Illüstrasyon: Neda Mamo (fam°)

Perspektif İstanbul

ATÖLYE ve Today at Apple’dan, şehre taze bir perspektiften bakan bir program

ATÖLYE
8 min readMar 17, 2022

--

Yazarlar: Emre Erbirer, Gulnaz Or, Melissa Clissold
Editör: Oytun Elacmaz
Çevirmen: Gizem Ünsalan

“İstanbul. Dışarıdan bakanın kaos olarak gördüğüne, biz ev diyoruz.”

Her şeyin göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede değiştiği bir zamanda yaşıyoruz. Yolda yürürken, yeni bir dönemece geldiğimizde bazen başladığımız noktayı unutuyoruz. Öğrenmek, ilham almak ve üretmek için duraksamamız gerektiğini fark ediyoruz. Yaratıcı işlerle uğraşan herkesin bildiği üzere İstanbul gibi kaosun hüküm sürdüğü bir şehirde ilhamın kaynağı sonsuzdur ve kaos, yaratıcılığımızın farklı biçimlerde açığa çıkmasına ve ifade edilmesine olanak sağlayabilir. Perspektif İstanbul bize tam da bunu yapma fırsatını sundu.

Today at Apple ve ATÖLYE iş birliğinde gerçekleşen program, deneyim odaklı etkinlikler serisi ile teknoloji ve yaratıcılığı bir araya getirerek kent kültürünü kutlamayı ve şehre bakmanın yeni yollarını önerdi. 22 Ekim — 5 Aralık 2021 tarihleri arasında tüm şehri hem çevrimiçi ortamda hem de Apple Bağdat Caddesi’nde bir araya gelmeye davet eden Perspektif İstanbul, katılımcıların ilham verici bir toplulukla buluşarak sanatın farklı biçimleri aracılığıyla yaratıcılıklarını keşfetmelerine olanak tanıdı.

Apple Bağdat Caddesi açılışı için Murat Palta tarafından üretilen eser

Program üzerinde çalışmaya başladığımızda üç ana temaya odaklanmayı amaçladık: yaratıcı akışkanlığı beslemek, şehri kutlamak ve iyilik için teknolojiyi kullanmak -ve bunu İstanbul’un yaratıcı bir toplulukla etkileşime girerek gerçekleştirmek. Yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen, 19 sanatçı tarafından hazırlanan 13 etkinlikten oluşan programda yaratıcı keşiflerimiz aracılığıyla yaşadığımız şehre, kapladığımız alana ve en önemlisi de birbirimize yeni bir bakış açısıyla bakmanın yollarını aradık.

Perspektif İstanbul’un açılış etkinliğinden bir fotoğraf

Programı hayata geçirmeden önce temalarımızı belirleme konusunda yaratıcı işlerle uğraşan kişilerle gerçekleştirdiğimiz kapsamlı görüşmelerden yararlandık. Bu sayede onların ihtiyaç ve isteklerine daha yakın bir mercekle bakabildik. Araştırmamız sırasında görüştüğümüz kişilerden biri, topluluk fikrine şu cümleyle vurgu yaptı:

“Topluluk oluşturmaya yatırım yapmak gerekiyor. Yaratıcı kişilerin birlikte üretebilmeleri için aralarında sıradışı karşılaşmalar başlatmak önemli.”

Perspektif İstanbul’a katılan bazı yaratıcı kişilerle gerçekleştirdiğimiz açılış paneli

Yaratıcı kişilerin çoğu, aralarında iklim krizi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kültürel çeşitlilik gibi güncel sosyal ve çevresel konuları ele alarak bu konularla mücadele etmeye hevesli olduklarını belirtti. Biz de buradan yola çıkarak üç temamıza ilişkin bir kavramsal çerçeve oluşturmaya başladık:

Yaratıcı Akışkanlık

Disiplinlerarası yaratıcılığın sınırları son yıllarda gerçek anlamda her zamankinden daha da bulanık hâle geldi. Yaratıcı çalışmalarda bulunan farklı disiplinlerden kişiler, çoğunlukla sınırları daha da zorlamak için bir araya geliyorlar.

Örneğin; Apple Bağdat Caddesi’nin açılışında bir araya gelen Avustralyalı sanatçı ikilisi Tin&Ed ile ses tasarımcısı Oğuz Öner, “Speaking Vessel” adlı bir artırılmış gerçeklik sergisine imza attılar. Artırılmış gerçekliğin gücünü kullanarak Türkiye’den on dört sanatçının nesne çizimlerine hayat veren Tin&Ed, izleyicilerin bu vazo formundaki nesneleri fiziksel bir alanda teknoloji yardımıyla duyabilmelerini ve görebilmelerini sağladı. Aslında keşfedilmek istenen -ve heyecan verici, akışkan yaratıcı pratiklere yol açan- tam olarak dijital ve analog formlar arasındaki bu etkileşim.

