Çizim: Aleyna Tezer

Hack the Crisis Turkey

Krizi Birlikte Aşmanın Yolları

ATÖLYE
ATÖLYE İçgörüler
12 min readApr 17, 2020

--

Yazarlar: , , , Etkinlikler & Programlar, ATÖLYE
Editör:

COVID-19’un, 2019 yılı sonunda Çin’in Vuhan kentinde tespit edilmesinin ardından, dünyayı beklenmedik hızla saran bir pandemiye dönüşmesi yalnızca üç ay aldı. Dünyanın aniden alışması gereken şartları da beraberinde getiren kriz; bireyleri, toplulukları ve sistemleri çok katmanlı bir etki altında bıraktı. Yayılım; sağlıktan sosyal hayata, ekonomiden eğitime pek çok alanda, rutinlerin ve konfor alanlarının yerine yeni ve hızlı uyum sağlanması gereken bir düzen getirirken, dünyanın farklı noktalarındaki bireyler ve inisiyatifler, değişimin içinde nefes alanları yaratmak üzere çalışmaya başladı.

Krizin ardından Estonya’da bir araya gelen girişimler, ilk müdahale için bir adım atarak, kriz anı ve sonrası için teknolojik çözümler sunan bir hackathon geliştirdiler. Garage 48 ve Accelerate Estonia’nın iş birliğinde, Estonya’da 6 saatte, 860’ın üzerinde kişiden gelen 96 fikir, bünyesinde sağlıktan eğitime, medyadan koçluğa, topluluk oluşturmadan uzaktan çalışmaya kadar farklı alanlarda çalışan 30 takımın oluşturduğu bir yapıya dönüştü. Kamu ve özel sektör arasındaki iş birliğiyle, 13–15 Mart 2020 tarihlerinde gerçekleştirilen bu ilk hackathon olan Hack the Crisis, problemlere karşı toplulukların değiştiren ve iyileştiren gücüne dair de ilham oldu. Krizin hızlı ilerlediği fakat yine hızlı ama doğru adımlarla yön değiştirebileceği bu önemli süreçte, ilk dijital dayanışmanın ardından birçok farklı ülke krizi birlikte aşmanın yollarını araştırmaya başladı. 17–19 Mart 2020 tarihleri arasında Letonya’da gerçekleşen ikinci hackathon’un ardından ise süreç tüm dünyaya yayılmaya başladı ve Polonya, Ukrayna, Meksika, Finlandiya, Avusturya, Norveç, Almanya, Kanada, Danimarka ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu 19 ülkede gerçekleşen hackathon serileri ile devam etti. 21–22 Mart 2020 tarihlerinde; kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum iş birliğiyle hayata geçirilen Coronathon Türkiye de COVID-19’a karşı Türkiye’de gerçekleşen ilk hackathon olarak bu alanda önemli bir adımı atmış oldu.

ATÖLYE olarak, faaliyet gösterdiğimiz alanlarda yer alan toplulukların ekonomik ve sosyal koşullarının iyileştirilmesi ve iyi oluş hâllerini göz önünde bulunduran özel önlemler almayı önceliklendiriyoruz. Bu noktada, katılım ve dayanışmayı merkezine alarak, kriz içinde yaratılabilecek yeni fırsatların keşfini mümkün kılmayı hedefleyerek hayata geçirdiğimiz Hack the Crisis Turkey etkinliği de, Estonya’daki ilk hackathon’un ardından problemlere karşı bir araya gelen toplulukların, günümüz dünyasında sınır ve zaman kavramlarının sorgulanması için bir kez daha örnek oldu. ATÖLYE ve imece yürütücülüğünde, ara studio kolaylaştırıcılığında ve Coronathon Türkiye yerel ağ partnerliğinde, 27–29 Mart 2020 tarihleri arasında dijital ortamda gerçekleşen etkinlik, beklenmedik bir anda dünyayı saran krizin, toplulukları içine alan etkisine karşı oluşturulan yerel ölçekli sivil stratejiler ile global bir hareketin parçası olma arasındaki dengenin önemini gösterdi.

