememesi, tam tersine verimi ve esnekliği arttırması gerekir. Bu bağlamda, zamanında, gerektiği yerde ve gerektiği kadar mimari yaklaşımını benimsiyoruz. Mimari süreçleri de “Shift Left” mantığıyla gerektiği yerde, gerektiği kadar işletiyor ve “Evrimsel Mimari” yaklaşımıyla sürekli dönüştürüyoruz.

4. Ortak Bilgi Tabanı: Tüm teknoloji ekiplerinin ortak dili kullanması için “Single Source of Truth” prensibiyle doğru, güncel ve tam veriye ulaşılabilir şekilde Kurumsal Mimari Platformumuz Alfabet ürününü kendi ihtiyaçlarımıza göre zenginleştirdik. Şu anda yönettiğimiz bu platformda süreçler, uygulamalar, veri ve altyapı bileşenleri birbiriyle entegre olarak tutuluyor ve hazırladığımız entegrasyon mekanizmasıyla sürekli güncelleniyor. Bu sayede oluşturduğumuz “Varlık Envanterimiz” tüm teknoloji, güvenlik ve iş birimleri tarafından baz alınan bir platform haline geldi. Üstelik Alfabet’teki veri yapımızı uluslararası bir standart olan BIAN’a (Banking Industry Architecture Network) göre kategorize ediyoruz.

Sonuç olarak, geleneksel kurumsal mimari yaklaşımıyla çevik metodolojileri birleştirmenin en önemli anahtarı güçlü bir iletişim, ortak bilgi tabanı, ortak terminoloji ve esnek bir yaklaşımda yer alıyor. Her geçen gün yeni bir kavram/yöntem/teknik ile gelişen teknoloji dünyasında mimarinin de sabit kalması düşünülemez. Mimari de evrimleşmeli, şartlara hızlı adapte olabilen esnek, verimli ve sürekli dönüşen bir yapıya kavuşmalı. Mimariye her zaman ihtiyaç olacak, çünkü otonom olan çevik takımlarının doğru yönde olduklarını garanti edecek yol taşlarına ve hızlı giderken kaza yapmalarını önleyecek kılavuz raylara ihtiyacı var.

--

--