Kutsal Kitaplara Göre Astroloji

Oldsoil
Aristokrat Cemiyeti
3 min readAug 16, 2019

Sual :Gökteki yıldızların insan ruhu üzerinde manevî tesiri var mıdır? Cevap:Bazı gök cisimlerinin gerek yer yuvarlağı ve gerekse yeryuvarlağındaki varlıklar üzerine maddî tesir yaptığı apaçık bir gerçektir. Bakınız: Güneş, Hak’kın yardımı ve inayeti ile, yer yuvarlağını ve yer yuvarlağındaki bütün varlıkları terbiye eder. Güneş ışığı ve ısısı olmasaydı, yer yuvarlağındaki varlıkların hiç biri mevcut olmazdı, tamamiyle yok olurdu.

Manevî tesire gelince: Yıldızların insanlar üzerinde manevî tesirleri bulunması, bir parça garip görünür ise de, mesele incelenecek olur ise buna o kadar şaşılmaz. Fakat demek istemiyorum ki, eski müneccimlerce yıldızların hareketlerinden çıkarılan hükümler doğrudur. Çünkü, eski müneccimlerin yıldıza bakarak çıkardıkları hükümler, Mısır, Asurî, Kildanî kâhinlerinden çıkma,Hind’lilerin evhamlarından ve Yunan,Roma’lı ve diğer yıldıza tapanların uydurdukları efsanelerden ibaret idi.Demek istediğim şudur ki,sonsuz kâinat insan vücuduna benzer. Onun bütün parçaları birbirine bağlıdır,muhkem bir surette müteselsildir. Yani, insan vücudunun çeşitli uzuvları, kısımları ve organları arasında nasıl bir iş birliği, uyum ve karşılıklı yardımlaşma var ise, öyle de bu uçsuz bucaksız kâinatın parçaları insan vücudunun aza ve kısımları gibi birbirine bağlı ve birbirinden manen ve cismen etkilenmektedir. Meselâ, göz görür, bütün vücut bundan etkilenir, kulak işitir, bütün organlar bundan duygulanır. Bu meselede şüphe yoktur; çünkü varlık âlemi de diri bir şahıs gibidir.

Şu halde, kâinatın parçaları arasındaki bu bağlılığa göre, arada maddî ve manevî karşılıklı tesirin var olması bir gereksinmedir. Manevî şeylerin maddî şeyler üzerindeki tesirini inkâr eyliyenlere kısa bir misal getirelim: Güzel ses ve makam, tatlı ahenk ve seda havaya ârız olan tabiî bir olaydır; çünkü ses havanın dalgalanmasından ibarettir. Havanın dalgalanmasından kulak siniri müteessir olur ve işitme denilen olay meydana gelir. Şimdi, bakınız: Belirtilerden bir belirti olup hiç sayılan hava dalgalanması insan ruhunu heyecana getiriyor, onun üzerinde derin tesir bırakıyor; insanı ağlatıyor, güldürüyor ve belki de onu tehlikeye düşürecek bir dereceye getiriyor. Bakınız, insan ruhu ile hava dalgalanması arasında ne gibi bir ilişki vardır ki havanın titremesiyle insan bir halden bir hale giriyor, tamamiyle altüst oluyor. Hatta sabır ve kararı elden gidiyor. Bakınız, bu şey ne kadar şaşılacak bir şey, okuyucudan bir şey çıkıp dinleyiciye girmediği halde böyle ruhanî büyük tesirler meydana geliyor. O halde, birbirine bu kadar bağlı varlıklar arasında karşılıklı manevî tesirin mevcut olmaması mümkün değildir. Evvelce de dediğimiz gibi, insan vücudunu teşkil eyliyen kısımlar ve organlar nasıl birbirlerini karşılıklı etkilerler ise, kâinatı teşkil eyliyen kısımlar da birbirlerini karşılıklı etkilerler. Meselâ, göz bakar, kalb etkilenir; kulak işitir, ruh etkilenir; kalb huzur bulur, fikir açılır ve bütün organlar için hoş bir hal husule gelir. Bu ne bağlılık, bu ne ilgililik, madem ki cüz’i varlıklardan birisi olan insanın cismanî organları arasında böyle bir bağlılık ve böyle bir manevî etki ve etkilenme vardır, o halde bu ucu bucağı bulunmaz evrensel varlıklar arasında da hem cismanî hem ruhanî bağlılık mevcuttur. Mevcut kaideler ve şimdiki fenler bu bağlantıların keşfine uygun olmamakla beraber, evrensel varlıklar arasında bu bağlantıların mevcudiyeti açık ve tartışılmazdır. Sözün özü şudur ki, cuzî ve küllî bütün varlıklar, Tanrının yüce hikmeti ile, birbirine bağlı olup birbirleri üzerine karşılıklı tesir ederler. Böyle olmasaydı, varlığın genel düzeninde ve tüm tertibatında karışıklık ve gevşeklik meydana gelirdi. Kainat pek sağlam bir şekilde birbirine bağlı olduğundan intizamlı, tertipli ve mükemmeldir. Bu mesele araştırılmaya değerdir.

Kaynak: Hz. Abdülbaha, Bazı Sorulara Cevaplar

--

--

Oldsoil
Aristokrat Cemiyeti

Ölüm en gerçek esintisiyle ensenizde. Oysa siz hala elinizi kolunuzu sallıyorsunuz. Ne var avuçlarınızda ?