Değişim en başta zordur,
ortalara doğru dağınıktır, sonunda ise harikadır.

Inovasyon nereden gelir

Mehmet Gözetlik
Antrepo

--

Wright kardeşler uçtuğunda kullandıkları temel şeyler olan kumaş ve ahşap yüzyıllardan beri insanlığın sahip olduğu malzemelerdi. Yani eğer inançları engel olmasa antik mısırlılar bile uçabilirdi. Da vinci uçuşa ilişkin eskizler yapsa bile kilise tarafından yakılma korkusuyla asla gerçek testleri gerçekleştiremedi.

Apollo 11 Ay Yürüyüşü

20. yüzyıl başlarında insanlığın mitolojik inanışları bir kenara bırakıp ilk uçuşu gerçekleştirmesi sonrasında ise 60–70 yıl kadar kısa bir süre içinde everest’e çıktık, her türlü uçağı ürettik, kuzey ve güney kutuplarını keşfettik, uzay uçuşlarına başladık hatta Ay’a indik.

Sürüşünüzü Autopilot ile geliştirin

Bu küçük örnekten de anlayabiliriz ki inovasyon yeni fikirlerle değil, eski fikirlerin etkisinden kurtulduğumuzda gerçekleşir. Bu yeni bakış açısı bizi yeni olasılıklara, yeni çözümlere, hayatımızın yeni olanaklarına ulaşmamızı sağlar. Bu nedenle inovasyon çoğunlukla sistemin içinden değil, sistemin dışındaki kişi veya kurumlar tarafından üretilir. Hiç tahmin edemediğimiz birisi, öngöremeyeceğimiz bir etkiyle, geleceğimize şekil verebilir. Tıpkı Elon Musk’ın arabayla ya da roketle hiç ilgisi olmadığı halde, araba endüstrisinin ve hatta uzay teknolojilerinin geleceğine yön vermesi gibi….

Kurumsal kimlikte çağdaş sanat yaklaşımı (Kaynak)

Veri odaklı tasarım yaklaşımı

Birçok projesinde inovasyon gerçekleştirmeye çalışan bir tasarımcı olarak, Arge süreçlerine benzer şekilde tasarlıyor ve araştırıyorum. Bu araştırmalar sadece görsellikle de sınırlı kalmıyor, konuya bir stratejist, iş analisti, pazarlama uzmanı ve hatta veri madencisi gibi yaklaşıyorum. Bu yüzden , tüm proje sunumlarım derin araştırmalara dayalı saptamalar içeriyor. Düşünce biçimimi, çözümlerimin hangi verilere dayandığını ek diagramlarla açıklıyorum.

Çünkü verilere erişimin bu kadar kolay olduğu günümüzde, eriştiğimiz her bilgi, daha akılcı, daha verimli, yüksek karlı ve çok daha iyi müşteri deneyimleri yaratmaya olanak sağlıyor.

Bilginin aşırı yüklenmesi nedeniyle, günümüzde minimalizm görsel bir stilden ziyade kontrol duygumuzu artıran bir ihtiyaca dönüşmüş durumda. Bu nedenle hemen her projemde sadeliği sorgulayıp, “az daha çoktur” yaklaşımını temel motivasyon kaynağı olarak benimsiyorum.

Minimalist effect in the maximalist market (Kaynak)

Bir doz minimalizm

Ürettiğim kavramsal projelerle tüketim kültürünün toplumsal etkilerini olabilecek en sade şekliyle dışa vurmaya çalışıyorum.

Bu amaçlarla ürettiğim“Minimalist effect in the maximalist market” isimli proje, kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına almıştı. Yenilikçi bir sorgulayıcılıkla ürettiğim çalışmada, bilgi yığınları altında ezilen 21. yüzyıl insanı için sadeliğin bir zorunluluğa dönüştüğüyle ilgili veriler toplamıştım.

Proje, sadelik olgusunun küresel gündeme taşınmasına farkedilebilir düzeyde katkı sağlamıştı. Starbucks, Target gibi dünya devleri logolarını sadeleştirdiğinde, adage.com, washington post gibi uluslararası yayınlar konuyu “Minimalist effect in the maximalist market” projesiyle ilişkilendirmişti. Proje, Pekin Tasarım Triennalinde, “Tasarım duygusunun nedeni” isimli karma sergide, Naoto Fukasawa, Zaha Hadid, Ross Lovegrove, Marc Newson, Norman Foster ve Philippe Starck gibi yaratıcıların işleriyle birlikte sergilenmdi.

