Laura Mulvey’in Sinemada “Erkek Bakışı” Kavramı

Hepimiz SANALIZ
Anlama Kılavuzu
Published in
2 min readJun 9, 2023

Geleneksel sinemanın anlatısının erkek bakış açısı etrafında yapılandırıldığını savunan feminist bir teoridir. Bu daha çok kadınların genellikle kendi başına aktif özneler olarak değil, erkek izleyici için arzu nesneleri olarak tasvir edildiği anlamına gelmektedir.

Mulvey’in teorisi, erkek bakışının içinde yaşadığımız ataerkil toplumun bir ürünü olduğunu savunan S. Freud ve J. Lacan’ın çalışmalarına dayanmaktadır. Bu toplumda erkekler aktif özne olarak görülürken, kadınlar pasif nesneler olarak görülmektedir. Bu, kadınların genellikle geleneksel sinematik anlatıda tasvir edilme biçimine yansımaktadır. Örneğin kadınlar genellikle pasif rollerde, vücutlarını vurgulayan pozisyonlarda gösterilmektedir (Mulvey, 1989).

Mulvey’in erkek bakışı teorisi, sinemada kadınların temsilini anlamak için kritik bir çerçevedir. Klasik Hollywood sinemasında bakışın erkek bakış açısıyla yapılandırıldığını ve bu bakış açısının kadınları nesneleştirerek pasif arzu nesneleri olarak konumlandırdığını öne sürer.

Röntgencilik, başkalarını onların bilgisi veya rızası olmadan izlemekten elde edilen bir cinsel zevk biçimidir. Sinemada röntgenci skopofili genellikle kadınları temsil etmek için kullanılır. Örneğin birçok filmde kadınlar soyunurken veya duş alırken gösterilir ya da vücutlarını vurgulayan ve savunmasız görünmelerine neden olan arkadan veya düşük bir açıdan filme alınır. Örneğin “Temel İçgüdü” filminde S. Stone’un karakteri Catherine Tramell, bir adam onu ​​dışarıdan izlerken bir pencerenin önünde soyunurken gösterilir. Bu sahne, bir kadının bilgisi veya rızası olmadan soyunmasını göstererek izleyicinin cinsel arzusunu uyandırmak için tasarlandığından, röntgenci skopofilinin bir örneğidir.

Narsisistik skopofili, kendine bakmaktan kaynaklanan bir cinsel zevk biçimidir. Sinemada narsistik skopofili genellikle erkekleri temsil etmek için kullanılır. Örneğin birçok filmde erkekler aynada kendilerine bakarken veya kendi bedenlerine hayranlıkla bakarken gösterilir. Mesela Terminatör filminde, A. Schwarzenegger’in karakteri Terminatör aynada kendi kaslı fiziğine hayranlıkla bakarken gösterilir. Bu sahne, izleyiciyi karakterle özdeşleştirmek ve kendi vücuduna bakmaktan zevk almak için tasarlandığından, narsist bir skopofili örneğidir.

Van Dijk, T. A. (2015). Critical discourse analysis. The handbook of discourse analysis, 466–485.

Ruth, W. J., Mosatche, H. S., & Kramer, A. (1989). Freudian sexual symbolism: Theoretical considerations and an empirical test in advertising. Psychological Reports, 64(3_suppl), 1131–1139.

Oktuğ, Z. (2007). Freud’un kişilik birimleri (id-ego-süperego) ile reklam iletisinin izleyici üstünde yarattığı etkiler arasındaki baglantı: Magnum, kalbim benecol ve lösev reklamları üzerine bir araştırma (Doctoral dissertation, İstanbul Kültür Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Dinler Tarihi Anabilim Dalı).

Mulvey, L. (1989). Visual and other pleasures. Springer.

Modleski, T. (2008b). Loving with a vengeance: Mass produced fantasies for women. Routledge.

Modleski, T. (2008a). The search for tomorrow in today’s soap operas. Feminist Television Criticism: A Reader, 29–40.

Kavut, S. (2020). Carl Gustav Jung: Kavramları, Kuramları ve Düşünce Yapısı Üzerine Bir İnceleme Carl Gustav Jung: A Study on His Concepts, Theories and Philosophy. Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD), 6(2), 681–695.

--

--

Hepimiz SANALIZ
Anlama Kılavuzu

Öğrenmek en doğal ama çaba gerektiren bir haktır.