Hayal Dünyasından Gerçek Startup Kafasına

En baştan belirteyim. Bu yazı uzun. Hatta tek parça bile değil. Bu daha birinci parçası. Öğle arasında, trafikte ya da evinizde boş zamanınızda okuyun. İşinizden gücünüzden olmayın.

İlk boş anınızda elinize sevdiğiniz bir içeceği alın ve ne yapıyorsanız 30 dakikalığına bırakın. Biraz hayallere dalın.

Şimdi gözlerimizi kapatıyoruz. Hayallerimizi düşünüyoruz. Cartel’in şarkısındaki gibi bir çoğumuz bol para araba tatlı yaşamı düşlüyoruz. Sahip olmak istediklerimizi, almak istediklerimizi, yapmak istediklerimizi düşünüyoruz. Günde bilmemkaç kere yaptığımız bu eylemi gittikçe daha sık mı yapmaya başladınız? O zaman vakti geldi.

Şimdi hayal dünyamızdan azıcık çıkalım. Neler yapabildiğimizi, gücümüzün sınırlarını ve mevcut hayatımızı düşünelim. Hala yapabiliyorken güzel şeyleri düşünmeye devam edelim ve sınırlarımızı düşünelim. Ne kadar çalışabilirim? Hayatımın ne kadarından vazgeçebilirim? Hayatımdakilere ayırdığım zamandan ne kadar çalabilirim? Gerçekte nelere becerim var ve aklım neye yatkın.

Gittikçe hayal dünyamızdan uzaklaşırken bir yandan da hayallerimizi destekleyen iç sesimiz devreye giriyor. “Yaparsın, çok düşünme, kolay”

İç sesimizize kulak asmamazlık yapmıyoruz ama ona biraz kenarda beklemesini, zamanı geldiğinde ona ihtiyacımız olacağını belirtiyoruz ve azıcık daha hayallerimizden uzallaşırken kaynaklarımızı düşünüyoruz.

Ne kadar paramız var? Geçinmek için ne kadar minumum paraya ihtiyacımız var? 3 ay sonra paramız bittiğinde ne olacak? Günde 8 saat olan uykumu 3–4 saatlere düşürebilecek miyim? Arkadaşlarımla gezmektense çalışabileek miyim? Eşime, sevgilime, çocuğuma ve potansiyel sevgilime vakit ayıramadığımda ne olacak?

“Ne güzel hayal kuruyorduk nereden çıktı bu sıkıcı konular?” Demeye başladığını biliyorum. Dur biraz daha canını sıkacağım.

Sen yeni bir yola girdiğinde, seninle birlikte yürümelerini hatta
koşmalarını isteyeceğin kişiler, arkadaşların olacak. O kişilerin sorumluluklarından da sorumlu olmaya hazır mısın? Onların kazançlarından, yaşamlarından? Peki ya arkadaşlık ile iş arkadaşlığının birbirinden farklı metrikleri olduğunu öğrenmeye, iş arkadaşlığının farklı ihtiyaçları olduğunu öğrenmeye hazır mısın? Bir problem olduğu zaman sokakta en yakın arkadaşın olan kişinin iş hayatında da en yakınında olacağına emin misin?

Hayalimiz ile gerçek hayatın arasındaki ince çizgiyi çoktan sildik. Biraz kendimize geldik. Şimdi zahmet edip okuduğun paragrafları ve seni biraz gerçek hayata geçiren yorumları tek bir başlıkta toplayalım.

Risk almaya hazır mısın? Çünkü girişim demek risk demek. Gerçek manada risk demektir. Hayatını, dostlarını, geçmişini ve geleceğini masaya koymaya hazır mısın?

Cevabın hayır ise mevcut hayatında başarılar. Fakat cevabın kendinden emin bir şekilde Evet ise şimdi devam edebiliriz.

Canımızı çok da sıkmayalım. Kendi işine girişiyor olmanın verdiği haz duygularının sağladığı keyif bir çok zaman sıkıntılarını bastırabiliyor. Egosu olan biri olmasan da “yapabilirim ve yapabiliyorum” egosuna sahip oluyorsun ve kendini iyi hissediyorsun. Fakat her adımda yukarıdaki Risk başlığını hatırlaman ve unutmaman gerekiyor. Atacağın her adım risk, yapacağın her hareket risk.