Zamanın Tekrar Sorgulanması

“En güçlü iki savaşçı, sabır ve zamandır.” — Leo Tolstoy

Krizin etkileri tüm dünyada yaşanırken; bireyler, topluluklar ve organizasyonların sağlığını, güvenliğini, iyi oluş hâlini desteklemek adına, organik olarak büyüyen ve bağ kuran bir dayanışmanın adımları olarak birçok topluluk, yapı ve kurum içinde, kriz ortamının etkilerini azaltmak için gidişatı tersine çevirecek adımlar atılmaya başlandı. Hack the Crisis serileri ise, akut bir problemi dönüştürmenin yollarını ararken, farklı disiplinlerden bireylerin çözümler üretmek üzere bir araya gelme ilhamı ve girişimci ruhuyla ortaya çıktı. Değişimi ve alternatiflerin üretilebileceği bir dayanışmayı destekleme hedefiyle, dünyanın diğer ülkelerindeki edisyonların ardından, Hack the Crisis Turkey için de ilk adımlar atılmaya başlandı ve bir buçuk hafta içinde, COVID-19’un bireysel, toplumsal, maddi ve manevi olarak sekteye uğrattığı işleyişi, yeni bir yaklaşımla sürdürmeye ve kolaylaştırmaya odaklanarak; tasarım, teknoloji, sosyoloji, psikoloji, sağlık, insan kaynakları, yönetim ve iletişim gibi birçok disiplini bir araya getirmek üzere hayata geçti.

19 Mart itibariyle ATÖLYE tarafından araştırma ve kapsam oluşturma çalışmalarına başlanan Hack the Crisis Turkey, 22 Mart tarihinde ATÖLYE, imece ve ara studio katılımıyla gerçekleşen başlangıç toplantısının akabinde adım adım geliştirilmeye başlandı. 21–22 Mart tarihlerinde gerçekleşen Coronathon Türkiye ise sürece dâhil olarak Hack the Crisis Turkey’in yerel ağ partneri oldu. 23 Mart’ta duyurulan açık çağrının ardından, 400’ün üzerinde başvuru alan Hack the Crisis Turkey etkinliğinin paydaş görüşmeleri ve görev güçleri dağılımı 25 Mart’ta tamamlandı. Farklı sektör, alan ve deneyimlerden 56 kurumsal paydaşın katılımıyla daha da güçlenen hackathon’un hazırlık sürecinin son iki gününde tamamlanan mentor, yaratıcı ve konuşmacı görüşmelerinin ardından, Hack the Crisis Turkey, 27 Mart akşamı başladı. 2,5 gün süren hackathon’da, 500 katılımcının dâhil olduğu 11 adet açık oturum gerçekleştirildi, 130’un üzerinde bireyin oluşturduğu 40 takıma, 120 mentor ve yaratıcı, proje fikirlerini geliştirmeleri yönünde destek verdi. Bu kadar kısa bir süre içerisinde 800’e yakın kişinin ortak bir amaç etrafında bir araya gelmesi bize “sabır” ve “zaman” arasındaki savaşı tekrar hatırlattı.

Krizin İçerideki Yansımaları

“Kriz bastırılmış acıya benziyor; her zaman yüzeye geliyor, sizi yansımaya ve iyileşmeye itiyor.” — Bryant McGill

Yeni COVID-19 salgını günlük hayatımızda neredeyse her şeyi değiştirdi. Bu farklılaşma rutinlerden iş düzenine birçok noktada kırılmaya neden oldu. Virüsle değişen hayatlarımızın yansımaları, beraber olmanın ve umudu kaybetmemenin de önemini hatırlatırken, tam da bu dönemde sorulacak önemli bir soru ortaya çıktı: Toplum olarak COVID-19 krizinin getirdiği zorluklarla nasıl yüzleşebilir ve birlikte yeni çözümlerin geliştirilmesini nasıl teşvik edebiliriz?

Hack The Crisis Turkey, ilk olarak COVID-19’un bireyler ve topluluklara doğrudan ve en fazla etki eden öncelikli alanlarını belirledi. “Sağlık ve Acil Durum”, “Sosyal ve Psikolojik Durum”, “Eğitim ve Öğrenme”, “Ekonomi ve İşin Geleceği” olarak belirlenen konular çevresinde fikirleri veya projeleri olan katılımcılar; yeni uygulama, ürün, hizmet ve yaklaşımlar geliştirmek üzere çalıştılar.

