Raskolnikov ve Napolyon

Eğer Rus edebiyatına ilginiz varsa, Rus yazarların çoğunlukla Napolyon’dan bahsettiğini bilirsiniz. O zamanki yaşanan durumları, oluşturdukları karakterleri hep Napolyon’dan etkilenerek oluşturduklarını görmüşsünüzdür. İşte size bugün anlatacağım karakter olan Raskolnikov (Suç ve Ceza’nın ana karakteri) da Napolyon’un etkisi altında oluşturulmuş bir karakterdir. Ama öncelikle Rusların Napolyon ile derdi ne biraz ondan bahsedelim.

Her şey Tilsit Anlaşması’nın bozulması ile başladı. Tilsit Antlaşması o dönemde Fransa ve Rusya’nın yaptığı bir ticaret anlaşmasıydı. Bu antlaşmaya göre Rusya İngiltere ile ticaret yapmayacaktı. Rusya bu antlaşmayı çok geçmeden bozmaya başladı. İlavaten Rusya’nın Polonya’yı ele geçirme planları Napolyon’u rahatsız etmişti. Napolyon daha sonrasında kendi çöküşünü de hazırlayan önemli bir karar almıştı. Rusya’nın işgali..

Napolyon Rusya’nın üzerine yürüdüğünde Rus ordusu sürekli geri çekilmişti ve Fransa ordusu aç ve bitkin kalmıştı. Moskova’ya kadar gelen Fransız ordusu burada ummadığı bir şeyle karşılaşmıştı. Moskova bomboş ve yanıyordu. Rus halkı Napolyon’dan çok etkilenmişti. Napolyon’un çok asker kaybetmesine rağmen birçok ulusunun koalisyonuna rağmen kazandığı zaferler düşmanlarından bile övgü topluyordu. Napolyon Moskova’dan çekilmek zorunda kalmıştı kalmasına ama Rus halkında hiçbir zaman gitmeyecek bir iz bırakmıştı.

Raskolnikov’un hikayesi nasıldı peki? Napolyon ile ilişkisi ne? Biraz da bu konudan bahsedeceğim. Raskolnikov hukuk okuyan, genç, zeki ama fakir bir öğrenciydi. Evi çok küçüktü ve kendi kirasını bile ödeyemeyen bu genç adam, okuldan ayrılmak zorunda kaldı. O sıra bir tefeci kadına da borcu vardı. Raskolnikov bir gün bir plan yaptı amacı bu yaşlı kadını öldürüp hem borcundan kurtulacak hem de bu kadına ait değerli eşyaları ve paraları alacaktı. Aynı zamanda bu kadından muzdarip onca insanı kurtaracaktı, bir kahraman gibi. O kadını öldürdüğünde gerektiğinde kanunları çiğneyen, kendisi ve toplum için elinin kirleten ve bunu başardığında toplumda saygı uyandıran bir insan olmak istiyordu. Aynı Napolyon gibi…

Napolyon Fransız komutanıyken birçok zafer kazanmıştı ve kendini siyasete de adamaya başlamıştı. Darbe yaparak cumhuriyeti kaldırıp kendisini Fransız imparatoru ilan etmişti. Bir zamanlar Fransızca bile bilmeyen bu adam şimdi Fransız İmparatoru olmuştu. Savaş taktikleri ile herkese diz çöktüren bir lider olmuştu. Napolyon’un yaptığı darbe başarısız olsaydı hain olacaktı ama başarılı olduğu için bir kahraman oldu. İşte Raskolnikov’un etkilendiği durum buydu yani Dostoyevski’nin. Eğer işlediğimiz suçta başarılı olursak o suç mudur yoksa zaten olması gereken bir durum mudur? Yani cezası yok mu işlediğimiz her suçun sorusunu akıllara getirmiştir.

Raskolnikov yaşlı kadını öldürüp insanları ve kendini bu kadından kurtardığında her şeyin düzeleceğini sanmıştı. Napolyon kadar güçlü olabileceğine inanmıştı ama değildi. Raskolnikov işlediği cinayet yüzünden çok pişman olmuştu. O kadını öldürmesi ondan sürekli yakalanma korkusu yaratmıştı. Nitekim hiçbir delil onu göstermemesine rağmen sürekli konuşarak, cinayet mahaline giderek kendini ele vermişti. Yaşlı tefeci kadından kazandığı paranın hiçbirini kullanamamıştı çünkü korkmuştu. Bir Napolyon olamamıştı. Sanrıları nöbetleri artan Raskolnikov en sonunda teslim olmuştu.

Yargıç Petroviç ve Raskolnikov’un diyalogları benim açımdan sanat eseridir. Yargıç Petroviç, Raskolnikov’un benim de yukarıda bahsettiğim konuda bir dergide çıkmış yazısı hakkında şu yorumu yapmıştı: ”Bu düşünceler sadece yazıda kalmaz” demişti. Raskolnikov işlediği cinayetin bedelini dışardayken içerde olduğundan daha fazla ödedi. Sürekli vicdanıyla savaştı. Onunla gerçek hayatta karşılaşsam asla arkadaş olmam ama seviyorum kendisini napabilirim.

İletişim Kurulu Gençlik Ağı Gazetesi Yazarı Yiğitcan Yıldız

--

--