Hayır merak etme girişimini şöyle yap böyle yap diye anlatmayacağım. O tamamen senin tercihin ve alacağın risk ile doğru orantılı. Ama artık bazı şeyleri de bilerek hareket etmen gerekiyor. E-ticaret işi yapacaksan nakliyesini, deposunu, geri iade maliyetlerini göz önünde bulundurman gerekiyor. Milyon dolarlar dönen yazılar havada uçuşurken ağzın sulanıyor olabilir ama unutma, masraflarda da milyon dolarlar havada uçuşuyor emin ol.

Yabancı bir girişimi kopyalayacaksan unutma! Burası Türkiye! Lokalizasyon siteyi birebir kopyalayıp Türkçeye çevirmek değildir. Türk insanına uyar mı? Kullanır mı? Bu ülkede iş yapar mı diye düşünmen lazım.

Kimsenin yapmadığı bir iş fikrin mi var? O zaman da oturup diğer ülkeleri düşünmen lazım. İnternette iş yapıyorsan tek ülke bazlı düşünme. Milyonlarca insana nasıl hitap ederim diye düşün.

Unutma hayallerin ne kadar yüksekse, riski ve gerçekleştirilme şansı da o kadar yüksektir. Riskini aldıysan gücünün farkına var. Yapabileceklerinden korkma.

Bunları da iyice sindirdikten sonra yapman gereken en önemli şey araştırma yapmak. Emin ol araştırma, işinin başlangıcı ve geleceği için en önemli adımlardan biri. Rakipler, piyasa ihtiyaçları, hedef kitle, gelir modeli, başkaları ne kazanıyor bilgisi işine yön verecek önemli kriterler.

Senin işinden bağımsız olarak bir girişime başlamış ve o girişimi kapatmış kişilerin başarısızlık hikayeleri emin ol başarı hikayelerinden daha değerli. Yaşanmış gerçek başarısızlık hikayeleri, senin başarılı olabilmen için iyi kaynaklardır. Kullan. Okumaktan, dinlemekten sıkılma. Bak bunun için de şöyle bir site var: http://bikafalar.com/kategori/basarisizlik-hikayeleri

Araştırmanı iyice yaptıktan sonra tanıdığın herkesi bir excel listesine dök. Telefon rehberine, facebook arkadaşlarına, linkedin bağlantılarına hepsine bak. Alakalı alakasız herkesi tek bir listede topla ve ne iş yaptıklarını, bildiğin becerilerini yaz yanlarına. Atacağın her adımda bağlantıların en önemli kapın haline gelecek. (Bağlantı kurmak önemlidir. Mümkün olduğunca yeni kişiler tanımalısın)

Artık geliştirme vaktinin geldiğini düşünüyorsan yanılıyorsun. İşin sahibi olarak işin geliştirilmesinden satışına kadar olan tüm noktalarda en sorumlu ve en bilgili kişi sensin ve sen olmak zorundasın. Kimse senin işini senden daha iyi bilemez. Bilmemeli. Bu yüzden işinle ilgili her hareketin akışını, tüm varyasyonları ile hazırlamalısın. Bir aksiyonun tüm sonuçlarına hazırlıklı olmak için hep en iyi ihtimali değil, en kötü ihtimale göre hareket etmen lazım, bu yüzden hep en kötüsünü düşün akışlarda. İyisi bonusun olsun.

Yazdıkça açılan, dallanıp budaklanan bir yazı halini aldı bu. Hani olur ya konuştukça konuşursun, susmak bilmezsin. Aynısı. Bu yüzden sen yazıyı 1–2 kez okuyup iyice idrak edeseye kadar ben de akışlara nasıl çalışmak lazım, hangi ürünleri kullanmak gerekli, neleri yaparsak daha sağlıklı olabilirin üzerinde yazımı hazırlayayım. Sonra devam edelim.

(Görselin kaynağı: http://www.incrowdnow.com/2013/01/when-can-we-no-longer-call-ourselves-a-startup/ )