Light & Magic
ILM: Dünyayı değiştiren intergalaktik çekim merkezi
Bugün tasarım sektörünün önemli araçlarından biri haline gelen Photoshop’un Star Wars ekibinin elinden çıktığını biliyor muydunuz? Veya Pixar’ın Disney’den ve Steve Jobs’tan önceki sahibinin George Lucas olduğunu? Peki tüm bu serüvenin ve izlediğimiz birçok filmin arkasındaki sihrin aslında “Hiç yapılmayanı yapmaya çalışan bir avuç hayalperestin” tutkusuyla başladığını tahmin edebilir misiniz?
Disney Plus’ta yayınlanan 6 bölümlük bir mini seri olan Light& Magic, Lucasfilm’in özel efektler bölümü olan Industrial Light and Magic’in (ILM)47 yıllık öyküsünü anlatıyor. Bir grup çocuk ruhlu yaratıcının dünyamızı nasıl değiştirdiklerini, ürettikleri sihirle hepimizi nasıl etkilediklerini gözler önüne seriyor.
Yeni bir umut
Herşey, George Lucas’ın kimsenin bilim kurgu yapmayı düşünmediği bir çağda bilim kurgu hayali kurmasıyla başlıyor. 1973 yapımı American Graffit ifilmiyle dikkatleri üstüne çeken George Lucas, 20th Century Fox yöneticisi Alan Ladd Jr.buluşup gelecekteki projeleri üstüne konuşuyor. Ona Star wars projesinden bahsediyor. Alan Ladd Jr. projeye inanıyor, 20th Century Fox adına projeye yatırım onayı veriyor. Alan Ladd Jr. projeyi duyar duymaz “büyük bir şeye dönüşeceğini hissetmiştim” diyor.
George Lucas, 20th Century Fox yöneticilerinden istediği bütçeyi alabilmek amacıyla, o sırada Boeing’e konsept tasarımlar yapan Ralph Mcquarrie’den senaryosuyla kurduğu hayallerini görünür hale getirecek etkili çizimler hazırlamasını istiyor. Çizimleri gören stüdyo 8.25 milyon dolarlık bütçeyi onaylıyor.
Proje onayı sonrasında George Lucas istediği uzay sahnelerini yapabilecek bir özel efekt şirketinin olmadığını farkediyor. Sanırım bu noktada birçok kişi ya yöntem değiştirir ya da projeyi üretmekten vaz geçerdi. Oysa George Lucas’ın da dediği gibi başarılı olmak istiyorsanız, direnmeli, yolunuzdan vazgeçmemelisiniz. Ve George Lucas da vazgeçmiyor, filmi üretmek için o sıralarda reklamlar ve küçük projeler için animasyon üreten bir grup asi yaratıcıyı bir depoda bir araya getirip ILM’i kuruyor.
Star Wars çekim öyküsünü anlatan “Empire Of Dreams The Story Of The Star Wars Trilogy” belgeselinde de Light & Magic belgeselinde de, ILM çatısı altında bir araya gelmiş bu yaratıcı insanların işlerinin hiç de kolay olmadığını, projenin her aşamasında olağanüstü zorlukları üstesinden geldiklerini görüyorsunuz. Çünkü henüz yapılmamış olanı yapmaya, herkesin, hatta ilk anda kendilerinin bile imkansız dediği görüntüleri üretmeye çalışıyorlar.
Uzun zaman önce uzak, çok uzak bir galakside…
27 Mayıs 1977‘de, Star Wars’un ilk filminin gösterime girdiğinde ILM’in yarattığı görsel efektlerin sihri herkesi büyülüyor ve film çoğu kişinin ön göremediği büyük bir başarı yakalıyor. Film bittiğinde tüm izleyenler ayakta alkışlıyorlar. Gösterime girdiği 37 salonun 36'sında gişe rekoru kırıyor. Herkesin umutsuz olduğu bir çağda, Star Wars filmiyle George Lucas, insanların geleceğe, çok uzak ufuklara ve uzaya bakmalarını sağlıyor.
3 hafta içinde 20th Century Fox’un hisseleri ikiye katlayıp rekor kırıyor. O güne kadar bir yılda 40 milyon dolar kar yakalayamamış şirket Star Wars ile birlikte bir yılda 79 milyon dolar kar elde ediyor. Film sadece Amerika’da değil, dünyanın her yerinde herkesin aklını başından alıyor.
