Basit Ama Etkili: Tasarım Odaklı Düşünme

Ezgi Özkürkçü
Appcent Design
Published in
5 min readFeb 24, 2022

Tasarım odaklı düşünme her ne kadar sadece tasarımcıların kullandığı bir yöntem olarak görülse de şehir planlamalarından, eğitim ve sağlık sistemini iyileştirmeye, yeni finansal ürünler tasarlamadan, firmalarda iş kültürünü yenilemeye, şirket içi çalışan motivasyonu artırmaktan sosyal girişimcilik gibi birçok farklı alana kadar farklı birçok alanda karşımıza çıkmaya devam ediyor. Peki neden tasarım odaklı düşünme önemli? Ve son zamanlarda neden bu kadar popüler?

Tasarım Odaklı Düşünme’nin Tarihi

Tasarım odaklı düşünmenin yakın zamanda çıkan bir yaklaşım olduğu yaygın yanılgılar arasında yer alıyor. Etrafımızda gördüğümüz her şey: yollar, otomobiller, evler, kullandığımız eşyalar… bir tasarım ürünüdür. Ve bu ürünlerin hayatımızda önemli bir yere sahip olmasının sebeplerinden biri de kullanıcı merkezli bir yaratıcı süreçten geçmiş olmalarıdır.

1900’lerin başında tasarımcı Charles ve Ray Eames, 70 yıldır üretimi yapılan Eames sandalyelerini tasarlamadan önce birçok ihtiyaç ve kısıtlamayı keşfederek “yaparak öğrenme” pratiğini uyguladılar. Bir başka örnek ise, 1960'ların terzisi, giyim tasarımında “sağduyulu” yaklaşımıyla tanınan Jean Muir, tasarladığı kıyafetlerin görünüşünden ziyade nasıl giyilmesi gerektiğini de vurgulamayı tercih etti. Zamanlarının yenilikçileri olarak görülen bu tasarımcıların her biri, kullanıcılarının yaşamları ve karşılanmamış ihtiyaçları hakkında derin bir anlayış geliştirdiklerinden dolayı, yaklaşımları tasarım odaklı düşünmenin erken örnekleri olarak görülebilir.

Ünlü I ♥ NY logosunun arkasındaki tasarımcı Milton Glaser ise bu kavramı çok iyi açıklıyor: “Her zaman bakarız ama asla gerçekten görmeyiz… Bu, bir şeyi gerçekten kavramanıza, onun tamamen bilincinde olmanıza izin veren dikkat eylemidir. ”

Kullanıcı merkezli ürünlerin ilk örneklerine rağmen, iş dünyasında tasarım, genellikle göz ardı edilmiş ve yalnızca bir ürüne estetik değer katmak için uygulanmıştır. Bu güncel tasarım uygulaması, şirketlerin müşterilerinin gerçek ihtiyaçlarını karşılayamayan çözümler üretmesine neden olmuştur. Sonuç olarak, bazı şirketler ürün geliştirme sürecinin son aşamasında sürece dahil olan tasarımcılarını sürecin başlangıç noktasına taşımış ve kullanıcıların ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiş ürünlerin oluşmasını kolaylaştırmıştır.

Bu yaklaşımın büyük kuruluşlarda benimsenmesi ve ürünlerinde / şirketlerinde kullanabilmeleri için standartlaştırılması gerekiyordu. Bunu da 1990'larda IDEO şirketi kurucu ve tasarımcıları “tasarım odaklı düşünme” terimini icat etti ve yıllardır tek bir birleşik konsepte dönüşen yöntem ve fikirleri özetledi.

Tasarım Odaklı Düşünce Nedir?

Tek bir çözüm sunmaya odaklanan bilimsel problem çözme yöntemlerinin aksine, tasarımcının aynı anda birçok olası çözüm üzerinde çalışmasının mümkün olduğu kısıtları olmayan bir metodolojidir.

