Şükrü Erbaş

Ömür Hanım’ın, hüznün, eleştirinin şairi Şükrü Erbaş 1953 yılında Türkiye’nin küçük bir ili olan Yozgat şehrinde doğdu, ilkokul-ortaokul eğitimini bölgede yer alan küçük bir okulda tamamladı. Yozgat Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra yüksek öğrenim eğitimini görmek üzere Gazi Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler Bölümüne kaydoldu, 1978 yılında bölümünü bitirdi.

Eğitim hayatından çok önce Toprak Mahsulleri Ofisi’nde memur olarak görev almaya başladı, çalışma hayatı şiirlerine de yansıyan şairimiz üniversitenin son yıllarında şiirle tanıştı.

İlk şiirlerini de Türk edebiyatının şair yuvası olan Varlık dergisinde yayımladı. 1987 yılında “Yolculuk” adlı şiir kitabıyla Türk edebiyatının prestijli ödüllerinden olan Ceyhun Atıf Kansu Şiir Ödülünü alarak başarısını ödülle süslemiştir.

İlk şiirlerini de Türk edebiyatının şair yuvası olan Varlık dergisinde yayımladı. 1987 yılında “Yolculuk” adlı şiir kitabıyla Türk edebiyatının prestijli ödüllerinden olan Ceyhun Atıf Kansu Şiir Ödülünü alarak başarısını ödülle süslemiştir.

“O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı
Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı
Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş.
Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin
Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen
Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları
Yağmur ikinci adıydı akşamların”

https://www.youtube.com/watch?v=tOrSvea99-4

Çalışma hayatında edindiği gözlemleri de şiirlerine yansıyan şairimiz bir dönem edebi ve siyasi camiada infial yaratan “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?” adlı şiirini 1994 yılında yayımladı, bu şiiriyle birlikte dönemin Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere çeşitli bürokrat çevreleri tarafından eleştirildi.

Bu şiiriyle birlikte ulusalda da tanınmaya başlayan şair 2015 yılında eşini, Ömür Hanımını, Hatice Erbaş’ını kaybederek belli bir süre inzivaya çekilmiştir.

Bu süreçte yeni şiirlerini derleyip 2016 yılında “Yaşıyoruz Sessizce” adlı şiir kitabında toplamıştır. Şair bu kitaptaki bütün şiirlerini eşine ithaf ederek hemen hemen her sayfasında eşini anmıştır.

Bu süreçte yeni şiirlerini derleyip 2016 yılında “Yaşıyoruz Sessizce” adlı şiir kitabında toplamıştır. Şair bu kitaptaki bütün şiirlerini eşine ithaf ederek hemen hemen her sayfasında eşini anmıştır

Şair Türk edebiyatının engin denizinde büyük bir damla olmayı başararak adını adını en iyi şekilde yazdırmıştır, şu an Antalya’da ikamet eden şair yazın hayatına da devam etmektedir.

ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI

kimseler görmedi ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. içimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim…

yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir
saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile. yükümü yanlış bedestanlara çözdüm…

İletişim Kurulu Gençlik Ağı Gazetesi Yazarı
- Yusuf Kavak

--

--