Tin & Ed’in artırılmış gerçeklik sergisinden bir fotoğraf

Siz de Speaking Vessel sergisini deneyimlemek ister misiniz? Tüm yapmanız gereken uygulamayı buradan indirerek Apple Bağdat Caddesi’ni ziyaret etmek.

Program, katılımcıların açılış etkinliğinde gerçekleştirdikleri ortak sohbetle başladı. “More Than I Want to Know About I” isimli çalışmalarıyla konuk olan Piknik Works, katılımcılara, iPad’le çizim yaparak veya yazı yazarak yanıtlayabilecekleri birkaç soru yöneltti. Sorulan sorulardan bazıları şöyleydi:

“Bugün dünyanın son günü olsaydı sosyal medyada ne paylaşırdın?” “Duygularını üç emojiyle anlatabilir misin?”

Bu ortak sohbetin sonunda ortaya çıkan mural, fikir ayrılıkları ve fikir birliklerinin bir arada bulunduğu zengin bir dokuyu yansıtıyordu. Bir diğer deyişle, sıradan bir gözlemciye kentli katılımcıların fikir ve öngörülerinden oluşan bir derleme sunuyordu.

Katılımcılar, “More Than I Want to Know About I” sırasında Piknik Works tarafından düzenlenen toplu çizim diyaloğuna katıldılar.

Perspektif İstanbul’u zenginleştiren yaratıcılar arasında; iklim krizini ele alan podcast serisi Esmiyor, işlerinde kuir sanat ve cinsel kimliklere odaklanan Sinan Tuncay ile “fijital” (fiziksel-dijital) dediğimiz alanda kadın rolleri ve fırsat eşitliği gibi konuları irdeleyen Meltem Şahin yer aldı. Yaratıcı işlerle uğraşan bu kişilerin tamamı, kendi alanlarındaki keşiflerini çeşitli disiplinler ve mecralar aracılığıyla gerçekleştiriyor.

Meltem Şahin’in sunduğu “Hareketli Canavarlar” ile katılımcılar kendi resmettikleri canavarları sonradan canlandırma heyecanını tattılar.

Apple Bağdat Caddesi’nde (sağ) gerçekleşen Meltem Şahin’in “Hareketli Canavarlar” etkinliğinden bir katılımcının üretimi (sol)

Sinan Tuncay’ın “Kolaj Otoportreler” etkinliğinde katılımcılar, konu ile alan arasındaki ilişkiyi irdelerken durağan veya hareketli kolajlarla kendilerini ifade etmenin yeni bir yöntemini keşfettiler.

Sinan Tuncay’ın “Kolaj Otoportreler” etkinliğinden katılımcı çalışmaları

“Takımyıldızı Kaligrafi” etkinliğinde ise Extramücadele olarak tanınan Memed Erdener, katılımcıların iPad’de Procreate programını kullanarak bir harfin nasıl tasarım unsuru olarak değerlendirebileceğini, kendi formunu aşarak farklı harflerle bir araya gelebileceğini ve böylelikle başlı başına bir sanat eseri oluşturabileceğini keşfetmelerini sağladı.

Memed Erdener’in “Takımyıldızı Kaligrafi” etkinliğinden katılımcı çalışmaları

Düzenlediğimiz çevrimiçi etkinliklerden biri de Apple Bağdat Caddesi’nin açılışı için ürettiği eserin görsel anlatısında minyatür sanatının estetiğiyle sokaktan gündelik anları bir araya getiren Murat Palta ile gerçekleşti. “Minyatür Yeni Dünya”da katılımcılar kendi minyatürlerini üretmeyi öğrendi.

Murat Palta’nın “Minyatür Yeni Dünya” etkinliğinden bir katılımcının çalışması

Palta, minyatür gibi geleneksel bir sanat yöntemini kullanarak şehri ve güncel konuları yeniden yorumluyor. Bu etkinlik de analog yöntemlerin dijital ortamlarla nasıl iç içe yer alabileceğini gösterdi. Katılımcıların ürettikleri çalışmaların çoğunu oluşturan analog eserlerde klips veya tel zımba gibi malzemelerin bolca kullanılması, yaratıcılığın gündelik yaşama ait objelerden de doğabileceğini gösterdi.

Son olarak genç katılımcıları kendi canavarlarını çizmeleri için teşvik eden Gökçe İrten’in etkinliği gerçekleşti. Oluşturulan eserler etkinlik sonunda bir araya getirilerek ortak bir “canavarlar” kitabı oluşturuldu. Bu etkinliğe katılan küçük misafirlerimizden biri şu yorumda bulundu:

“Normalde resim çizmeyi pek sevmem ve kendimi yeteneksiz görürüm, ama burada bayağı eğlendim.”

Gökçe İrten’in “Kitap Yap” etkinliğinden bir katılımcının çalışması

Siz de Procreate kullanarak çizim ve animasyon sanatında kolayca keşfe çıkabilirsiniz. Kendinize vakit ayırarak veya çocuklarınızla birlikte denemeye ne dersiniz?

