Ben Sana Popüler Olamazsın Demedim, Adam Olamazsın Dedim!

Arman ACAR
arman acar
Published in
3 min readMar 31, 2012

Mimlenmeyeli ya da birilerinin birilerini mimlediğini görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Erdal Erdoğdu’nun başlattığı “Sosyal Medyada Popülerlik = İyi İtibar Mı?” mimi önce Hamza’ya, Hamza’dan da ben, Simto ve Berna Ekim’e mimlenmiş. Aklımda olan ve bir çok kişi ile markanın aklını kurcalayan bu konu hakkında söyleyeceklerim belki bu blog yazısına sığmayacaktır ama özetleyerek aktarmaya çalışacağım.

Tatlı Su Popülerliği

Gerçekte popülerlik nedir? Takipçicisi çok, arkadaşı bol, duvar yazısı çokça beğenilen veya en çok RT yapılan tweetlere sahip olmak popülerlik midir? Peki sayısal olarak göz önündeki verilerin çok olması popüler olmaya yeterli mi? Kendimizi kandırmayalım, örnekler üzerinden gidelim.

Örneklerde kullandığım kişiler ve markalar tamamen gerçektir. Asla ve asla kimseye bu kişi ve/veya markaların kimliği konusunda bir bilgi vermeyeceğimi belirtmek isterim.

Örnek olarak çok meşhur bir kullanıcının twitter hesabını öncelikli olarak ele alacağım. Bu kullanıcımızın çok fazla takipçisi var. Fakat bu takipçiler nasıl elde edilmiş hiç merak ettiniz mi? Evet bir kısmı o kişi ünlü olduğu için organik. Peki ya BÜYÜK bir kısmı?

1 gün içerisinde 328K artışın nasıl yapılabileceğini burada anlatmayacağım. Fakat fikir sahibi olmak için Hamza’nın yazılarını okuyabilirsiniz.

İnternetin ölçümlenebilir olduğunu artık söylememe hiç gerek yok. Heleki 328K takipçiyi 1 günde arttırıp ardından da sistematik olarak takipçisini katlayan kişinin bu ölçümlemeyi biliyor olması ve aslında havasında olduğu kadar popüler olmadığının bilinebileceğini bilmesi gerekirdi.

Milyonlara ulaşan Twitter takipçisine sahip bir kişinin bir mesajı ile ulaşabildiği kişi sayısı en düz mantıkla takip edildiği kişi kadardır. Evet yüzeysel bilgi ile bu doğru. Fakat yollanan bir tweetin ortalama görüntüleme (her takipçinin her an online olmadığını ve takipçilerin aktif olmadığını da hesaba katarak) sayısını düşünmek ve o tweeti gerçekte kaç kişinin gördüğünü hesaplamak da -biraz yanılma ile- mümkündür! Ve bu kullanımız takipçilerinin sadece %26'sına ulaşabiliyor. (Çeşitli servisleri kullanarak ve hesaplama yaparak öğrenmek mümkün. Klout, Kred.ly v.b)

Hamza’nın yazısından bir bölümü kopyalamanın tam zamanı! (O bölümün tamamını görmek için tıklayın)

İzmir’e seçim konuşmasına giden eski siyasetçimizden birkaç saat önce aynı meydanda rakip siyasi partinin konuşması bitmiş ve kalabalık yavaş yavaş dağılmaya çalışıyor.

Eski siyasetçimizi dinlemeye gelenler ve rakip siyasi parti dinleyicileri aynı meydanda büyük bir kalabalık oluşturmuş. Ağabeyimiz, büyük siyasetçimiz eline mikrofonu aldığı gibi koca kalabalığı da görünce gaza gele gele konuşma yapıyor…

Yazının çok daha fazla uzun olacağını hissetmeye başladığım için aslında yazmak istediğim bir çok şeyi esgeçiyorum. Uzun yazılar okutup, sizleri de sıkmak istemiyorum.

Aşağıdaki Facebook ekran görüntüsü de çok yakından tanıdığımız bir arkadaşın profil sayfasından.

Evet bu sayılar gerçek bir insanın kişisel facebook hesabının sayıları. Fan sayfası ya da grup değil. Peki bu sayılar nasıl oluyor? Bunun detaylarına daha sonra mümkün olursa Hamza ile beraber girip bilgilendirme yapacağım. Ama aklınızda fikir oluşması açısından 4.320 kişinin bir durumu beğenmesini sağlamak maksimum 10 dakikalık bir iş!

Peki aslında sosyal medyada popüler olmadığını anladığımız ama bazı kişi ve markaların popüler olduklarına inandıkları bu kullanıcılar iyi bir itibara sahip midir? Ölçümleyemeyeceğimiz itibar hakkında bir yorum yapmak, tasarıma yorum yapan farklı insanlar olmamızı sağlamaktan öteye gidemeyecektir. Kimine göre çok güvenilir olabilirken, kimine göre ise boş bir insandır. Onu seven yüzbinler olduğu gibi sevmeyen milyonlar da olabilir. İnsanlar onun salaş davranışlarını seviyor olsalar da o davranışlar onun irtibarını pozitif ya da negatif etkiliyor olabilir.

Peki bu durumda ne oluyor? Ölçebildiğimiz sonuçlar ile ölçümleyemediğimiz sonuçları karşılaştırmak hiç bir işe yaramıyor. Çünkü elimizde sadece o kişiyi ne kadar kişinin dinlediği bilgisi mevcut. (3 aşağı 5 yukarı) Ama o kişinin sahip olduğu itibara dair kendi düşüncelerimizden öte bir bilgimiz yok.

Peki ya adamın itibarı çok umurumuzda mı? Milyon takipçici, binlerce yorumcusu olması mı bizi ilgilendirir yoksa gerçek hayatında adam olup olmadığı mı? Marka veya reklamveren tarafında bu ne kadar önemlidir? Markalar itibarı ne kadar önemserler? Yoksa onlar için sayılar yeterli midir?

Konuyu sonlandırmadan önce bu konuyu ve detaylarını mutlaka anlatmam için kendime mimliyorum. Mahremiyet yazılarında olduğu gibi güzel bir seri ile bu konuyu detaylandırmak hem güzel olacaktır hem de keyifli.

Ayrıca yazının devamı ve fikirleri için Cihan Kaloğlu’nu mimliyorum!

--

--