İyimser ve Umutlu Olmak

İyimser olmak her zaman Polyannacılık olarak adlandırılır ama kötü düşüncelerden kurtulmadığımızda hayat bize zehir olmaya başlar. Bir insanın iyimser olabilmesi için çevresinden gördüğü davranışlar da önemlidir. Eğer bir insan takdir edilmiyorsa hakkı verilmiyorsa o insan da haliyle hayata daha kötümser bakmak zorunda kalacak. İnsanlara güvenmemeye başlayacak. Başarısızlık yaşandığında insanların yanında olmadığını tam tersi karşında olduklarını gördüğü zaman hata yapmaktan korkar hale gelecek ve istese de belki iyimser veya umutlu olamayacak. Kötü tecrübelerden ders çıkaracağına onlardan kaçmaya başlayacak. Belki bir gün başarıya dahi ulaşsa asla kendini mutlu ve huzurlu hissetmeyecek.

Photo by Yuyeung Lau on Unsplash

Peki iyimser nasıl olabiliriz?

Kendine inanmak ve güvenmek desem şimdi diyeceksin ki kendime inansam neden bu yazıyı okuyalım. Sen de haklısın. Gerçekten haklısın çünkü kendine inanmak için bile bir sebep gerekir. Bir insan durup dururken nasıl kendine inanabilir. Ancak çabalarsan, mücadele edersen kendine inancın artar. Hiçbir şey yapmazsan kendine zaten inanmazsın. Yaşadığın başarısızlıkları bir deneyim olarak görürsen ancak başarısızlıktan korkmazsın. Bu şekilde artık sürekli sadece neden başarısız olduğunu sormazsın. Nasıl başarılı olduğunu da sorgulamaya başlarsın. Yapmadıklarından korkmana gerek yok çünkü onlar sana senin kim olduğunu ve kim olmak istediğini hatırlatan birer arkadaşın.

Çevrende sürekli seni aşağı çekmeye çalışan insanlar olabilir, bu insanları hayatından çıkarmalısın. Zor anında yanında olan sana yapabilirsin ve ben sana inanıyorum diyen insanlarla birlikte olmalısın. İşte o zaman yalnız olmadığını hissedeceksin. Başarı hikayelerini değil başarısızlık hikayelerini dinleyerek tek sorunun sende olmadığını anlayabilirsin. Başarı hikayeleri sadece sonucu söyler süreci ise çok kısa tutar. Başarısızlık hikayesi ise gerçekten empati kurabileceğin gerçek bir hikayedir.

Photo by Tim Marshall on Unsplash

Eğer umutlu olmak istiyorsan zorlukları bir fırsat olarak görmelisin. Kendini test etmek için bir sınav bu. Ama bu sınavın sonucunda kaybeden olmayacak yalnızca deneyim elde edenler olacak. Bu deneyimler seni umutlu olmaya teşvik edecek. Çünkü umudun olmazsa deneyimin de olmayacak. Bir bilim insanı dünyada bir ilke imza atmak için çok uğraşır, umutsuzluğa kapılmaz mı? Elbette kapılır ama kaç gün umutsuz olacaksın. Kaç gün kendine acıyacaksın. Kaç gün o dipsiz çukurda kalacaksın. Bu tamamen sana kalmış. Ne kadar çabuk toparlarsan o kadar çok umutlu olursun. Ne kadar çok başarısız olursan o kadar çabuk toparlarsın. Aksi halde konfor alanında umutsuz bir hayat sürersin. Başarıdan da başarısızlıktan da keyif almalısın. Bunun tek bir yolu var o da sürekli deneyim etmek. Umut olmadan nasıl yaşanır ki. Ne tadı kalır yaşanmışlıkların.

“Perişan bir haldeyim fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit vardı.”
Sabahattin Ali

İletişim Kurulu Gençlik Ağı Gazetesi Yazarı
Yiğitcan Yıldız

--

--