Tanım: Tasarım odaklı düşünme ideolojisi, problem çözmeye yönelik uygulamalı, kullanıcı merkezli bir yaklaşımın yeniliğe yol açabileceğini ve yeniliğin farklılaşmaya ve rekabet avantajına yol açabileceğini iddia eder. Bu uygulamalı, kullanıcı merkezli yaklaşım, tasarım odaklı düşünme süreci tarafından tanımlanır ve aşağıda tanımlandığı ve gösterildiği gibi 6 farklı aşamadan oluşur.

Tasarım Odaklı Düşünme Aşamaları

Design Thinking 101 — NN/g Nielsen Norman Group
Design Thinking 101 — NN/g Nielsen Norman Group

1. Adım: Empati kurun

Kullanıcılarınızın yaptıkları, söyledikleri, düşündükleri ve hissettikleri hakkında fikir geliştirmek için araştırma yapın. Kullanıcıların gözünden olaylara bakmak daha gerçekçi bir ürünün oluşmasına katkı sağlayacaktır.

Örneğin, amacınızın yaşlı insanlara yardım etmek olduğunu hayal edin. Bu aşamada bir dizi gerçek kullanıcıyla konuşun. Ne yaptıklarını, nasıl düşündüklerini ve ne istediklerini doğrudan gözlemleyin, kendinize ‘’Kullanıcıları ne motive eder veya caydırır?’’ veya ‘’Nerede hayal kırıklığı yaşarlar?’’ gibi sorular sorun. Amacınız gerçekten kullanıcılarınızın bakış açılarının gözlemleyip empati kurmaya başlayabileceğiniz yeterli gözlem verisi toplamak. Bu süreçte farklı metotlardan yararlanmak mümkün. Röportajlarda daha derine inmek, kişisel hikayeler veya işlerin zorlaştığı durumları anlamak için detaylı sorular sormak işe yarayabilecek metotlar arasında.

2. Adım: Sorunu tanımlayın

Tüm araştırmalarınızı birleştirin ve kullanıcılarınızın sorunlarının nerede olduğunu gözlemleyin. Kullanıcılarınızın ihtiyaçlarını tam olarak belirlerken yenilik fırsatlarını vurgulamaya başlayın. Bunu yapmanın bir yolu, kullanıcıların sorunları hakkında konuşurken bahsettikleri fiillerin ve aktivitelerin altını çizmek olabilir.

Yaşlı insanlara yardım etme örneğini tekrar düşünün. Tanımlama aşamasında, bilgi toplamak için empati kurma aşamasında toplanan verileri kullanın. Tüm gözlemlerinizi düzenleyin ve kullanıcılarınızın mevcut deneyimleri arasında paralellikler çizin. Birçok farklı kullanıcı arasında ortak bir acı noktası var mı? Karşılanmayan kullanıcı ihtiyaçlarını belirleyin. Örneğin kullanıcılarla konuştuğunuzda en çok tekrar edilen cümlelerin ‘’yürüyüşe çıkmak, çay içmek için eski arkadaşlarla buluşmak veya sokağın köşesindeki bakkala gitmek’’ gibi cümleler olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bu cümleleri tekrardan analiz ettiğinizde asıl önemli olan şeyin dışarı çıkmak değil de irtibatta kalmak olduğunu fark edebilirsiniz.

Analizinizden sonra ise bir sorun bildirimi hazırlayabilirsiniz: “Bazı yaşlılar yalnız olmaktan korkuyor ve bağlantıda kalmak istiyorlar. ” gibi.

3. Adım: Fikir geliştirin

Tanımlama aşamasında belirlenen, karşılanmamış kullanıcı ihtiyaçlarını ele alan bir dizi yaratıcı fikir için beyin fırtınası yapın. Kendinize ve ekibinize özgürlük vermeyi unutmayın; hiçbir fikir saçma değildir ve bu aşamada fikirlerin sayısı ne kadar fazla ise kaliteli sonuça ulaşmak o kadar işleri kolaylaştırır. Beyin fırtınası sırasında oluşturduğunuz fikirlerinizi kullanıcılara sunmayı unutmayın, böylece fikirler üzerinden geri bildirim almanız size katkı sağlayacaktır.

