Maradona’nın Ardından…
Felsefi olarak, kahramanları sevmemi mahsurlu bulsam da o benim kişisel kahramanlarımdan birisidir. Öldüğünü duyunca çok üzüldüm. Sanki bir bir çocukluk anılarımı… Kulaklarımdaki “vay be sanki Maradona… Maradona mısın bee..” sesleri yok olacak gibi.
Bütün bu tatava ne için… futbol için mi? Değil elbette. Ben hayatı hem de Maradona’yı ciddiye alan bir adamım… “yav sen futbol konuşur ve anlar mıydın…” Anlarım…
“Futboldan anlamak”tan ne anladığımıza bağlı… Hem Maradona sadece futbolla ilişkili değildir… Hem futbolla ilişkili olmak demek sadece beyaz tv de futbol takip etmek vs. anlamına gelmez ki…
Sınıfsal, ahlaki ve ideoloji üzerinden futbol dersi alıp verme niyetinde değilim. Bu kişisel bir hikaye. Hayat herkesi kuşatıyor ama hayat ile herkesin irtibatı aynı değil… Futbolda böyle hayat gibi bizi çevreleyen, yayılmış bir şey. Benimde futbolla irtibatlarımdan birisi Maradona’dır. Duygusal bir mesele yani. Bu hayatı ben yaşadım ve Maradona benim yaşamımda kahramanımdı. Sadece onun yasını tutmak istiyorum. Gerçi kahramanların arkasından ağlanmaz…
Özetle futbol sadece futbol değil Maradona’da bir futbolcu hiç değildir…