Türk Telekom Logosunun Anatomisi
26 Ocak 2016 tarihinde, Türk Telekom düzenlediği bir basın toplantısıyla, Avea, TT Net ve Türk Telekom markalarının, Türk Telekom çatısı altında toplandığını duyurdu. BoomSonar verilerine göre, Türk Telekom birleşmesi, Twitter’da 60 saate yakın ‘Trending Topics’ listesinde kaldı. Reklam videosu, sosyal medya kanallarında 12 milyon kez izlendi. Birleşme hakkındaki 104 bine yakın içerik, toplamda 7.38 milyon erişim elde etti. Birleşmenin yeni kurumsal kimliğini, Interbrand ve TBWA/Istanbul işbirliği ile kurulan global bir ekip hazırladı.
Türk Telekom Kurumsal İş Birimi CEO’su Mehmet Ali Akarca, yeni logonun arkasında ciddi bir ekip olduğunu, uzun süren çalışmalar boyunca, çeşitli alternatiflerle testler yapıldığını söyledi. Türk Telekom yazısının yanındaki üçgenlerin, birleşen üç markayı simgelediğini belirtti.
Logonun Tipografik Çözümlemesi
Font arama servisleri ile Interbrand’ın yaptığı yeni logonun fontunu bulmaya çalışırsanız, birebir uyan bir font bulamazsınız. Türk Telekom’un yeni logosu özgün bir tasarım ürünüdür, yani harf harf özelleştirilmiştir. Ancak özelleştirilen çoğu logo tasarımında olduğu gibi, Türk Telekom’un logosunda da bir fontun alt yapısından yararlanılmıştır; Centrale Sans.
Fontun web sayfasına girdiğinizde haklı olarak “çok da benzemiyor” diyebilirsiniz. Centrale Sans fontunun iki versiyonu bulunuyor. Bir tanesi şu anda satışta olan güncel yeni sürümü, bir tanesi de satıştaki sürümden önceki, eski sürümü. Interbrand’ın geliştirdiği logoda küçük “L” harfi dışındaki tüm harflerde eski sürüm kullanılmış. Bu seçim yüzünden logoda bir “eskilik hissi” var.
Çünkü Centrale Sans fontunun tasarımcısı yeni sürümü geliştirirken, çağımızın en popüler fontlarından biri olan Gotham ve diğer geometrik sans-serif fontların yapısından yararlanmış. Bu da fonta daha güncel bir hava kazandırmış.
Gotham ve Centrale Sans benzerliğini anlamak için yenilenen küçük “Ü, R, K” gibi harfleri incelemek yeterli olacaktır.
Interstate fontundakine benzer harf kesmeleri de eklenince, logonun “eskilik hissi” biraz daha artmış. Çünkü İnterstate, 1993–1995 yılları arasında geliştirilen, 90'lı yılların çok kullanılan fontlarından biridir, günümüzde popülerliğini yitirmiştir.
Harflere eklenen bu Interstate’e benzer kesmeler, üçgenlerle aynı eğimde olsaymış, harflerle üçgenler arasında, uyumu destekleyen yeni bir bağlantı üretilebilirmiş.
Ek Bilgi: Eğimler arasındaki fark, kafa karıştıracak kadar az. Eğer birbirlerinden ayrışması isteniyorsa, bunun algılanabilir boyutta olması gerekirdi. Yaklaşık olarak beşte biri kadar fark, birbirlerinden ayrışmalarını kolaylaştırırdı. (60 derece / 48 derece)
Ü, O ve R harfi
Bir logo tasarımcısı, logoda yer alan tüm formların arasındaki optimum uyumu ortaya çıkarmaya çalışır. Türk Telekom logosunda ise, üç önemli uyumsuzluk bulunuyor.
ilk uyumsuzluk; küçük “Ü” harfinin ‘x yüksekliği’nin, yani boyunun diğer küçük harflere göre kısa tutulması ve noktalarının olması gerekenden daha aşağıda konumlandırılması.
ikinci uyumsuzluk; küçük “O” harfinin, benzer boyutlarda olması gereken küçük “E” harfinden daha büyük kullanılması.
