Amsterdam’da Olmazsa Olmaz App’ler

Melissa Gürcan
Amsterdam Günlükleri
4 min readJan 20, 2020

Amsterdam’da günlük yaşamda sürekli açıp baktığımız bir kaç app var. Bunlardan bahsetmeyi isterken aslında birkaç daha app’le hafta içinde haşır neşir olduğumu farkettim derken, bir de bu olsa güzel olur diye düşündüğüm bir kaç app’le beraber bu yazının konusu kendini ele vermiş oldu.

Amsterdam’ın en en en popüler app’i Buienalarm! Kışın gelmesiyle beraber yine en çok kullanılanlar arasına girmiş olduğuna eminim. Bu app, 2 saatlik süre içerisinde içinde bulunduğunuz konumda yağış olacak mı, ne kadar yoğunlukta olacak ve ne zaman bitecek gibi 3 temel soruyu cevaplandırıyor. Ama bu yeterli değil, usta bir Buienalarm’cı olmak için haritayı açıp bulutların gidiş güzergahını da kontrol etmelisiniz. Neden mi? Çünkü sizin orası sadece bulutluyken iki sokak sonrasında dolu yağışına tutulabilirsiniz.

Ulaşımda bisiklet tercih edenler için eminim ki Google Maps altın değerindedir. Ne kadar çevre mahalleleri ya da merkezi kısa sürede öğrenmiş olsanız da yeni gideceğiniz bir durak için illa ki Google Maps’i dinliyorsunuz. Genelde uyuz eden kısmı: usta bisikletçilerin bisiklet yollarını tercih etmeme kısmını kabullenemeyip, sizi başka yerlerden gitmeye yönlendirirken yolu uzatması! Onun haricinde inanılmaz dakik, doğru ve sade yönlendirmelerle ulaşacağınız yere rahatlıkla varabiliyorsunuz. Editörün notu: Google Maps, yol tarif ederken trafiğin akış yönünü de dikkate aldığı için genellikle uzatıyor gibi gözüken yollar aslında daha doğru ve daha kurallara uygun olanlar. Siz siz olun usta bisikletçilere aldanmayın.

Hava çok kötü, gidilecek yer uzaklık bakımından bisikletle 30 dakikayı aşıyor ya da gitmek istediğiniz yere terlememiş ve daha prezentabl varmak istiyorsanız, inanılmaz güzel toplu taşıma ağına başvurabilirsiniz. Bunun için en sık kullanılan ise NS, GVB ya da 9292 gibi üç app. 9292'den bahsetmek gerekirse, yola çıkacağınız yer ile varmak istediğiniz yer arasında hangi araçlarla ne kadar sürede ve kaç Euro’ya gidebileceğinizi gördüğünüz oldukça güvenilir bir app. Yolda çalışma olması ya da herhangi bir engelleyici olay anlık olarak görünebiliyor. Bence fiyat görmek de oldukça güzel, gün içerisinde farklı zaman dilimlerinde daha ucuz ya da daha pahalıya yolculuk etmek mümkün. NS ve NS International, daha uzun mesafeler veya şehirler/ülkeler arası ulaşım için, GVB ise şehir içi ulaşım için kullanabileceğiniz uygulamalar.

Ulaşımla ilgili biraz daha pahalı seçenek için ise Uber ve ViaVan diyebilirim. Şu aralar favorim ViaVan! Uber’den çok daha ucuza geliyor. Mantık şu: bir araba ve birden fazla yolcu. Yol üstünde denk geldikçe alıyor ama ödeyeceğin miktar arabaya tamam demeden sana bildiriliyor ve yok trafik uzadı yok yağmur yağdı diye daha fazla ödeme yapman beklenmiyor ki bu süper bir durum.

Paradan bahsetmeye devam edersek, hesabınızın olduğu bankanın app’ini mutlaka kullanmalısınız. Türkiye’deki gibi transfer için ücret ya da süre beklemek yok. Ne zaman yollarsanız hemen paranız diğer hesaba rahatlıkla geçiyor, bankadan bankaya ya da hafta içi hafta sonu fark etmeksizin. Hem harcama hesabı hem de birikim hesabı şeklinde ayırarak, geleceği de görebiliyorsunuz. Hatta yaptığınız harcamaların en çok ne kısma gittiğini görüntüleyebildiğiniz bir Grip app’i de ayrıca var (bizim bankamız olan ABN AMRO’dan bahsediyorum).

