İnsan Deneyiminin Algoritması

Ampersand.Istanbul
Ampersand Istanbul
Published in
3 min readJul 18, 2018

Son yıllarda teknoloji dünyasında, okuduğumuz kitaptan yapacağımız resme kadar her şeyin dijitalleşmeye başlamasıyla birlikte akıllarda yeni bir soru oluşmaya başladı. Biz mi teknolojiyi kullanıyoruz, teknoloji mi bizi? Tasarımcılar mı web sitesini tasarlar yoksa kullandığı kaynak kadar mı tasarlama yeteneğine sahip?

Tasarım yapmak için kullandığımız Photoshop ya da Illustrator gibi programlar dijitaldir, onlar yardımıyla ürettiğimiz tasarımlar da. Hatta tasarladığımız bir kartviziti giydirmek için kullandığımız mock-uplar da.

Mesela artık Photoshop kullanarak fotoğraflar üzerinde çalışan bir tasarımcı, o fotoğrafın kadrajını değiştirdiğinde oluşan boşlukları bir algoritma otomatik olarak dolduruyor. Yani normalde orada olmayan bölümler bir yapay zekâ yardımıyla eklenebiliyor.

Eskiden günlerce, haftalarca bir tablo yapmak için uğraştığımız yağlı boyalarımız, elimizde tuttuğumuz farklı boyut ve şekillerde fırçalarımız vardı. Şimdi ise grafik tabletlerimiz var ve yaptığımız resimlere tek tıkla yağlı boya efekti verebiliyoruz. Üstelik programlarda istemediğimiz kadar fırça şekli de var ve istediğimiz boyutta ayarlayıp kullanabiliyoruz.

Dijital olanla analog olan arasındaki sınırların bulanıklaşmaya başladığı bu dönemde aslında deneyimi tasarlamak gerekiyor. Bu deneyim ise ‘’İnsan deneyimi’’ olarak adlandırılıyor. Gününüzün 2 saati otobüslerde geçiyorsa tabletlerinizi kullanıp dijital resim yapın, e-kitap okuyun. Kendiniz için en verimli zaman geçirme deneyimini tasarlayın.

Eve döndüğünüzde artık daha fazla ekran görmek istemiyorsanız da bu kez fiziksel deneyiminizi tasarlayın. Logo mu tasarlayacaksınız? İnternete bakmadan önce hayal edin. Elinize bir kalem kağıt alın ve çizin. Olmadı, tekrar, olmadı, yine tekrar…

Kullandığınız program sizi kısıtlar, kalemler ise özgür olmanızı sağlar. İçinize sindiği noktada, hayalinizi çizmek için kullandığınız program size yardımcı olacaktır, hayalinizin sahibi değil.

Web site mi yapmanız gerekiyor? Neden hemen online sitelere bakıyorsunuz ki? Mesela Wordpress size binlerce web site düzeni sunar. İçlerinden en beğendiğinizi satın alırsınız ve renginden fontuna kadar birçok şey size hazır bir şekilde sunulur. Yapmanız gereken tek şey resimleri ve yazılarınızı kopyalayıp, hazır düzen içindeki alanlara yapıştırmak. Sonuç olarak, karşınıza birbirinin aynısı veya oldukça benzeri birçok web sitesi çıkacak. Öyleyse o iş A’dan Z’ye sizden çıkmadı. Bu durumda yardımcı konumunda olan sizsiniz.

Şimdi soru şu; Tasarımcılar kodlamayı öğrenmeli midir? Ya da kodlar tasarım yapmayı öğrenmeli midir?

Etrafımızda internete bağlanan şeylerin sayısı, fiziksel dünyamızdaki analog insan sayısının 10 katı kadar. Nesnelerin interneti (IOT) döneminde yaşarken ‘Kitabımı nerede okusam acaba?’dan çok daha karmaşık bir ilişkimiz olacak teknolojiyle. Bu yüzden planlarınızı yaparken bile iki boyutlu bir ekrana ya da üç boyutlu bir ajandaya sıkışmayın.

Dijital dünyanızı analog hayatlarınıza sağlıklı bir şekilde adapte edebilmenin bir yolunu bulun. Bunun için teknolojiyi doğru bir şekilde anlamaya çalışın ki hem hayatınızın bir parçası olsun hem de aranızda bir mesafe oluşsun. Dijital dünyanın içinde analog varlığınız korunsun. Teknolojiye tutsak olmayın. Teknoloji hayallerinizi yöneten değil, hayallerinize yardımcı olan olsun.

— — — — — — — — — — — — —

Bu yazı, AFI’de Graphic Designer olarak görev yapan Nigün Mındık tarafından yazılmıştır.

--

--

Ampersand.Istanbul
Ampersand Istanbul

GOOD Ad Lab (www.goodadlab.com) ve AFI (www.afi.com.tr) tarafından oluşturulan Dijital Pazarlama ve Dijital Kültür Blog’u. Keyifli okumalar dileriz.