Tren Problemi: Ahlaki Kararlar ve İnsanın Vicdani Tercihleri

Philippa Foot tarafından ortaya atılan “tren problemi”, etik felsefede sıklıkla tartışılan bir düşünce deneyidir. Bu düşünce deneyi, ahlaki karar verme süreçlerini ve farklı etik teorileri sorgulamak amacıyla kullanılmaktadır.

Tren problemi şu şekildedir: Bir tren kontrolsüz bir şekilde raylarda ilerlemektedir. Trenin raylarında beş kişi bu durumdan habersiz bir şekilde bulunmaktadır. Eğer hiçbir müdahale olmazsa tren bu beş kişiyi öldürecektir. Bu olaya şahit olan kişi olarak, treni farklı bir raya yönlendirecek kolun yanındasınız. Ancak diğer rayda da bir kişi bulunmaktadır ve treni yönlendirdiğinizde o kişi ölecektir. Böyle bir durumda ne yapardınız? Hiçbir şey yapmayıp beş kişinin ölümünü mü izlerdiniz, yoksa kolu çekip bir insanın ölümüne yol açar fakat beş kişiyi kurtarır mıydınız?

Photo by Emily Morter on Unsplash

Bu soru, çoğu insanın karşılaştığı etik bir çelişkiyi ifade etmektedir. Aynı zamanda farklı ahlaki yaklaşımları ve etik teorileri test etmek amacıyla da kullanılır. Bir yandan, beş kişinin hayatını kurtarabileceğiniz bir seçeneğiniz varken, diğer yandan bir kişiyi öldürmeniz gerekiyor. Bu durumda neyin doğru olduğunu belirlemek zor olabilir. Verilen yanıtlar insanların değerleri, etik ilkeleri ve tercihlerine göre farklılık gösterebilir.

Şimdi ise bu problemin biraz daha değiştirilmiş versiyonunu inceleyelim: Tren raylarda 5 kişiye doğru kontrolsüz bir şekilde ilerliyor ve sizin de bunu durdurmanız gerekiyor. Ancak treni durduracak bir kaldıraç bulunmamaktadır. Üst geçittesiniz ve sizin yanınızda duran devasa büyüklükte şişman bir adam var. Adamın raylarda bulunması durumunda trenin duracağından ve beş kişiyi kurtaracağınızdan kesinlikle eminsiniz. Bu durumda treni durdurmak için onu raylara kendi ellerinizle iter miydiniz?

Şaşırtıcı bir şekilde ilk soruda kaldıracı kullanıp beş kişiyi kurtaran kişilerin birçoğu bu soruda 5 kişinin ölümünü tercih etmede o kadar da kararlı değildir ve şişman adamı itmeyi reddetmektedir.

Bu düşünce deneyleri, bireylerin ahlaki düşüncelerini sorgulamak, etik teorilerin sınırlarını test etmek ve etik karar verme süreçlerini anlamak için bir araç olarak kullanılabilir. Ancak bu problemler aşırı örneklerle tasarlanmış bir senaryo olduğundan, gerçek hayatta karşılaşabileceğimiz durumları tam olarak yansıtmaz. Normal yaşantımızda karşılaştığımız ahlaki kararlar genellikle daha karmaşık ve çok boyutludur. Bu ahlaki zorluklar genellikle tek bir düğmeyle veya basit bir tercihle çözülemeyecek kadar karmaşıktır.

Sena Nur Karakoç / İletişim Kurulu Gençlik Ağı Gazetesi Yazarı

--

--