Ama buraya asıl gelme sebebimiz ise Tikkie: nedir bu tikkie? Burada genelde bir mekana gittiğinizde; garson ya da mekan sahiplerinden, “öf ödemeyi bölemem”, “hesap şöyle olmuyor” vs. gibi laflar duyabiliyorsunuz. Böyle durumlarda bir kişi tüm hesabı ödeyip, diğerlerine ödemeleri gereken miktarı belirten tikkie’leri link olarak atıyor. Onlar da ödedikten sonra tüm ödemeyi yapan kişiye diğer ödemeler kolaylıkla geri ödenmiş oluyor.

Hepimizin illaki Türkiye ile ilgili hala ödeme, hediye alma, havale yapma gibi olaylarının devam ettiğini düşünüyorum. Normal yollarla Euro’dan Türk Lirası’na çevirme durumlarından fahiş fiyatlarda ekstra ödeme yapmadan TransferWise app’ini kullanıp en geç bir gün içinde herhangi büyüklükte bir parayı çevirme şansınız oluyor.

Severek kullandığımız bir diğer app ise Stocard. Aslında Amsterdam olarak genellemeye gerek yok ama burada “Dutch” yaşam tarzına alışınca her alışveriş merkezinin indiriminden yararlanmak istiyor insan. Bu app de tüm bu kartları (loyalty ya da membership) yanımda taşımadan taşımamızı sağlıyor.

Sosyal App’lere geçersek, en çok kullandığımız Pathe’ninki olabilir. Sinemaya gitmeyi seven, takip edenler için mükemmel olduğunu düşünüyorum. Biz aylık üyelik şeklinde devam ediyoruz. Arkadaşlarımızı da ekleyebildiğimiz app sayesinde herhangi bir filme çat diye onları da ekleyip kolaylıkla bilet alma işini tamamlayabiliyoruz. Sonrasında da sinemaya gidip QR kodunu okutup biletlerin çıktısını alabiliyoruz.

Burası bir Meetup cenneti. Bu app de sık açılanlardan. Eğer sosyalleşmeye, arkadaş edinmeye ya da işinizle ilgili bir konuda yeni şeyler öğrenmeye ihtiyacınız varsa ilk ziyaret edeceğiniz sitelerden biri diyebilirim. Yakında ne gibi etkinlikler var, haftaya neler olacak gibi şeyleri kolaylıkla kontrol edebiliyor, etkinliklere ya da gruplara kendinizi ekleyebiliyorsunuz.

Organizasyonlardan devam ederken; katılmak istediğiniz herhangi bir konferans ya da eğitim hatta bazen sanatsal sosyal etkinlikler için sıklıkla kullanılan diğer app ise Eventbrite. Buradan da etkinlere ulaşabilir ya da bilet alabilirsiniz.

Biraz da alışveriş kısımlarına ilerlersek en sık açıp baktığımız; Google Translate. Dutch — English arası çeviri, markette hızlıca herhangi bir şey almaya çalışırken, alışık olmadığımız anlamını bilmediğimiz kelimeler için hızlıca kullandığımız app. En güzel yanı ise direkt ürünün üzerindeki yazılara tutup anlık çeviriyi görsel olarak gerçekleştirebiliyor olmak.

Her gün ne pişireceğim, marketten ne lazım ya da bu akşam ne yiyelim, bilmem ne yiyelim, sen seç gibi olaylardan çok sıkılmamızla beraber haftalık yemek planı yapıp tüm gerekenleri hızlıca Picnic app’inden alıp, genellikle gün aşırı tercih ettiğimiz saatte kapımıza kadar getirilmesini sağlıyor ve en güzeli diğer süpermarketler gibi ekstra bir para talep etmiyor. Ve bitmedi; genelde fiyatlar normal marketlere göre az biraz daha ucuz. Kesinlikle eklemeden edemeyeceğim ama et ve sebze ürünleri oldukça başarılı. Tek eksisi; üyelik için sıra beklemek gerekmesi.

Son olarak yemek yapmaya çok üşenip “off tamam ya dışarıdan söyleyelim” dediğimiz zaman kullandığımız Thuisbezorgd app’i. İstediğiniz mutfağa göre seçebildiğiniz ve gelen siparişin ne zaman varacağını hatta genelde nerede olduğunu takip edebildiğiniz güzel bir app.

İlk aklıma gelen çok sık elimin altında olan app’leri yazdık. Sevdiğiniz ve sık kullandığınız app’ler için önerilere oldukça açığız :)

--

--

Melissa Gürcan
Amsterdam Günlükleri

A newly minimalist, proud data scientist, trip hop lover, blogger and happy