CruiseVerse

Metaverse ufkunda yolculuğa hazır mısınız?

Mehmet Gözetlik
Antrepo
Published in
7 min readOct 3, 2022

--

Geçtiğimiz hafta Akbank tarafından düzenlenen “Metaverse ve Dijital Yatırımlar” etkinliğine davetliydim. “Yatırımcı İçin Metaverse: Potansiyeli Keşfetmek” başlıklı panelde, Akbank Özel Bankacılık ve Yatırım Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Alp Keler, XR Master Kurucusu Ali Hantal ve Dijital Sanatçı Hakan Yılmaz konuştular, panele Akbank Yatırım Hizmetleri Bölüm Başkanı Evren Cantürk moderatörlük yaptı.

Sabancı Müzesi, The Seed’de gerçekleştirilen etkinliğin soru-cevap bölümünde duyduğum ilginç saptamalardan biri: dünyanın ikinci büyük Cruise şirketi olan Royal Caribbean Group’un korktuğu şeylerin başında Metaverse’in gelmesiydi. Royal Caribbean yetkilileri “Ne pandemi, ne de ekonomi, en büyük korkumuz Metaverse deneyimi” demişlerdi. Aynı şirketin, 15 Şubat 2022 de CruiseVerse marka tescilini yapması belki de bu endişe yüzünden olabilir. Bu patent başvurusuna göre Royal Caribbean yakın zamanda indirilebilir NFT’ler yapmayı planlıyor. Ama bu NFT’lerin ne olacağı, nasıl olacağı, nerede yayınlanacağı henüz bilinmiyor.

Apple’ın CEO’su Tim Cook

Geçtiğimiz günlerde hollandalı bir haber sitesine açıklamalarda bulunan Apple’ın CEO’su Tim Cook, “İnsanların bir ürünü anlaması önemli. Sıradan birinin Metaverse’in ne olduğunu açıklayabileceğine emin değilim, insanlar belki Metaverse’e kendilerini kaptırabilirler, ancak bütün hayatlarını böyle yaşamak istemeyeceklerini düşünmüyorum.” dedi.

Peki metaverse hayatlarımıza Cruise’e varacak kadar girecek mi? Royal Caribbean korkmakta haklı mı? Yoksa Tim Cook’un bakış açısı günümüz gerçeklerini daha fazla mı yansıtıyor? Henüz Metaverse’in ne olduğunu tam olarak anlayamadık mı?

Metaverse Gerçekten Hayatlarımızı Değiştirecek mi?

Eğer bir sohbet ortamında sessizlik istiyorsanız, “Metaverse, NFT, Kripto, Blok Zinciri, Web 3.0” terimlerinden birini veya birkaçını kullanmanız yeterli olabilir. Henüz toplumsal düzeyde bilgi sahibi olmadığımız bu konular, ortamın bir anda suskunluğa gömülmesini sağlayabilir.

Eğer böylesi anlarda sessizlik yerine, gelecekte trilyonlarca dolarlık bir pazar yaratacağı öngörülen Metaverse’i anlamak istiyorsanız, Matthew Ball’un, Benjamin Hart‘la gerçekleştirdiği röportajına kulak verebiliriz.

Matthew Ball, Epyllion’un CEO’su, Amazon Stüdyolarının eski yöneticisi ve “The Metaverse: And How It Will Revolutionize Everything / Metaverse: Ve O Her Şeyde Nasıl Devrim Yapacak?” isimli kitabın yazarı.

14 dakikada Metaverse’i anla, Matthew Ball

Matthew Ball’a göre “Metaverse, internetin yerini almayacak, onun üstüne inşaa edilecek, VR gözlükle ilişkili olması veya bir oyun içermesi de gerekmiyor. Metaverse, kimliğin, nesnelerin, tarihin, ödemelerin ve hakların sürekliliğini destekleyen üç boyutlu, gerçek zamanlı işlenen dünyalardan ve simülasyonlardan oluşan geniş bir ağdır. Ayrıca bu ağ limitsiz sayıda kişi tarafından varlık duygusuna sahip bireyler ile eşzamanlı olarak deneyimlenebilir.”

