Küresel Vatandaşlıkta Kelebek Etkisi

Hayatımızda yaptığımız her hareketin bir sorumluluğu vardır. Hareketlerimizi yaparken çoğunlukla kendi menfaatimizi öne koyarız. Diğer insanlar çoğunlukla bizim için sonra gelir. Bunun en güzel örneğini pandemi döneminde görmüş olduk. Afrika ülkeleri yıllardır ölümcül hastalıklarla uğraşmaktadır lakin gelişmiş ülkeler küresel fayda için harekete geçmemektedir. Kendilerine dokunacağını bildikleri an küresel çapta bir eylem planı hazırlarlar ve hastalıkla mücadelede ön saflarda olurlar. Büyük devletler ve önemli iş insanlarının kendi menfaatlerini düşünmek yerine tüm insanlara karşı sorumluluklarının olduğunu bilirlerse ortada hiçbir sorun kalmayacaktır. Lakin bunları yapmaları çok zor görülmektedir. Bunun için de adil bir şekilde verdikleri kararları denetleyecek bağımsız bir denetim yolu kurulmalıdır. Bu kurumların yaptıkları raporlar da şeffaf ve hesap verilebilir olmalı ki güven duyulabilsin. Böylelikle keyfi ve çıkar amacıyla vermiş oldukları kararlar diğer insanları etkilemesin.

Elon Musk bunun yakın zamanda en iyi örneğini vermiştir. Tek bir tweetiyle tüm coin piyasasını kendi lehine çevirecek bir güce sahiptir ve bunu da kendi menfaatleri için kullanmaktadır. Bu gücünü de kullanırken diğer insanların zarar etmesini umursamıyor fakat diğer insanlar bir anda tüm paralarından olabiliyorlar.

Aynı şekilde küresel ısınmanın sorunlarının temelinde de devletlerin ve zengin iş insanlarının kendi menfaatleri bulunmaktadır. Daha fazla para kazanmak adına her yere fabrika açtılar ve bu fabrikalardan çıkan zararlı gazlar dünyayı çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bıraktı. Şimdilerde insanlara şirin gözükmek için mücadele ediyormuş gibi gözükseler de sırf bu sorunun ortaya çıkmasında herkesin eşit kusuru varmış gibi göstermek için yapmaktadırlar.

Hatta bu da yetmezmiş gibi Birleşmiş Milletlerde ana sorunlardan biri olarak gösteriyorlar ama gösterdikleri hedeflerden çok uzaktalar. Bu konuyla alakalı düzenlemeler olsa da tam olarak şirketler tarafından benimsenmiyor. Halbuki bu durumu bir fırsat olarak görürlerse hem onlar kazanacak hem tüm dünya kazanacak.

Devletler özelinde konuşmamız gerekirse de birbirlerine yapmış oldukları yaptırımlar ve savaşların sonunda küresel çapta bir göç dalgaları yaşanmakla birlikte yaptırıma veya savaşa maruz kalan ülkelerin insanları bu durumlardan olumsuz etkilenmektedir. Devletler, bu tarzda kararlar alırken ellerini vicdanlarına koyup masumları da düşünerek ve onlara karşı da sorumluluklarının olduğunu unutmamalılar. Kurulan işbirlikleri bu anlamda önemli rol oynamaktadır. Özellikle Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) gibi oluşumların verilen kararları daha şeffaf süreçler içerisinde devam ettirmeleri gerekir çünkü müttefikleri bile bazen bu oluşuma güven duyamazken NATO dışında kalan ülkelerin kendilerine güven duymasını nasıl bekleyebilir. Aynı durum Şangay İşbirliği örgütü için de geçerlidir.

Şunu da aklımızdan çıkarmamamız gerekir. Biz vatandaşların da birbirimize karşı sorumlulukları vardır. Vereceğimiz oylar, bir başka ülkedeki vatandaşları da etkilemektedir. Özellikle gelişmiş ülkede yaşayan vatandaşların diğer gelişmemiş ülke vatandaşlarını da düşünerek oy vermeleri önemli çünkü seçtikleri devlet liderleri dünya politikasına yön verecek. Ayrıca bizim tek sorumluluğumuz insanlara karşı değil. Hayvanlara karşı da sorumluluğumuz var. Denize keyfi olarak atılan çöpler bunun en iyi örneğidir. Kendilerini görmezden gelip bile bile ölmelerine izin veriyoruz.

Photo by Naja Bertolt Jensen on Unsplash

Bu bahsettiğimiz sorunları gerçekten esaslı olarak çözmek istiyorsak eğer önceliğimizin katılımcı bir demokrasiyle insanların bu konudaki şikayetlerini ve önerilerinin dinlendiği bir yapı oluşturmak. Burada alınan kararların ileride küresel çapta alınan kararları da etkilemesi için de gerekli özen gösterilmeli. Böylelikle daha verimli kararlar alınarak, insanlığın yararına dokunulabilir. Bunun sayesinde de hepimiz için sürdürülebilir bir dünya yaratıp, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.

Egemen Ertürün / Yönetişim+ Programı Üyesi

--

--