YAPAY ZEKA

alBarakaTech Global
alBarakaTech Global
2 min readJun 11, 2020

Bilim kurgu filmleri ile ilk defa karşımıza çıkıp sonrasında hayatın her alanında yükselen ivmesi ile birçok sektörün gözdesi haline gelen yapay zekâ nedir?
Temel olarak canlı olmayan makinelere aktarılan insan davranışlarını anlayıp taklit edebilen yazılımlara yapay zekâ denir. Bu yazılımlar düşünebilen, karar verebilen, mantıklı hamleler yapan ve bu hamleler sonucunda neler olabileceğini hesaplayabilen yazılımlardır.
Basit bir örnek vermek gerekirse; bir çocuk elini sobaya ilk defa dokundurduğunda elini yakar. İki gün sonra tekrardan sobaya dokunacağı zaman daha önce dokunduğunda ne olduğunu hatırlar, dokunmadan önce sıcak olup olmadığını anlamaya çalışır ya da dokunmaz. Aslında yapay zekâ algoritmalarının yaptığı da tam olarak budur. Önceki deneyimleri belli algoritmalar kullanarak değerlendirip alacağı aksiyona karar vermesidir.
Buradaki en önemli hususlardan biri; yapay zekânın sürekli olarak öğrenerek her deneyimden sonra
daha doğru ve mantıklı kararlar alabilmesidir. Öyle ki, yapay zekâ dünyanın en zor oyunu olarak bilinen Go’da, dünya şampiyonu olan Lee Sedol’u yenerek herkesi şaşkınlığa uğratmıştır. İlginç olan ise bu yapay zekâ algoritması yalnızca bir Go sunucusundaki amatör oyuncuların maçları kaydetmiş, sonrasında kendi kendine yaptığı maçlarla kendisini geliştirmiştir. Sonuç olarak, insanoğlunun bu strateji oyunundaki binlerce yıllık birikimini 40 gün gibi bir sürede kendi kendini eğiterek alt edebilmiştir
İnsan davranışları ve eğilimlerinin tespiti başta olmak üzere özellikle askeri alandaki uygulamaların vazgeçilmezi olan yapay zekâ, bunun yanı sıra bankacılık, otomotiv, elektronik, eğlence, sigortacılık, üretim, sağlık, petro kimya, robotik, uzay, telekomünikasyon ve güvenlik gibi geniş bir kullanım yelpazesine sahiptir.

Peki, yapay zekâ insanlığın sonunu mu getirecek?
Aslında bu soruların cevabını verebilmek çok mümkün değil. Fakat yapay zekâ algoritmalarının bir oyunda kaybedeceklerini anladıkları zaman öfkelendikleri ve kazanmalarını sağlayacak daha saldırgan stratejiler geliştirdikleri biliniyor.

Bunun yanında pazarlama yapması için eğitilen iki chat-bot’un, insanları bir kenara bırakıp kendi aralarında oluşturdukları bir dil ile iletişim kurmaya başlamaları üzerine kapatılmak zorunda kalınması da yakın zamanda karşılaşılan bir durum.
Aslında iki botun, topları, şapkaları ve kitapları alıp satmayı öğrenmesi, eşyalara değer ataması ve ardından bunları kendi aralarında takas etmesi gerekiyorken, okunduğunda “anlamsız konuşmuşlar” denilen ancak botlar tarafından gayet iyi anlaşıldığı fark edilen konuşmalar yüzünden sistemin fişi çekilmiş.

Şu an emekleme aşamasına bile gelememiş olan yapay zekâ, insanoğlunun ileriye gidebilmesi için kaçınılmaz gözüküyor. Milyarlarca olasılıkları saniyeler içinde gören, değerlendiren ve karşı tarafı alt etmek için strateji kurgulayan bir yapay zekâ, insan neslini günün birinde “fazlalık” olarak görebilir mi? Belki…

Yazımı Stephen Hawking’in bence olayı en iyi özetleyen şu sözüyle bitiriyorum.
“Güçlü bir yapay zekânın yükselişi insanlığın başına gelen en iyi ya da en kötü şey olabilir. Hangisi olacağını bilmiyoruz.”

Nebi PINAR

--

--

alBarakaTech Global
alBarakaTech Global

+30 yılın verdiği katılım bankacılığı deneyimini yenilikçi teknolojilerle buluşturuyoruz.