Aynı proje, İngiliz mağazacılık devi Selfridges’ın “No Noise” isimli kampanyasının da ilham kaynağı oldu. Bu özel kampanya süresince, “The Quite Shop” isimli kavramsal alışveriş alanında, Heinz, levis, beats by dre, marmite başta olamak üzere birçok küresel markanın sadeleşmiş ürünleri satışa sundular.

iPhone Ambalajı

Silikon vadisindeki Pandora’nın kutusu

Apple’ın ürünlerinin geliştirildiği odaya girmek için özel geliştirdiği kimlik kartına sahip olmanız gerekiyor. Yüzlerce ambalajın prototipi burada gizleniyor. Tüm bu prototiplerin tek bir amacı var, bir sonraki teknolojik oyuncağınızla ilk karşılaşma deneyiminizi mümkün olan en iyi noktaya çıkartmak.

Eski Google yöneticisi ve Linkedin kullanıcı arayüzü bölümünü yöneten Deep Nishar “Detaylara önem göstermek, benim için kullanıcıyı ne kadar önemsediğinizin göstergesidir” diyor. Nishar birlikte çalıştığı bazı tasarımcıların halen ilk iPhone’larının kutularını sakladığını söylüyor. (from “Inside Apple” book by Adam Lashinsky)

Apple iPhone XS’in ambalajı yüksek geri dönüşebilirliğe sahip ve %100 bambu, fiber’den oluşuyor. Bu fiber ise, bambu, şeker kamışı atığı veya sorumlu üretilen ormanlardan geliyor.

Apple çok daha fazlası için daha azını kullanıyor. Örneğin 2011 yılında geliştirdiği iPhone 6s ambalaj verimliliğini, ilk nesil iPhone’a göre %50 daha az depolama ve nakliye alanına ihtiyaç duyacak şekilde artırmıştı.

Coca-Cola şişelerini lamba, kalemtraş, boya kutusu gibi yeni objelere dönüştüren tasarım projesi

More for less, less for more

Sadelik görsel bir stilden ibaret değildir. Karmaşıklığın derinine inmeyi gerektirir. Gerçek sadelik için gerçekten derine inmeniz gerekir. Böylelikle, ultra kompakt tasarım anlayışıyla malzeme verimliliği geliştirilebilir. Bio-based malzemelerin kullanımı arttırılarak sürdürülebilir yaklaşımlar üretilebilir. Transfer maliyetlerini düşüren yenilikçi formlarla, aynı miktar ürün optimum verimlilik sağlayan biçimlere tüketiciye ulaştırılabilir. Yenilikçi teknolojilerle, bazı ürünlerde tekrar kullanılabilen ambalajlar üretilebilir. Üç boyutlu baskılarla bazı ambalajlarda ikincil üçüncül amaca yönelik fonksiyonlar ekleyerek ortaya çıkacak çöp miktarını azaltılabilir. Uygun malzemelerle geri-dönüşüme yönelik iyileştirmeler yapılabilir. Ürün üstündeki bilgileri radikal bir şekilde sadeleştirerek, mobil teknolojilerin kullanıldığı çözümlemeler üretilebilir. Örneğin, arttırılmış gerçeklik (augmented reality), ibeacon gibi yeni teknolojilerle daha azı gösterilerek, daha fazla bilgi aktarılabilir ve daha iyi bir kullanıcı deneyimi yaratılabilir.

Falcon Heavy ve Starman

Sonuç: Inovasyon sistem dışından geliyor

Üretim teknolojilerinde önemli ilerlemeler sağlansa bile, günümüz tasarım yaklaşımları birbirlerine benzeyen tasarım formülleriyle, belirli açılarda değişime direnen yaklaşımlarıyla NASA’nın uzay programlarını çağrıştırmaktadır. Oysa inovatif yaklaşımlarla Space-X’in olduğu yeni bir dünyaya, daha iyi bir yarına doğru ilerlenebilir.

Bu ilerleme için de multi-disipliner bir bakış açısıyla, mühendislik ve tasarımın iç-içe geçtiği, inovasyonun itici gücüyle beslenen bir ARGE (R&D) projesi üretilebilir.

Click for English Edition

--

--

Mehmet Gözetlik
Antrepo

Creative Director, Brand Designer / Featured many times in Vimeo & Behance.