Matthew Ball, oldukça kapsayıcı bir metaverse tanımı yapıyor. Bunun içerisinde kripto paralara, kimliklere, bireysel haklara ve gerçek zamanlı veri işlemeye vurgu yapıyor. Ayrıca, sınırsız sayıda kişinin eşzamanlı olarak deneyimleyebileceği yeni bir evrenden bahsediyor. Matthew Ball günümüzde birçoğumuzun sürekli olarak internete bağlı olduğundan söz ediyor, Metaverse’in de birçoğumuz için benzer olacağını düşünüyor. Hatırlarsanız internetin ilk günlerinde modem ile kısıtlı süreler içinde internete girer ve işimiz bittiğinde bir telefon görüşmesi gibi interneti kapatırdık. (56K çevirmeli modemin sesini hatırlayanlar kimler?) Oysa günümüzdeki birçok akıllı cihaz ile internette sürekli aktifiz, markete girdiğimizde, bir ürün aldığımızda, karşıdan karşıya geçerken ışığın düğmesine basıp trafiği durduğumuzda internette yeni bir verinin işlenmesini sağlıyoruz.

Genişletilmiş Gerçeklik destekli ilk ameliyat, Johns Hopkins Üniversitesi

Johns Hopkins Üniversitesi’ndeki ameliyatlarda XR (Genişletilmiş gerçeklik) cihazları kullanılıyor. Ameliyatı yapan doktor ise, bunu GPS ile araba kullanmaya benzetiyor. Araba yerine GPS kullanmıyoruz — GPS’li bir araba kullanıyoruz. Hayatımıza giren yeni teknolojiler önceki hayatımızı tamamlıyor, kolaylaştırıyor. Matthew Ball’a göre Metaverse’de böyle olacak, alışveriş yaparken veya ameliyat yaparken insanların kullandıkları, hayatımızı tamamlayan bir teknoloji gibi.

Amazon Go

Örneğin kasasız süpermarket deneyimi sunan Amazon Go’da, kullanıcılar markete girdikleri anda, mağazanın sensörleri ve yapay zeka sayesinde, yürüyüşünüz analiz ediliyor. Mağazanın ve tüm ürünlerin dijital bir kopyası kuruluyor ve sizin hareketiniz bu kopya üzerinde işleniyor. Böylelikle makine öğrenmesiyle sizin neyi alıp neyi geri bıraktığınız siz farketmeden kayıt altına alınabiliyor. Benzer bir alışveriş deneyimini, geçtiğimiz haftalarda Hepsiburada İstanbul Mecidiyeköy Trump AVM içindeki mağazasıyla hayata geçirdi.

Hepsiburada’nın ilk akıllı fiziksel mağazası, Hepsiburada Smart by MIMEX

Benzer teknolojiler, endüstriyel ve geniş ölçekli olarak Vancouver veya Hong Kong gibi uluslararası havalimanlarında da kullanılıyor. Böylelikle yoğunluğun nerede olduğu daha iyi anlaşılabiliyor, yönlendirmeler bu bilgilere göre planlanabiliyor. Tıpkı trafik kameraları ve GPS’ler aracılığıyla trafiğin dijital bir modellemesinin yapılması gibi.

Elbette bu kolaylık aynı zamanda görünürlüğü de beraberinde getiriyor. İnternet nasılki gerçek hayatlarımızı instagram gibi görünür kılıyorsa, Metaverse de hayatımızı başka bir boyutta algılanabilir hale getirecek. Sadece GPS’ten okunan, bizim nerede yürüdüğümüzle ilgili bilgiler değil, aynı zamanda yapay zeka simülasyonlarıyla henüz gerçekleşmemiş olayları öğrenmek bile mümkün olabilir. Tüm bunları yapabilmek için büyük veriye, hem de çok büyük verilere ihtiyaç var. Ve bu, bilgisayar görüşünün-yapay zekanın rolü, kapsamı, verilerin saklanması, verilerin ulusal ve uluslararası gözetimi gibi konularda birçok soruyu beraberinde getiriyor.

Aykut Balcı’nın Merve Hickok’le gerçekleştirdiği Yapay zeka ve veri etiği podcast yayını.

Aykut Balcı’nın Merve Hickok’la gerçekleştirdiği yapay zeka ve veri etiği yayınında bu konuyla ilgili kapsamlı bir analiz bulabilirsiniz. AIethicist.org kurucusu, Michigan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Merve Hickok, yapay zeka, veri etiği ve toplum üzerindeki etkileri konusunda bağımsız olarak çalışmalarını yürüten eğitmen ve sosyal araştırmacı.

