Ünlüler Ve Sosyal Medya 2 — Neler Oluyor?

Arman ACAR
arman acar
Published in
4 min readNov 4, 2012

Yazı dizisi olarak planlamadığım ama eski yazılarıma bakarken neden olmasın dediğim alanlardan biri oldu ünlülerin sosyal medya kullanımları. Serinin ilk yazısı kabul edilebilecek olan Ünlüler ve Sosyal Medya’yı buradan okuyabilirsiniz.

Son zamanlarda çeşitli işler ve arkadaşlıklarımdan dolayı bazı ünlüler ile sürekli sohbetteyim. Bazılarına çeşitli yönlendirmeler, bazılarına çeşitli raporlar ile yardımcı oluyor, bazılarına ise nasıl daha efektif kullanmaları gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunuyorum. Bu süre içerisinde de sürekli bir çok ünlünün sosyal medya hesaplarını, kullanımlarını, hesaplarındaki artış ve azalışlarını takip ediyorum.

Serinin bu 2. yazısında gözlemlerimi paylaşacağım ve yapılan doğru ile yanlışlardan bahsedeceğim. Bir sonraki yazıda da çeşitli ünlülerin yorumlarını, kullanım alışkanlıklarını ve sosyal medya hakkındaki düşüncelerini aktarmayı düşünüyorum.

Öncelikle incelemelerim sırasında kullandığım araç ve yöntemlerinden bahsedeyim. 2 sosyal ağa ağırlık veriyorum. Twitter ve Facebook. Twitter hesaplarındaki paylaşımlarını incelemek, takip etmek ve analizler için kendi hazırladığım ve kendi bilgisayarımda çalışan bir uygulama kullanıyorum.

Bu uygulama ünlü olarak sisteme eklediğim kişilerin paylaşımları arasında rahatlıkla arama ve analiz yapmama olanak sağlıyor. Böylece bir veya birden fazla ünlünün paylaşımlarını karşılaştırma, sıklık kontrolünü yapma, hitap şekillerini çözümleme, kimlerle daha çok sohbette oldukları, kimlerle nasıl ve ne zaman iletişime geçtikleri ya da kendi aralarında ne sıklıklıkla halka açık olarak konuştukları gibi konularda analizler üretebiliyorum. İşin en zevkli kısmı da ortaya çıkan verileri işlemeye çalışmak oluyor.

Bu analizlerin yanında aynı zaman da kimlerle neler konuştukları da incelememe takılıyor. Kendilerine gelen mentionları cevaplama sıklıkları ve tarzları, eleştirilere karşı tutumları v.b gibi bir çok konu içerisinde kaybolabiliyorum. Aslında bir nevi kendileri tarafından yaratılmış magazin ekosisteminin ortasında oluyorum. Ünlülerin Twitter kullanımları ile ilgili görüşlerimi ve paylaşabileceğim çeşitli verileri yazı dizisinin 4. kısmında paylaşmayı planlıyorum.

Twitter’ın kullanım amaçları gibi saçma bir konuya girmeyeceğim. Sonuçta 140 karakter içerisinde dileyen dilediğini paylaşır ve nitekim paylaşmakta da özgür. Bunu kimse yargılayamaz. Fakat Twitter gibi iletişim yüklü bir ağda bulunup insanları umursamıyor gibi davranmak ise malesef yapılabilecek en büyük hata oluyor. Çok yönlü iletişimin merkezlerinden biri haline gelen Twitter’da elbette gelen tüm mentionlara cevap vermek mümkün değil. Fakat HİÇ birine cevap vermemek de pek mantıklı değil. Çünkü yapısı itibari ile Twitter karşılıklı iletişim için mükkemmel bir ağ. İletişimin merkezinde olan bir ağda bulunup iletişim kurmamak, ancak insanların size karşı tutumlarını negatif etkiler.

En çok karşılaştığım bir diğer hata ise yanlış şeyleri ciddiye almak. Sosyal ağlarda bulunmayı sadece birşeyler yazıp göndermek olarak zanneden ünlüler bazen tamamen gülmek amaçlı veya onları tongaya düşürme amaçlı trollemelerin ortasında buluyorlar kendilerini. Hatta bazen trollendiklerini farketmeyip (bilmeyip) saldırganlaşıp veya saçma cevaplar verip haber konusu bile olabiliyorlar. (Bazı ünlülerin takipçileri ile küfürleşmelerine bile şahit olmuştuk hatırlarsanız.)