Takımlar, hackathon süresince; sağlık hizmetlerini, bilgi paylaşımını, teknoloji ve malzeme erişimini kolaylaştıran, sosyal mesafe sürecinde birey ve toplulukların iyi olma hâlini destekleyen ve onları güçlendiren, eğitim ve öğrenimi herkes için erişilebilir kılan ve paylaşımı artıran, iş yaşamında uzaktan çalışma, kolektif dijital çalışma gibi pratikleri kolaylaştıran, ekonomik krizin birey ve kurumlar üzerindeki etkisini hafifletecek hizmet ve ürünler geliştirdiler. Bu kapsamda Hack the Crisis Turkey’de takımların yönlerini belirler ve fikirlerini geliştirirken kuzey yıldızı olarak aldığı dört ana soruyu aşağıdaki gibi şekillendirdik:

Sağlık ve Acil Durum: Acil durum ve sağlık müdahalelerini sağlık personeli, hastalar, yakınları ve tüm sağlık malzemeleri tedarikçileri için teknoloji, malzeme, lojistik, bilgi paylaşımı gibi açılardan nasıl kolaylaştırabiliriz?

Sosyal ve Psikolojik Durum: Bireylerin ve toplulukların sosyal mesafe sürecinde günlük işlerine destek olan, dayanışmayı artıran, bilgi ve malzemelere erişimini kolaylaştıran, psikolojilerini ve sağlık durumlarını güçlendiren çözümleri nasıl geliştirebiliriz?

Eğitim ve Öğrenme: COVID-19 krizi süresince ve sonrasında bilgi ve beceriye erişimi farklı gruplar için mümkün kılan; etkileşimi artıran ve kolaylaştıran öğrenme deneyim ve ortamlarını nasıl geliştirebiliriz?

Ekonomi ve İşin Geleceği: COVID-19 krizi sebebiyle çalışmalara ara verme, uzaktan çalışma, kolektif dijital çalışma gibi pratiklerle iş dünyasını nasıl dönüştürebiliriz? Ekonomik krizin etkilerini bireyler ve kurumlar için nasıl hafifletebiliriz?

Kaynakların Doğru Kullanımı, Güven ve Bağlantılar Kurmak

“Güvenin inşası için yıllar, kırılması için ise saniyeler gerekir. Onarılması ise sonsuza kadar sürer.” — Dhar Mann

Edelman’ın hazırladığı 2019 Güven Barometresi’ne göre dünyada sivil toplum, iş dünyası, kamu ve medyaya duyulan güven sıralamasında Türkiye, 45 toplam puanla güven endeksi düşük ülkeler arasında yer alıyor. Aynı raporda yer alan bir başka veri ise, Türkiye’deki nüfusun %53’ünün kendilerinin ve ailelerinin beş yıl içinde daha iyi olacağına inandığını söylüyor. Edelman’ın araştırmasına göre Türkiye’deki nüfusun %72’si, şirketlerin toplumu geliştirebileceğini ve toplumun refahı için çalışabileceğini söylüyor. Buna karşın, Türkiye’deki nüfusun %57’si sivil topluma ve %43’ü iş dünyasına güvenmediğini belirtiyor. Medyaya güvende ise Türkiye, Rusya’nın ardından en son sırada yer alıyor.

Tüm bu verilerin ışığında, birbirine ağlar ile bağlı bir durumda, tam da bir krizin ortasında kaynakları doğru kullanmak, güvene dayalı bağlantılar kurmak ve bütün bunları yaparken fayda odaklı bir iletişim yürütmek, Hack the Crisis Turkey’i tasarlarken en önem verdiğimiz konulardan biri oldu. Bunu yaparken de öncelikle yürütücü ekibin, sonrasında kısa süre içerisinde bize inanan paydaşlarımızın, sürecin aktif bir parçası olacak takımların ve onların etrafında bir ağ oluşturacak mentor, yaratıcı, konuşmacı ve katılımcıların bu sürecin farklı noktalarına en doğru şekilde temas etmesi ve güvene dayalı bir paylaşım geliştirmesi için dört farklı başlığa bölünen bir sistem geliştirdik.

Topluluk Oluşturma

Takımlar ve bireylerden gelen bütün başvurular Hack the Crisis Turkey ekibi tarafından değerlendirildi ve katılımcılar fikir alışverişi yapabilmeleri ve gerekiyorsa takım olabilmeleri için Slack kanalına davet edildiler. Bireyler, verilen yönergelere göre takım kurmaya veya var olan bir takıma dâhil olmaya teşvik edildi. Bu esnada Slack’te paylaşılan ilham verici içerikler, dünyadan benzer örnekler, proje sürecinde yararlanılabilecek kaynaklar ile birbirinden öğrenen, birbirini besleyen ve birbiriyle ortak bir uyum içinde fayda geliştiren bir topluluk oluşturması hedeflendi.