Mathew Ball, veri etiği konusunda dünyanın farklı bölgelerinde, farklı teknoloji şirketlerinde farklı farklı yaklaşımlar olduğundan söz ediyor: Avrupa birliğinde veri saklama ve izinler konusunda çok sağlam bir yaklaşım görüyoruz. Unutulma hakkı (verilerin silinmesi), Avrupada başka hiçbir yerde omadığı daha güçlü uygulanıyor. Modern yaşam için verilerin toplanması gerektiğinin farkındalar — ancak hangi verilerin, ne zaman ve ve nasıl toplanacağı konusunda endişeliler. Apple da bu konudaki kısıtlamalarıyla birçok geliştirici tarafından eleştirilmesine rağmen, Avrupayla benzer bir yaklaşımı benimsiyor, verilerin işlenmesi konusunda belirli bir düzeyden sonrasına izin vermiyor.

Apple iPhone’da gizlilik reklamı

İçinde yaşadığımız sosyal medya çağının, son yıllardaki olumlu öğrenmelerinden biri de: birçok şirketin tüm veriyi topladığı bir noktadan hangi verileri paylaşacağımızın kararını bize bırakması olarak görülebilir. Elbette halen bu konuda aksayan uygulamalar olabilir ancak bu tavır tek başına bile önemli bir eğilim değişikliği.

Mathew Ball, Metaverse birçok kişi için fayda sağlayabilir mi? sorusuna ise şu yanıtı veriyor: Pek çok insanın interneti doğru kullanmadığı gerçeğinden başlayalım. 1998 yılında Krugman, “2005 yılına kadar internetin ekonomi üzerindeki etkisinin faks makinesinden daha büyük olmadığının netleşeceğini” öngördü. Makalesinin başlığı “Çoğu Ekonomistin Tahminleri Neden Yanlış?” idi. En sevdiğim örnek Steve Jobs. 2007'de iPhone’u ilk tanıttıklarında bir uygulama mağazası yoktu. Bu kararlarını da mobil internetin yeterli olmamasıyla ilişkilendiriyordu.— bir tüketicinin makul bir şekilde isteyebileceği her uygulamayı Apple’ın ürettiğini, üreteceğini savunuyordu. Oysa sadece iki yıl sonra tam tersi şekilde, başka geliştiricilerin yaptığı uygulamaları gösteren “Bunun için bir uygulama var” reklamı üretilmişti.

iPhone’un tanıtılmasından iki yıl sonra gerçekleştirilen

Örneğin Tesla, sürücüsüz arabalarını geliştirmek için, diğer tüm araçlar tarafından gerçek zamanlı güncellenen canlı bir San Francisco simülasyonu kullandıklarını duyurdu. Başka bir örnek, 3 boyutlu simülasyon ve deneylerin çocuklara durağan bir ders kitabında okumaktan daha çekici hissedilmesidir. Çoğu teknolojide olduğu gibi, Metaverse’in ne yöne gelişeceği, bunun üzerine neyin inşa edildiğine ve bizim onun nasıl benimsediğimize bağlı olarak değişecektir.

Mark Zuckerberg’in Ağustos 2022'de paylaştığı ve alay konusu olan Metaverse Demosu

Mathew Ball, Apple’ın gizlilik güncellemeleri nedeniyle Facebook’un, yeni ismiyle Meta’nın gelirlerinde 10 milyar dolarlık bir azalma gerçekleşmesinden ve bunun Meta’nın metaverse’e harcadığı yatırımdan daha fazla olduğundan söz ediyor. Facebook platformunun yıllar sonra doyuma ulaşması, Tiktok’la birlikte ortaya çıkan rekabet ve ekonomik yavaşlama gibi birçok nedenle de Meta’nın zorlandığı apaçık ortada. Netflix, Disney+ gibi birçok dijital medya şirketi benzer şekilde zorlu bir dönemden geçiyor. Tüm bunlar teknolojik ilerlememizi yavaşlatan nedenler.

Buna rağmen bugün doğan herkesin bir oyuncu olduğunu kabul etmeliyiz. Bu 140 milyon yeni oyuncu demek. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Yeni Zelanda, Kanada, Avustralya’daki çocuklara baktığınızda — yüzde 75'i Roblox kullanıyor.

