Kent Konseylerinde Yönetişim

Küreselleşme, dijitalleşme ışığında yönetişim kavramı, AB’ye üyelik süreci gibi etkenler ile birlikte Türk idare mekanizmaları ve demokrasisinde pek çok değişim yaşanmasına sebep oldu. Kopenhag kriterleri kapsamında 1998 yılından bu yana hazırlanan ve kamuoyu ile paylaşılan Avrupa Birliği Türkiye İlerleme raporlarında, özellikle sivil katılıma yönelik tavsiyelerde bulunulmuştur. Yerel Gündem 21’in sürdürülebilir kalkınma amaçları kapsamında yerelin ve sivil toplumun aktif katılımcılığı vurgulanmıştır. Son yıllarda kümülatif bir biçimde yerel katılımın teşvik edilmesi ve örgütlenmesi yerelde pek çok reformu beraberinde getirdi.

Kent Konseyleri, 21. Yüzyılın katılımcı demokrasi gereksinimine karşılık veren yapılar olarak Türkiye’de 2005 yılında kabul edilen 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 76.maddesine istinaden ve 2006 yılında İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı yönetmelikle hayatımıza dahil olmuştur. Kent konseyleri belediye teşkilatı olan yerlerde, mahalli idareler genel seçim sonuçlarını izleyen üç ay içinde kurulur. Kent Konseyi Yönetmeliği’nin 8. maddesinde sayıları detaylı bir şekilde belirtilen Kent Konseyi üyeleri; mahallin en büyük mülki idare amiri, belediye başkanı, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından belirlenecek kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, mahalle muhtarları, siyasi partilerin temsilcileri, üniversite temsilcileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sivil toplumun temsilcileri ve kent konseyince kurulan meclis ve çalışma gruplarının temsilcilerinden oluşmaktadır.

Kent konseyi organlarının; genel kurul, yürütme kurulu, komisyonlar ve çalışma grupları ile kent konseyi başkanından oluşmaktadır. Kent Konseyleri işlevleri itibariyle; paydaşların yerel ölçekte uzlaşma kültürünün gelişimine katkı sağlamak, demokratik katılımın yaygınlaştırılmasını ve iyi yönetişim anlayışının benimsenmesidir. Bu ortaklık anlayışı bağlamında kent vizyonu ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi için bir arada bulunurlar. Kent Konseyleri amaçları itibariyle; kent kaynaklarının verimli ve adil kullanılması yönünde çalışmalar yürütür. Sosyal adalet anlayışı ile herkese eşit hizmet erişiminin sağlanması için çalışır, kentin yaşam kalitesinin arttırılmasına katkı sunar. Kentin hak ve hukukunun korur, yardımlaşma ve dayanışmayı sağlar, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde kentin kalkınma önceliklerini belirler ve sorunlarına yönelik çözümler geliştirir. Sivil toplumun alanını genişleterek iştirakler sağlar. Kent Konseylerinin alt komisyonları ve meclisleri ile çocukların, gençlerin, yaşlıların, özel gereksinimli bireylerin toplumsal yaşamdaki etkinliğini ve yerel karar alma mekanizmalarına aktif katılım sağlayabilecekleri alanlar yaratır. Saydam bir şekilde hesap sorma ve hesap verme yetilerine sahip, ortak aklın ve uzlaşmanın esas olduğu demokratik karaktere sahip mekanizmalar olarak tanımlanabilir. Kent Konseyleri yapısı, işlevleri ve amaçları itibariyle yerelde iyi yönetişime sunduğu katkı yadsınamaz.

Gönüllülük esasına dayalı istişare kültürü altında buluşma noktası olan Kent Konseyleri Türk yerel yönetiminde dönüm noktası niteliği taşımaktadır. Türkiye’de özellikle son yıllarda yeni katılım yöntemlerine sıklıkla başvurulmakta, aktif vatandaşlığa addedilen önem ile yönetsel ve siyasal karar alma sürecine katılım teşvik edilmektedir. Kent Konseyleri bünyesi itibariyle katılımın tavandan tabana doğru yayılmasının önünü açmıştır. Kent Konseyleri, yerel düzeyde toplumun farklı kesimlerinin seslerini duyurabildikleri oluşumlar olarak halkın yerel karar alma sürecine katılımında büyük potansiyele sahiptir. İyi yönetişim ilkelerinin uygulanmasının bir yönü; yerelde karar alma süreçlerine sivillerin katılımının sağlanmaması ile demokrasi kültürünün gelişimine katkı sunar.

Beyzanur Buruk / Yönetişim+ Programı

--

--