Birkaç hafta önce okula başlayan 6,5 yaşındaki oğlumuz Atlas

Tasarımcıların Süper Gücü

Her problemimizde kullanabileceğimiz çözüm metodu

Antrepo
Published in
7 min readSep 23, 2022

--

Atlas isminde, bu sene 7 yaşına giren yakışıklı bir oğlumuz var. Onu çok seviyoruz. Pandemi boyunca, onu düşünerek eşimle birlikte uzaktan çalışma düzenine geçtik. Neredeyse 3 yıl boyunca kendi yakınlarımızı bile ziyarete gitmedik, evimize çok az kişiyi kabul ettik. Zorunlu hallerde dışarı çıktığımızda ise uzmanların önerdiği maske-mesafe kurallarına uyduk. Oğlumuzla birlikte olabildiğince yalıtılmış bir hayat yaşadık. Onu elimizden geldiğince korumaya çalıştık.

Birçok uzmanın pandemi artık bitti dediği bir dönemde oğlumuzun okula başlama vakti geldi. Bir çocuğun üç yıl boyunca anne-babasıyla yaşayıp, bu yalıtılmış yaşamdan okula gitmeye başlaması oldukça zorlu, problematik bir süreç. Hem çocuğun kendisi için hem de onu okula gönderen anne-babası için. Üstelik bizim gibi büyük şehirde yaşıyorsanız ve çocuğunuzu okula servisle gönderecekseniz bu zorlu süreç çok daha zorlu bir hale gelebilir. Böyle bir problemi ancak süper kahramanlık becerileriniz varsa aşabilirsiniz.

Gözlem yapmak, problemi anlamak adına çok yardımcı olabilir

Gözlem yapmak (Anlamak)

Okulun ilk haftasında, oğlumuz Atlas’ın bebekliğinde yaptığı, dudağını ısırmak, diliyle oynamak gibi stres hareketlerinin geri döndüğünü farkettik. Böyle bir tik geliştiğinde, “lütfen bunu yapmayı durdur, dudağını ısırma” diyerek önleyemeyeceğimizi, daha önce yaptığımız araştırmalarla öğrenmiştik. Okula başlamanın stresi olabilir, arkadaş edindiğinde atlatacaktır diye yorumladık. Stresini azaltmak için, ilk hafta onu kendi aracımızla okula biz bıraktık, okuldan biz aldık. İlk haftanın sonuna doğru önümüzdeki hafta okula servisle gideceğini anlattık. Ama ne zaman bu konudan bahsetsek, Atlas’ın stresinin arttığını, bu nedenle de konuyu konuşmaktan kaçındığını gözlemledik. Okuldaki rehber öğretmenlerinden destek istediğimizde de benzer şeyler oldu, Atlas konuşmak istemedi, servis konusunu erteleyebileceği son ana kadar erteledi.

Diğer ailelerden veri toplamak (Anlamak)

Servis konusunu çözmekle yükümlü olduğumuz için, onu okula bırakıp aldığım süre içinde diğer anne-babalarla konuşup, ipuçları toplamaya çalıştım. Topladığım geri dönüşlerden iki farklı yaklaşım ortaya çıkıyordu: Birinci öneride eğer Atlas servise binmek istemezse, ne yaparsanız yapın bindiremeyebilirsiniz diyen, sorunu çözmek yerine, çocuklarının konforu için geri adım atan bir aile profili vardı. İkinci öneride ise bu süreç stresli de olsa servise verin, birkaç gün zorlanır ama sonra alışır diyen ve çocuğun zorluklara doğru itilmesi gerektiğini düşünen başka bir profil bulunuyordu. Bizim yeni bir yol geliştirmemiz gerekiyordu. Çünkü Atlas’ı hep bizim bırakmamız gibi bir opsiyonumuz yoktu, onu giderek artan bir gerginlik içindeyken zorla servise bindirmek de istemiyorduk.

Bir kızıldereli atasözü empatiyi, “Başkasının ayakkabılarıyla bir mil yürümek.” olarak tanımlıyor

Atlas’ın ayakkabılarıyla okula gitmek (Anlamak)