4. Adım: Prototip hazırlayın

Şimdi biraz zaman ayırıp farklı fikirler hakkındaki konuşmalarınızdan neler öğrendiğinizi düşünün. Fikirlerinizin hangi bileşenlerinin işe yarayıp hangilerinin işe yaramadığını tartın. Kendinize, fikrinizin insanların gerçek yaşamları bağlamına nasıl uyduğunu sorun. Çözümünüz yeni bir fikrin ve halihazırda kullanılmakta olanın bir kombinasyonu olabilir. Ardından noktaları birleştirin, son çözümünüzü çizin ve test edilecek kadar iyi bir gerçek prototip oluşturun.

5. Adım: Test edin

Geri bildirim için kullanıcılarınıza dönün. Kendinize ‘Bu çözüm kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılıyor mu?’ ve ‘Sorunları hakkında hissettiklerini, düşündüklerini veya görevlerini yapma şekillerini iyileştirdi mi?’ gibi sorular sorun.

Prototipinizi gerçek müşterilerin önüne koyun ve hedeflerinize ulaştığını doğrulayın. İlk katılım sırasında kullanıcıların bakış açısı gelişti mi? Yeni açılış sayfası sitenizde harcanan zamanı veya parayı artırıyor mu? Vizyonunuzu gerçekleştirirken, yol boyunca test etmeye devam edin. İnsanların beğenmemesi durumunda fikrinizi savunmayın, mesele neyin işe yarayıp neyin yaramadığını öğrenmek, bu yüzden herhangi bir geri bildirim almak harika! Ardından fikir veya prototip oluşturmaya geri dönün ve öğrenmenizi uygulayın. Gerçek problemi çalıştıran ve çözen bir prototipiniz olana kadar işlemi tekrarlayın. Artık kullanıcıların hayatlarına dokunmaya hazırsınız!

6. Adım: Uygulayın

Vizyonu hayata geçirin. Çözümünüzün gerçekleştiğinden ve son kullanıcılarınızın hayatlarına dokunduğundan emin olun.

Bu, tasarım düşüncesinin en önemli kısmıdır, ancak en sık unutulan kısımdır. Don Norman’ın söylediği gibi, “Daha fazla tasarım yapmamız gerekiyor.” Tasarım odaklı düşünme, sizi gerçek tasarım yapmaktan kurtarmaz. Bu sihir değil. Milton Glaser’ın sözleri yankılanıyor: “Yaratıcı tip diye bir şey yoktur. Sanki yaratıcılık bir fiilmiş gibi, çok zaman alan bir fiil. Bu, kafanızda bir fikir almak ve bu fikri gerçek bir şeye dönüştürmekle ilgilidir. Ve bu her zaman uzun ve zor bir süreç olacak. Doğru yaparsanız, iş gibi hissedeceksiniz. ” Tasarım düşüncesi bir kuruluş için ne kadar etkili olursa olsun, yalnızca vizyon uygulandığında gerçek yeniliğe yol açar. Tasarım odaklı düşünmenin başarısı, son kullanıcının yaşamının bir yönünü dönüştürme yeteneğinde yatmaktadır. Bu altıncı adım — uygulamak — çok önemlidir.

Neden Tasarım Odaklı Düşünme Metotlarını Kullanmalıyım?

Ürün geliştirme hakkında düşünmek için neden yeni bir yol sunmalıyız? Bunun cevabı çok basit aslında. Tasarım odaklı düşünmeyi kullanmak için pekçok neden vardır, ancak özetle, tasarım odaklı düşünme, tüm bu avantajları aynı anda elde eder:

  • Kullanıcı verileriyle başlayan, hayali değil gerçek kullanıcı ihtiyaçlarına hitap eden tasarım yapıları yaratan ve ardından bu yapıları gerçek kullanıcılarla test eden kullanıcı merkezli bir süreçtir.
  • Kolektif uzmanlıktan yararlanır ve ekibiniz arasında ortak bir dil ve katılım sağlar.
  • Aynı problem için birden fazla yol keşfederek yeniliği teşvik eder.

“ Yanlış sorunu çözen harika bir arayüz başarısız olur. ”

— Jakob Nielsen

--

--