Bir Beyoğlu anısı

Aquatic
aquatic
Published in
1 min readJan 16, 2017
Uzaktan görünen denizin yarattığı o heyecan gibisin.

Yapma maskeler arkasına takılmış insan yüzleri.

Beyoğlu’nun tüm hayatları. Hayat kadınları, geylari, transeksüelleri, heteroseksüelleri, ne olduğunu kendide bilmeyenleri.

Yıllardır içinde yer almadığım o cafcaflı ama kalabalık, yalnız ama eğlenceli, soğuk ama çekici. Bir elimde evrak çantam, boğazımda boynumdan belime “rastgele” dolanmış gibi duran pembeli, eflatunlu en “maskülen” karavatım, beyaz gömleğim, kolumda dedemden kalma gümüş kol düğmeleri… Kadife ceketim, ve çizgili kumaş pantolonum; yine en “erkeksi” ruganlarım…

Çocukluk rüyalarım ve hayalimdeki uçurtmalar. Annem öper yanaklarımdan, sevdiğim herkes yanımdaymış edasında. Hafif çiseleyen yağmurda İstiklal Caddesi.

Kendim gibi takım elbiseli, iyi bir işi olduğu belli, mavi gözleri, siyah saçları, tombul yanakları olan, iş arkadaşı, ya sevgilisi yada platonik aşkı ile yürüyen bir erkek; göz göze geliyoruz, yüzümüzde hafif birer gülümseme ile bir daha görüşmemek üzere farklı yönlere gidiyoruz, benim kulağımda “Une Belle Historie”. Pasajların birisinden yüksekliyor olmalı. Tatlı bir tını eşliğinde elimdeki karton bardaktan kahvemi yudumluyorum.

--

--

Aquatic
aquatic
Editor for

Denizle bütünleşmiş gelecek hayalleri