#çalışmakanalı adlı Slack kanalında paylaşılan görüntüleden bazıları:

İçerik ve Kolaylaştırıcılık

Etkinliğin içerik akışı ve programı, yürütücü ekibin hummalı çalışmaları ile geliştirildi. Hackathon boyunca takımların proje geliştirme süreçlerinde yararlanması için tasarlanan ve herkese açık olarak gerçekleştirilen oturumların içeriği ATÖLYE komünitesinde yer alan organizasyonel dönüşüm stüdyosu ara studio tarafından hazırlandı. Tasarım araştırması, dijital araştırma, kullanıcı araştırması gibi araştırmaya odaklanan seanslar; hikâye anlatımı, çözüm geliştirme, aksiyon plânı oluşturma gibi içerikler ile desteklendi. Bütün bunların dışında, takımlara ve katılımcılara alanlarında uzman konuşmacıların katıldığı sosyal medya iletişimi, dijital prototipleme, iyi olma hâli ve psikoloji, kitlesel fonlama ile sunum teknikleri gibi alanlarda eğitimler verildi.

İletişim

Bir buçuk hafta içerisinde bir etkinlik gerçekleştirmek ve bu etkinliğe yüzlerce başvuru almak, kuşkusuz beraberinde büyük bir iletişim ihtiyacını getirdi: Bu süreçte, en büyük iletişim desteğini paydaşlarımızdan aldık. Kamu, sivil toplum, özel sektör ve medya ile yaptığımız güçlü iş birlikleri sayesinde, Hack the Crisis Turkey etkinliği ve açık çağrısı, çok kısa bir sürede 100’e yakın kurumun iç ve dış iletişim mecralarında yer aldı. Bu iletişim, etkinliğe takım başvurularını getirirken, bir yandan da farklı destek mekanizmalarının kurulmasına, gönüllü bir mentor havuzunun oluşturulmasına ve hackathon sonrası sürdürülebilir kapasite geliştirme çalışmalarının tasarlanmasına vesile oldu.

Paydaş Katılımı

Yürütücü ekip olarak, bu süreçte yanımıza doğru paydaşları almanın önemini ilk günden itibaren biliyorduk. Bu noktada da katılım, iletişim, mentorluk, ağlara ve ekosisteme erişim gibi alanlarda bize destek olabilecek kurumları ortak fayda etrafında bir araya getirmenin ve bunu ne kadar kısa sürede yapabilmenin mümkün olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Kamu, yerel yönetim, sivil toplum, özel sektör ve girişimcilik ekosisteminden 100’e yakın kurumdan 120’nin üzerinde kişiden farklı alanlarda destek aldık. Bütün bunların yanında, program bittikten sonra ise etkinliğe katılan takımları doğru paydaşlar ile eşleştirerek fikirlerinin projeye dönüşmesine ve hayata geçmesine olanak sağlayacak mekanizmalar geliştirdik.

Dijital Etkileşimi Merkeze Alan Melez Modeller Geliştirmek

“Sizler, görkemli bir şekilde tasarlanmış altın dünyaların ve çağların melezlerisiniz.” — Aberjhani

Hack the Crisis Turkey, içinde bulunduğumuz anın ve krizin gereksinimleri doğrultusunda dijital etkileşimi merkezine alarak, fiziksel etkinliklerin öğrenimleri ile dijital dünyanın olanaklarını harmanlayarak melez bir etkileşim modeli ortaya çıkardı. Etkinliğin ana akışında yer alan eğitim ve konuşma seansları için, video konferans programı olan Zoom kullanılırken, paylaşım ve etkileşim için Slack tercih edildi. Takımların proje geliştirme ve sunum süreçleri ise Google Slides ile yapıldı.