1978 yılında 10 dalda Oscar adayı olan Star Wars, En İyi Görsel Efekt, En İyi Ses, Montaj ve Prodüksiyon dahil olmak üzere 7 dalda ödülün sahibi oluyor.
Böylesi büyük bir başarının ardından, üstelik 20th Century Fox’un devam filmi için iştahı kabarmışken, George Lucas kazandığı tüm parayı yatırarak devam filmini kendi finanse etmeye karar veriyor. Herkesin “Asla kendi birikimini filme yatırmayacaksın, film senin filmin olsa bile” dediği bir çağda sonunu göremediği bir kumara parasını yatırıyor. Çünkü 20th Century Fox’un kapısını çalarsa, filminin değişmesinden korkuyor, “istediklerimi yapabilmek için bağımsız davranabilmeliydim” diyor ve Lucasfilm’i kuruyor.
Intergalaktik Çekim Merkezi
İkinci filmin hazırlıkları ile birlikte, George Lucas ilk filmin çekirdek ILM kadrosunu San Francisco’ya taşıyor. İlk filmin görselliğinden etkilenen, görsel efekt işinde çalışmak isteyen yetenekli üreticilerin yolu bir şekilde ILM’e düşmeye başlıyor.
ilk Star Wars filmde hareket kontrollü kameralarla başlayan ILM devrimi, şimdiye dek katkı sağladıkları 350 filmde geliştirmeyi sürdürüyor. 1988'de Willow filmi için ilk dönüşme (morphing) sahnesini üretiyorlar, 1989'da Indiana Jones and the Last Crusade filminde ilk dijital compositing gerçekleştiriliyor. 1991'de Terminator 2: Judgment Day filminde ilk bilgisayar destekli ana karakter T-1000 hayat buluyor. 1993'te Jurassic Park filminde ise ilk defa canlı karakter olarak, Dinazorlar üç boyutlu grafiklerle, tamamen dijital olarak üretiliyor. Ve liste uzayıp gidiyor.
Sadece filmlerdeki görsel efektler değil, üretim teknikleri de ILM ile birlikte köklü bir biçimde değişiyor. Filmlerin kurgusunda, sesine, gösteriminden çekilmesine kadar her şey dijitalize oluyor.
ILM ekibi, ufkumuzu son olarak, Disney Plus orjinal serisi “The Mandalorian”da bir adım öteye taşıyor. Gerçek zamanlı render motoru Unreal Engine ve sete kurulan devasa ekranlarla tüm seti sanal olarak üretiyorlar. Mavi ekranla çekilen tüm hayali sahneleri, sanal gerçekliğin içinde çekmeye başlıyorlar.
Sonuç: Dünyayı değiştirecek insanlar, onu değiştirebileceklerini düşünecek kadar çılgın olanlardır.
Alttaki Apple “Farklı Düşün” reklamındaki gibi, hayatımızdaki birçok değişim, çılgın hayalperest’lerin fikirleriyle başlıyor, sonra bir de bakmışız yaşadığımız dünya farklı bir yere dönüşmüş, insanlık hiç ummadığı ufuklara ulaşmış.
“İşte çılgın olanlar. Uyumsuzlar. Asiler. Sorun çıkaranlar. Bulunduğu yere hiç uygun olmayanlar. Farklı şeyler görenler.
Onlar kurallara düşkün değiller, ve statükoya karşı da hiç saygıları yok. Onlardan alıntı yapabilirsiniz, onlara katılmayabilirsiniz, onları yüceltebilir ya da kötüleyebilirsiniz. Yapamayacağınız tek şey onları görmezden gelmektir. Çünkü onlar birşeyleri değiştirdiler. Onlar insan ırkını ileri taşıdılar.
Bazıları size deli gibi görünüyor olabilir, biz onları dahi olarak görüyoruz. Çünkü yeterince çılgın olan insanlar, dünyayı değiştirmeyi düşünebilir ve bunu gerçekten yapabilirler.”
Eğer henüz izleme şansınız olmadıysa, çağın ruhunu anlamak için, Disney Plus’ta yayınlanan Light & Magic belgeselini mutlaka izleyin. Fırsatınız olur biraz daha bilgi edinmek isterseniz “Empire Of Dreams The Story Of The Star Wars Trilogy” belgeselini de izleyebilirsiniz.
Buna benzer yeni yazılardan haberdar olmak isterseniz Antrepo’ medium kanalını takip edebilirsiniz.