İkinci hafta başladığında sadece Atlas değil biz de tam olarak konuşamadığımız servis sürecinin nasıl şekilleneceğini merak ediyorduk. Otoparka indiğimizde Atlas daha önce anlaştığımız gibi okul servisi yönüne değil, arabamıza doğru yürümeye başladı. Biz de geçtiğimiz hafta anlaştığımızı, o gün okula servisle gideceğimizi söyledik. Ağlamaya başladı, “Lütfen bugün de siz götürün, yarından sonra servise binerim.” dedi. Ağlayan bir çocuğu servise bindirebilir misiniz? Eşimin bakışlarında “Ne yapacağız?” soru işaretini farkettim. O an kendimi oğlumun yerine koydum ve “Anlaştık, eğer yarından sonra başlayalım diyorsan, yarından sonra başlarız” dedim. Sakinleşti ve birlikte arabaya bindik. Atlas’a dönüp, “İstersen bugün servisi takip edelim, rotasını öğrenelim” dedim. Çünkü bizimle aynı okula giden komşularımızın çocukları vardı ve onların servis deneyimlerini Atlas’a gösterirsek onun rahatlayacağını düşünüyordum. Ama servis bizim sokağın başına geldiğinde kimsenin binmediğini farkettik, sonradan öğrendikki komşularımızın çocukları nezle olmuşlar bu nedenle okula gitmemişlerdi. Biz yine de servisi takip ettik, hatta bunu Atlas için bir oyuna dönüştürdük. Yol boyunca beraber bu kovalamacayı seslendirdik. Okula vardığımızda “Bu gün iyiki servise binmemişiz, komşularımızın çocukları olmadan senin için daha zor olurdu, belki yarından sonra onlar da bize katılır, servis daha eğlenceli olur” dedim ve hemen ekledim: “Çıkışta da seni ben alacağım, istersen yine servisi kovalarız”. Atlas “Evet çok isterim” dedi. Artık dudaklarını ısırmadığını, süreçten eğlenmeye başladığını farkettim. Henüz servise binmeyi başarmamıştık ama Atlas kendisiyle empati kurduğumuzu, bu konuda da onun yanında olduğumuzu anlamıştı.

Denemeden bilemezsin (Keşfetmek)

İkinci hafta iki gün daha Atlas’ı ben götürüp bıraktım. İki gün boyunca servisini arabamızla takip ettik. Servis şoförü de bizi farketti, yol boyunca arada bize selam vermeye başladı. Çarşamba gününün öncesinde, salı akşamı “yarından sonra geldi oğlum, yarın servise binecek miyiz” diye sorduğumda, yine dudağını ısırdı ve “yarından sonra binsek olur mu” diyerek şansını zorladı. Stresi farkedip geri adım atmak yerine stresini çözecek bir yol geliştirdik: “İstersen komşumuzu arayalım, çocukları iyileşmişlerse ve yarın serviste sana eşlik edebileceklerse, yarın servisi hep birlikte deneyelim” dedim. “Sana hiç tatmadığın şeylerde tedirgin olup tatmak istemediğinde ne diyoruz?” diye sordum, Atlas yanıtladı “Denemeden bilemezsin.” ve önerimizi kabul etti. Komşumuzu arayıp çocuklarının servise bineceklerini öğrendik. Oğlumuz yine şansını zorlar diye düşünürken, Atlas servise binmeyi kabul etti ama şu zor soruyu sordu: “Sevmediğim yemekleri yememe seçeneğim oluyor, servisi de sevmezsem beni hep siz bırakır mısınız?”. Ona karşılaştığı her sorunda yanında olacağımızı, birlikte hepsini çözeceğimizi söyledim.

Google Türkiye’nin bilmediği konuda araştırmak (Keşfetmek)

Servis sabahından önce internette bu konuyu araştırdım. “Çocuğun okul servisine uyum sağlaması” sorgusuyla Google’da Türkçe hiçbir veriye ulaşamadım. Google Türkiye tarafındaki arama sonuçları çocuk servise nasıl bindirilebilir bilmiyordu. Aynı sorguyu İngilizce yaptığımda ise birbirine oldukça benzer önerilere ulaştım. “Help Your Preschooler Adapt to the School Bus” sayfası bunlardan birisiydi. Şimdi yazacağım ve bu sayfadan öğrendiğimiz ipuçlarının hepsi bize çok yardımcı oldu. Birinci ipucu: Servise bırakmayı ve almayı bir rutine dönüştürün, yol boyunca servis sürecinin nasıl gelişeceğini birlikte tekrarlayın. Serviste kimin olacağını, okula vardığında ona kimin eşlik edeceğini, sınıfta kimin karşılayacağını anlatın. Tekrarlanacak bu rutinin her adımı hakkında çocuğunuzu bilgilendirin. İkinci ipucu: bir servis kankası bulun, serviste konuşabileceği bir arkadaş edinmesini sağlayın, böylelikle kendisini sizin arabanızdaki gibi rahat ve güvende hissedebilir. Üçüncü ipucu: Hostes ve sürücülerle çocuğunuzu tanıştırın, bir sorun olduğunda onlara herşeyi söyleyebileceğini iletin. Dördüncü ipucu: Eğer okulunda, yanına oyuncak almasını engelleyen bir kural yoksa, servis yolculuğu için ona bir oyuncak verin. Yolculuğunu eğlenceli hale getirin. Beşinci ipucu: Birlikte okul servisi olan filmler izleyebilir, kitaplar okuyabilirsiniz. Böylece onun da yabancısı olduğu bu yeni deneyim hakkında gözlem yapmasını sağlayabilirsiniz. Altıncı ipucu: Her şeye rağmen stresinin sürdüğünü gözlemliyorsanız, ilk günlerde çocuğunuza destek olabilirsiniz. Ona isterse birkaç gün servisi sizin takip edebileceğinizi söyleyebilirsiniz. Servisle yolculuk yapsa bile sizin onun arkasında olduğunu bilecek ve kendini daha rahat hissedecektir.