İnsanı etkileyen bir krizin ortasında, insan olmanın ve insana dair bir şey yapmanın önemini vurgulamak için, birbirlerini gören, birbirlerine bakan, fiziksel olarak dokunamasa da birbirinin aklına ve kalbine dokunabilecek temas ortamlarını yaratan eğitim ve konuşma seanslarını, herkesin birbirini görebildiği bir platform olan Zoom’da yapmayı tercih ettik. Güne başlarken yaptığımız enerji seanslarında ve günü kapatırken yaptığımız kapanış konuşmaları ile birlikteliğin ve birliktelik içinde “bir” olmanın önemini vurguladık. Zoom’un sohbet odaları özelliğini kullanarak büyük bir katılımcı kitlesi içerisinde daha küçük ve temasa dayalı etkileşimleri mümkün kıldık.

Hack the Crisis Turkey etrafında bir “topluluk” oluşturmak için ilk adımları atmaya başladığımız yer olarak ise anlık iletişim, etkileşim ve birlikte çalışma için ortak bir zemin sunan Slack’i tercih ettik. Hack the Crisis Turkey Slack kanalını, etkinlikten önce açtık ve açık çağrı sonucu kabul edilen birey ve takımları buraya dâhil ederek konuşmanın, etkileşimin ve üretimin bir parçası olmalarını sağladık. Katılımcılar; etkinlik boyunca mentorlar, yaratıcılar ve yürütücü ekip ile Slack üzerinden iletişime geçme şansı elde etti. Hackathon boyunca, yürütücü ekip etkinlikle ilgili tüm duyurularını yine Slack üzerinden yaparken, takım arkadaşı arayan bireyler ve yeni ekip arkadaşı arayan takımlar #takımkurma kanalında bir araya geldi. #mentorlarveyaratıcılar kanalı, mentor-takım görüşmeleri sonrası mentorların motive edici mesajları ile doldu. Tüm katılımcılar süreç boyunca buldukları kaynaklar ile #kaynaklar kanalını beslemeye başladı. Tüm bunların yanında sosyal izolasyonun içinde kendimizi yalnız hissetmemek, benzer durumdaki diğer bireylerle bağ kurmak için #çalışmaortamı kanalında çalışma ortamlarımızın fotoğraflarını paylaştık. Bir araya getirdiğimiz topluluk, hackathon sonrasında da konuşmaya, kaynakları paylaşmaya ve iletişimde kalmaya Slack üzerinden devam ediyor.

Etkiyi Ölçmek ve Sonraki Adımlar

“Dünyayı değiştirmek istiyorsan, kalemini al ve yaz.” — Martin Luther

Hack the Crisis Turkey etkinliğinin etki ölçümü için, katılımcı, mentor ve paydaşlarımıza özel ayrı ayrı geri bildirim formları hazırladık ve ilettik. 120 kişiden aldığımız geri bildirimler sonucunda Hack the Crisis Turkey’in etkisini ölçerken, farklı alanlardan ve farklı rollerle sürece dâhil olan bireylerin; hackathon süresince deneyimlediği etkileşim sonucu meydana gelen ve onlardan bize yansıyan geri bildirimleri fayda ve etki temelinde inceledik. Paylaştığımız etki ölçümü formlarında, katılımcılar ve paydaşlar bütüncül içeriğe dair olumlu geri bildirimler verirken, takımlar ise mentor ve yaratıcı desteğinin, proje fikirlerini geliştirmelerinde yüksek etkiye sahip olduğunu belirttiler.

“Projemiz için ulaşmayı düşündüğümüz ve fikrini almak istediğimiz kişileri mentorlar ve yaratıcı profesyoneller arasında görebilmek ve onlarla hızlı bir şekilde iletişime geçebilmek proje sürecini çok hızlandıran bir etken oldu.” (M. T., Katılımcı)

“Etkinlik sayesinde çok uyumlu, enerjik, disiplinli ve yaratıcı bir grup çalışması gerçekleştirdik.” (A. D., Katılımcı)

“Gözlemlediğim kadarıyla kısa bir zamanda olmasına rağmen, Hack the Crisis Turkey oldukça kapsamlı ve geniş odaklı bir şekilde hazırlanmıştı.” (Ç. Y., Mentor ve Konuşmacı)

Etkinliğin ardından yürütücü ekip; projeleri, odaklanılan alanlar ile ilişkisi, takım-proje uyumu, çözüm yaklaşımı, ürüne olan ihtiyaç, hayata geçme süresi, ölçeklenebilirlik ve sürdürülebilirlik kriterleri üzerinden değerlendirerek; fikrin gelişmişlik seviyesi, yapılabilirliği, etkisi ve yenilik potansiyelini göz önünde bulundurduğu bir yaklaşımla, mümkün olduğunca fazla ve farklı alanlarda çalışacak takımları, hackathon süresince harekete geçirdiğimiz destek mekanizmalarına entegre etmeye çalışıyor. Hackathon süresince takım oluşturamayan bireysel katılımcılar için ise, dijital kaynaklar ve çalışmaları uzaktan takip edebilecekleri araçlar devreye sokularak, süreçten herkesin mümkün olduğunca fayda sağlaması ve farklı fikirlerin birbirlerini çoğaltabilecekleri bir konsensüs yaratılması hedefleniyor.