Ancak birçok teknolojik öngörüye göre, tahminlerin gerisinde kaldığımız da bir diğer gerçek. 2015 yılında, Mark Zuckerberg on yılın sonunda akıllı telefonlarımızın giyilebilir cihazlara evrileceğini söylemişti. Oysa içinde olduğumuz on yılda da bu pek de olası görülmüyor. Mathew Ball bunun iki nedeni olduğunu söylüyor: ilki— Duyularımız, özellikle de görme becerimiz ve duyma becerimiz, çoğu zaman hayal edebildiğimizin ötesinde. Bu yüzden gerçekliği bütünüyle değiştirmek için gerçekten olağanüstü bir deneyime ihtiyacınız var.

İkinci neden ise, üretilen ilk geliştirme prototiplerinde (MPV) mide bulantısının çok yüksek olduğunu farkettik. Geliştiriciler, Google Glass veya HoloLens gibi gözlüklerde kulaklık teknolojisinin daha hızlı olgunlaşacağına inanıyorlardı. Apple’ın yaklaşık on yıldır gözlük üzerinde çalıştığını biliyoruz. Hafif, yüksek performanslı, uzun ömürlü, ısınmayan bir cihaz yapmanın teknik zorluğu gerçekten çok zor. Bu başarılı olamayacakları anlamına gelmiyor. Ama neden bu kadar çok yanlış ürüne sahip olduğumuzu açıklıyor.

Sonuç: Metaverse Korkutucu mu?

Royal Caribbean’ın korktuğu günler yakın mı? Yoksa bizzat deneyimleyeceğimiz bir Karayipler Tatiline, dijital bir Metaverse deneyimini tercih eder miyiz henüz bilmiyoruz. Ama son günlerde önemli bir çok yeniliğe şahitlik ettik, ediyoruz. İnternetin keşfinden sonra, Web 3.0 evrimini de birlikte deneyimliyoruz.

Bu evrimin önemli adımlarından biri, çok uzun zamandan beri beklenen Ethereum 2.0 güncellemesi geçtiğimiz günlerde kurucusu Vitalik Buterin tarafından duyuruldu. Enerji tüketimi gibi eleştirilen birçok sorunun giderilmesi adına bu çok önemli bir adımdı.

Yine geçtiğimiz günlerde Apple, uygulamalarda gerçekleşen NFT satışından %30 komiyson alacağını duyurdu. (Uzmanlar bu oranların zamanla değişeceğini düşünüyor) Bu haber aynı zamanda Apple’ın NFT satışını tanıması ve onay vermesi olarak yorumlandı.

Tim Cook yazının başında bahsettiğim röportajda “Artırılmış Gerçeklik”le ile ilgili şunları söyledi, “Artırılmış gerçeklik konusunda çok heyecanlıyım. Çünkü bugün burada harika bir sohbet yaptığımızı düşünüyorum, ancak bunu sanal dünya olanaklarıyla zenginleştirebilseydik, tartışmasız daha da iyi olabilirdi. Bu yüzden, çok kısa bir süre sonra geriye baktığımızda, hayatınızı artırılmış gerçeklik olmadan nasıl geçtiğini merak edeceğiz. Tıpkı internet öncesini bilen benim gibi kişilerin, internet olmadan nasıl büyüdüğümüzü merak etmesi gibi. Bence artırılmış gerçekliğin etkileri de o kadar derin olabilir, elbette bu değişim bir gecede gerçekleşmeyecek”

McKinsey tarafından yayınlanan “Metaverse’in yaratacağı değer” araştırmasına göre, 2030 yılında 5 trilyon dolarlık bir pazar oluşması bekleniyor. Citi’ye göre ise 2030 yılında bu pazar 13 trilyor dolarlık bir hacme ulaşabilir. Bununla birlikte Citi, henüz metaverse’in gelişiminin erken aşamasında olduğumuzu, yaygın bir şekilde benimsenmeden önce üstesinden gelmemiz gereken teknolojik, düzenleme, veri gizliliği ve kripto gibi çok sayıda alanda aşmamız gereken zorluklar olduğu konusunda da uyarıyor.

Bu zorlukları aşarken sadece Mathew Ball’dan değil, geleceğin kendisinden de öğreneceğimiz çok şey var. Geleceği de, Metaverse’i de hep birlikte keşfediyoruz, birlikte inşaa ediyoruz.

Eğer yazı ilginizi çektiyse “NFT’ler markalar için neden önemli?” yazısını da okuyabilirsiniz.

--

--

Mehmet Gözetlik
Antrepo

Creative Director, Brand Designer / Featured many times in Vimeo & Behance.