Problemi tanımlamak ve çözüm yoluna ulaşmak (Üretmek)

Bu ipuçlarını öğrendikten hemen sonra, servis sabahında Atlas yine gergin ve stresliydi. “Senin arkandan, servisi takip etmemizi istermisin” diye sordum. “Evet çok isterim” diye yanıtladı, o anda stresinin nasıl azaldığını ve büyük bir rahatlama yaşadığını size anlatamam. Kendi kendime araştırma ne kadar çok işe yarıyor diye düşündüm. Servise bineceği yerde, Annesi ve komşumuzun çocuklarıyla servisi bekliyorlardı, ben de arabamızla yanlarında takibe hazır biçimde onlara eşlik ettim. Komşumuzun çocuklarına ve servis görevlilerine Atlas’ı desteklemek için servisi takip edeceğimizi söyledik. Süreçteki herkesi, öğretmenlerine kadar bilgilendirdik. Ertesi gün de Atlas’ın servisini takip ettik, hem giderken hem dönerken. Atlas servise biniyor, kendi aracımızla da bizim onu takip ettiğimizi biliyordu. İşin ilginç tarafı ne binerken, ne de inerken el sallamaktan öteye geçmiyor, yanımıza gelmiyordu. Çünkü tek isteği, ‘araştırmamdaki ipucunda önerdiği gibi’ geçiş sürecinde onu desteklememizdi.

Eski fikirlerin etkisinden kurtulmak

Takip sürecimizi söylediğimizde, kendi yakınlarımız bile “Bu Atlas için doğru değil, onu takip etmemelisiniz.” diye tepki veriyor, problemimizi çözmemizi sağlayan ve araştırarak ulaştığımız bu yöntemden bizi vaz geçirmeye çalışıyordu. Hayatın çoğu anında, önümüzdeki en büyük engel “doğru gibi düşündüğümüz kendi yanlışlarımız oluyor. Ön yargılarımızın etkisiyle önümüzdekini görmeyebiliyoruz.” Bu yüzden birçok problemde aradığımız çözüm yeni fikirlerle değil, eski fikirlerin etkisinden kurtulduğumuzda gerçekleşiyor.

Porsche 911 Turbo, Atlas’ın okul servisinin sesini benzettiği spor otomobil. :)

Tasarımcının Süper Gücü

“Design Thinking — Tasarım odaklı düşünce” yaklaşımının mimarlarından biri olan, IDEO’nun ’CEO’su Tim Brown zor problemlerin çözümünde “Design Thinking” metodunu öneriyor ve bu yaklaşımı kısaca şöyle tanımlıyor: Bir problemin çözümünde, teknolojinin olanaklarıyla insanların ihtiyaçlarını birleştirmek için, tasarımıncının yöntemlerini kullanan, insan odaklı bir yenilik geliştirme yaklaşımıdır.”

Oğlumuz Atlas’ın okula ve servise alışma sürecine dair burada paylaştıklarım, bir tasarımcı olarak “tasarım odaklı düşünce” yaklaşımıyla hayatımızın her anında karşımıza çıkan sorunları çözebileceğimizi göstermek içindi.

Tasarımcı olmasanız bile “tasarım odaklı düşünce” süper gücüyle, “anlamak, keşfetmek, üretmek” adımlarını izleyerek siz de her sorununuzu çözebilirsiniz. Son on yılda popülerliği artmasına rağmen “Design Thinking” kavramını ilk defa duyduysanız, bu konuda Türkçe ve ingilizce birçok kaynağa da ulaşabilirsiniz.

Atlas’a dönersek, artık okula servisle gidip geliyor. Üstelik servise binmesinin ikinci gününde “Baba okula servisle gitmeyi çok seviyorum, otobüsümüzün sesi tıpkı Porsche’a benziyor.” dedi. Artık dudaklarını ısırmıyor, servis konusunu bizimle konuşmaktan da kaçınmıyor. Hergün okulda olanları anlattığı gibi serviste olanları da bizimle paylaşıyor.

Konu ilginizi çektiyse, daha önce yazdığım “Yenilik ilk başta zordur” makalesini de okumanızı öneririm.

--

--

Mehmet Gözetlik
Antrepo

Creative Director, Brand Designer / Featured many times in Vimeo & Behance.