Hackathon sürecinde ortaya çıkan projelerin hayata geçmesi için ise proje çıktılarını paydaşlarımızla ve kamuyla paylaşarak çözüm fikirleri için ortaklıklar kurmaya devam ediyoruz. Takımlara, projelerini hayata geçirmeleri için mentorluk ve koçluk desteğinin yanı sıra, kuluçka programlarına katılım, ekosisteme erişim ve fon gibi farklı destekler sağlayacağımız bir kapasite geliştirme programı üzerine çalışıyoruz.

Neler öğrendik?

“Yapabilmek için öğrenmemiz gereken şeyleri yaparak öğreniriz.” — Aristotle

ATÖLYE olarak, hayata geçirdiğimiz tüm projelerde ve düzenlediğimiz tüm etkinlik ve programlarda, “öğrenme”yi odağına alan bir anlayış benimsiyoruz. Ekibimizin öğrenmesi, bir parçası olduğumuz komünitemiz ile birlikte öğrenme ve içinde bulunduğumuz ekosistem ile öğrenme. Bu noktada, öğrendiklerimizi kamu ile paylaşmayı ve geri bildirim almayı da, öğrenimi düz bir çizgi yerine bir çember olarak gördüğümüz için bu döngünün bir parçası olarak kabul ediyoruz. Aşağıda, Hack the Crisis Turkey sürecinde kazandığımız en önemli öğrenimlerimizi bulabilirsiniz.

  • Radikal işbirliklerini mümkün kıl: Farklı disiplin ve çevrelerden paydaş, mentor ve yaratıcıların bir araya gelmesini sağla, çünkü ancak kapsayıcılık ile zenginleşebiliriz.
  • Denemekten ve yanılmaktan korkma: Hızlı değişen şartlara çeviklikle uyum sağla. Araştır, üret, test et, geri bildirim al, değiştir, tekrar yap.
  • Topluluk odaklı ol: Fayda odaklı toplulukları güçlendiren en önemli öğelerden olan ‘amaç’ kuzey yıldızın olsun ve bu amacın etrafında bir topluluk oluştur.
  • Çerçeveni tanımla: Kapsamın içini dolduran aktiviteleri mümkün kılarken, süreci kolaylaştıracak adımları belirle, ortak üretimi ve sürece olan bağlılığı sağla.
  • Mobilize et: Kaynakların ve katılımcıların mobilize et, bireylerin birbirlerinden ve ortak kaynaklardan beslenebilmesini sağla, paylaşıma olanak tanı.
  • Güven: En başta kendine, sonra ekibine, sonrasında sürece güven. Belirli aralıklara güven tazele, öğrenimleri paylaş, geri bildirimleri bir hediye olarak gör, kutlayarak kabul et.

ara studio ve imece’nin tahlillerini ve öğrenimlerini aktardıkları Medium makalelerine aşağıdaki bağlantıları takip ederek ulaşabilirsiniz:

Böylesine kısa bir süre içinde, yoğun bir katılımı hedeflediğimiz bir paylaşım, üretim ve çözüm alanını hayal eder ve gerçekleştirirken, içinde bulunduğumuz sürecin dinamizmi ve heyecanının yanı sıra, birlikte öğrenme ve gelişme fırsatlarımızı da ön görüyorduk. Hızlı oluşturulan organik ve katılımcı bir yapıya güvenmenin, geri bildirimlere açık olmanın ve güven oluşturmanın önemini bir kez daha deneyimledik.

Hack the Crisis Turkey, kuşkusuz paydaşlarımızın desteği olmadan var olamazdı. Değerli destekleri için tüm partnerlerimize bir kez daha teşekkür ederiz.

--

--

ATÖLYE
ATÖLYE İçgörüler

ATÖLYE is a strategic design and innovation consultancy. Through our community-powered approach, we help organizations create lasting impact.