Üçüncü uyumsuzluk; Orjinal font tasarımın aksine, küçük “Ü ve M” harflerindeki detayın, küçük “R” harfinde sürdürülmemesi.
Bu üç uyumsuzluğun yanısıra, logoyla beraber kullanılan üçgenlerin, harflere olan mesafelerinde ve hizalamalarında tutarsızlıklar var.
Logonun üstünden büyük harf boyutu kadar mesafe bıraktığımızda üstteki üçgenlerin merkezine ya da alt köşelerine ulaşıyorken, aynı mesafe, altta dikkate alınmamış.
Üçgenler, harflere hizalı gibi görünmelerine rağmen tam olarak hizalı değiller.
Arayüz ikonları
Tüm ikonlar ‘çizgisel’ hazırlanmışken, mobil cihaz ikonu ‘alansal’ stilde hazırlanmış. Çizgisel hazırlanan ikonların çizgi kalınlıklarında süreklilik yok. Bazı çizgiler ince, bazıları kalın üretilmiş.
TL ikonuda, genel ikon paletindeki stil sürdürülememiş. İkon paletinde, yuvarlak köşeli ve tam köşeli olarak iki farklı stil var. Bu stiller aynı görsel dili yansıtmıyorlar.
İkonlar tasarlanırken, ‘pixel-perfect’ yani ekranların ‘pixel-grid’i temelinde çalışılmamış, bu da ekranda optimum netlikte görünmelerine engel oluyor.
Sonuç: Uzmanlığın Demokratikleşmesi
İddiası olan markaların, logolarını tasarlatırken, Interbrand, Chermayeff, Saffron gibi, kurumsal kimlik tasarımı konusunda, uzmanlıklarını tüm dünyada kanıtlamış şirketlerle çalışması, güçlü marka olmanın doğası gereğidir. Başarı neredeyse, o ekibi projeye dahil etmek iyidir. Tıpkı, Alman otomobili kullanmak, Brezilyalı futbolcuyu transfer etmek, İtalyan takım elbisesi giymek, Amerikan akıllı-telefonuyla konuşmak, İsviçre saati takmak gibi…
Türk Telekom’un yeni logosunu, bir öncekiyle kıyaslarsak, günümüz trendlerini yakalayan, kullanışlı bir logo gibi görünebilir. Ancak teknik açıdan bazı revizyonlara ihtiyaç duyuyor. Henüz çözümlenmemiş küçük detayları nedeniyle, finalize edilmeden kullanıma açılmış hissi veriyor. Tam bu noktada, haklı olarak şu soruyu sorabilirsiniz, “Yüzlerce başarılı logo tasarlamış, tüm dünyaya proje üreten uzmanlar, nasıl oldu da bu hataları görmediler?” Burada sözü, ekonomi alanında uzman bir akademisyenin TED konuşmasına bırakmak istiyorum.
Noreena Hertz, TED konuşmasında şunları söylüyor: “…veri selinin ve aşırı karmaşıklığın dünyasında, uzmanların bizden daha iyi bir şekilde bilgiyi değerlendirebileceğine — bizim tek başımıza varacağımız sonuçtan daha iyi sonuçlara ulaşacaklarına inanıyoruz.” ve ekliyor, “…uzmanlara çok fazla güvenmek sınırlayıcı ve hatta tehlikeli olabilir.”
Noreena Hertz bu konuşmasıyla bizi, uzmanlığı demokratikleştirmeye davet ediyor. “Uzmanlara, çalışmalarını anlayabileceğimiz bir dilde açıklamalarını isteyebiliriz. Sürece, başka uzmanları da dahil ederek açık fikirli bir tartışma ortamı yaratabiliriz. Üstelik yeni uzmanları projeye dahil ederken, sadece fiyakalı ünvanları, CEO’ları değil, projeye katkı sağlayabileceğini düşündüğümüz herkesi davet edebilmeliyiz. Sadece hayal edin, eğer biz uzmanın, bir tür elit kadro olduğu düşüncesini bir kenara bırakıp, demokratik uzmanlık fikrini kucaklarsak, 21. yüzyılın zorluklarına çok daha iyi bir şekilde hazırlanabiliriz.”