Gelelim Facebook’a. Facebook konusunda ise kimi arkadaş listemde, kiminin ise fan sayfasını takip ediyorum. Kişisel Facebook kullanımları hakkında yorum yapmamayı tercih ediyorum. Çünkü daha kapalı bir ortam ve kendi içlerinde olması nedeniyle paylaşımları gizli olabilir. Fakat fan sayfaları herkese açık ve belirli iletişim planları dahilinde kullanılıyor. Fakat en büyük eksiklik komünite yönetiminin doğru yapılamıyor olması. X bir ünlünün fan sayfasını takip eden kişilerin 2 amacı vardır bana göre. O kişi hakkında güncel bilgileri takip etmek ve eğer başarabilirlerse o kişi ile iletişime geçmek.

Birincil amaçları yani güncel bilgileri takip etme kısmında genelde bir sıkıntı yok. Anlaştıkları kişi veya kurumlar çeşitli paylaşımları gayet güzel yerine getiriyorlar. Fakat ikincil amaca sahip olan özel ilişkiye geçmek isteyen kişilerin ise neredeyse hiç şansları yok. Çünkü ünlülerin %95 civarında bir kısmı kendi fan sayfalarında yönetici bile değiller ve bir çok insana cevap verme zorunluluğu pek hoşlarına gitmiyor. (Halbuki Twitter’da moderasyon güçleri olmadan bir çok zorluğun üzerinden geliyorlar.)

Bazı ünlülerin sayfalarında binlerce cevapsız yorum ve soru bulunuyor. En basitinden ‘Amsterdam konseriniz ne zaman’ sorusunun üzerine konser geçtikten sonra ‘2 hafta önceydi’ şeklinde cevap verilen sayfalar da mevcut. Bu durumda da konsere gelecek olan kişinin kaybedilmesinin yanında ilgisiz ünlü olmaktan öteye gidilmiyor. Halbuki o fan sayfasında olmasının sebebi nedir? Bir durup düşünmek lazım. Eğer ajans veya çalıştığın kişiler seni doğru yönlendirmiyorsa da değişikliğe gitmekten başka çare yok. Zor değil. İnternette zilyon tane makale var. Hem de her dilde.

Aslında ünlülerin sosyal medya kullanımlarını çeşitlendirecek, renklendirecek çok seçenekleri mevcut. Dizi, film oyuncusunun paylaşabileceği o kadar çok içerik varki. Ya da radyocunun, şarkıcının, gazetecinin… Hatta sosyal medyayı sadece paylaşmak için kullanmamak kendi işleri açısından da çok önemli artık. Sosyal ağlarda alacakları geri dönüşler ile mevcut yaptıkları işleri daha beğenilir veya ilgi çekici hale getirebilme şansları var. Maalesef bir çoğu yanlış yönlendirmenin mağduru durumundalar. Fakat bir çoğu da hatalardan ders çıkartıp sosyal medyayı çok iyi hatta mükkemmel kullanıp işlerinde faydalı hale getirebiliyorlar.

Basit örneklerle yazımı sonlandırmak istiyorum.

İzlediğiniz bir dizide bulunan hataları veya saçma şeyleri Twitter’da veya Facebook’ta paylaştığınızda, bir sonraki bölümde bu hataları görmemek veya sizin eleştiriniz doğrultusunda güzel şeyler görmek hoşunuza gitmez miydi? Zaten izleyen kişi sizken sizin yorumlarınızı önemseyen bir yapımcı veya oyuncu size daha sempatik gelmez miydi?

Bir diziyi izlerken o dizinin oyuncusu ile beraber kritik yapmak nasıl olurdu? Ya da radyo programındaki kişi yayındayken, yayın sırasında onunla iletişimde olmak, belki de sıradaki parçayı sizin belirlemeniz? Konuşulan konuya yorumlarınızla dahil olmanız? Sanki stüdyoda gibi sohbete dahil olmak nasıl olurdu?

Bir de bu yazıyı okuyacak ünlüler için bir kaç örnek vereyim. Oynadığınız dizinin 2. 13 onayını almasını istemez misiniz? Dizinizi ayakta tutacak reytingi sağlayacak kitle ile iletişimde olmak nasıl olurdu? Dizinizdeki yönlendirmeler konusunda onların yorumlarına çok rahat ulaşabilmek ve hatalardan uzak durmak ya da daha ilgi çekici olmak? Yaptığınız programında tek bir konuk sahibi olmak yerinde onbinlerce konuk ile program yapmanın hem radyoya hem de size olan etkisini hesaplayabiliyor musunuz?

Peki o zaman bir de şunu sorayım. ‘Hayranlarım’ dediğiniz kitle ile doğru iletişimde olmak için elinizde bir şans varken bu şansı değerlendirmemek nasıl olurdu? Ya da hayranlarınızı arttırmak yerine onları kaybetmek…

--

--