İstanbul: Şehre Övgü

“İstanbul” teması çerçevesinde gerçekleşen etkinlikler İstanbul’un benzersiz kentsel dokusundan ve şehir yaşantısından ilham aldı. Şehrin tarihine işlenmiş kentsel yaşamı kutlarken bir yandan da muhtemel karşılaşmalardan keyif almak ve etrafımızdaki hatıraları, imgeleri ve deneyimleri görünür kılmak istedik. Bu tür küçük anları yaratıcı dışavurumlar için ilham kaynağı olarak kullanmanın şehirdeki bu eklektik “yaratıcı kültürünü” besleyen unsurlardan olduğuna inanıyoruz.

Şehri dolaysız bir şekilde deneyimleyerek onu onurlandırmayı hedefledik -ve Oğuz Öner’in “Şehrin Seslerini Yakalayın” etkinliğiyle da tam olarak bunu başardık. Bağdat Caddesi’nde yürüyüşe çıkan katılımcılar, yürüyüş sırasında duydukları sesleri kaydettikten sonra iPad’de GarageBand uygulamasını kullanarak bu görüntüleri bir müzik kompozisyonuna dönüştürdüler. Bu etkinliğin sonunda ortaya çıkan kompozisyonlardaki çeşitlilik, İstanbul’un ne kadar hayat dolu bir şehir olduğunu tekrar gözler önüne serdi. Oğuz Öner’in kendi yorumuyla;

“İstanbul gerçekten dolu dolu bir şehir. Kendi içinde kaotik alanları var; sakin, daha meditatif alanları var. Başka şehirlerde böylesine dinamik bir işitsel grafik görmüyorum.”

Sesleri keşfetmeye Ah! Kosmos tarafından hazırlanan “Seslerin İzini Sürün” etkinliğiyle devam ettik. Bu etkinlikte, birkaç basit yönlendirmeyle kendi kayıtlarımızı alıp kendi şarkılarımızı üretme fırsatımız oldu.

Kendiniz denemeye ne dersiniz? Yapmanız gerekenler oldukça basit: yürüyüşe çıkıp duyduğunuz sesleri telefonunuza kaydedin, ardından GarageBand türü bir uygulamayla bu sesleri dilediğiniz gibi değiştirebilir, başka sesler veya örnekler ekleyebilirsiniz.

Şehri deneyimlememize fırsat tanıyan bir diğer etkinlik, A Corner in the World’ün hazırladığı “Sanat Yürüyüşü: Karşılaşmalar” performansıydı. Bağdat Caddesi çevresindeki belirli kamusal ve özel alanlarda kısa performanslardan oluşan bu sanat yürüyüşünde katılımcılar, bu anları Clips uygulaması üzerinden kayda alıp kurgulayarak teknolojiyi ve performans sanatını bir araya getirdiler. Sanat ve teknoloji aracılığıyla şekillenen bu deneyimle aslında her gün önünden geçtiğimiz mekânların bizdeki yansımalarının ne denli farklı olabileceğini gördük.

Bu görüntüleri, sesleri ve duyguları bizzat deneyimlemek için aşağıdaki videomuza göz atın!

İyilik için Teknoloji

“İyilik için Teknoloji” temasıyla hedefimiz, teknolojideki yeni pratikleri ve yaratabilecekleri olumlu sosyal etkiyi öne çıkarmak oldu.

“Yaratıcılık”, yakın zamana kadar üretmek için gerekli olan araçlara veya eğitime sahip insanlarla sınırlı bir faaliyetti. Ancak, bugün teknoloji sayesinde insanlar bu tür engelleri aşarak diledikleri gibi üretme ve paylaşma olanağına sahipler.

Teknoloji kelimesi, etimolojik bakımdan Yunanca “techne” ve “logos” kelimelerine dayanır. “Techne”; sanat, zanaat ya da belirli bir şeyin kazanılma yolu anlamına gelirken “logos” ise kelime, iç düşünceleri yansıtan bir ifade ya da sözlü bir dışavurum anlamını taşır. Teknoloji de aslında sanatımızı veya zanaatımızı dışa vurmanın bir yoludur; hem bireysel hem de toplumsal olarak gelişmemize yardımcı olabilecek teknolojilere herkesin erişimi olması gerekir.

Bu tanımdan yola çıktığımız zaman teknoloji, olası gelecekleri tasarlamak ve bu tasarıları farklı biçimlerde yansıtabilmek için bir gereklilik hâline geliyor. Herkes İçin Mimarlık da benzer bir soruyu “Ütopya Mahalle” etkinliğinde ele aldı:

“Gelecekte yaşamak isteyeceğimiz mahallelerin inşasında teknolojiyi nasıl kullanabiliriz?”

Etkinlik sırasında katılımcılar, geleceğin kentsel yaşam alanlarını kurgulamak için Keynote programını kullanarak hayallerindeki şehirleri oluşturdular.

Keynote ile yapabilecekleriniz tahmininizden de fazla. Sunumlar üretmenin yanı sıra fikirlerinizi not etmek, kolajlar oluşturmak, başkalarıyla ortak çalışmak ve kendi GIF’lerinizi üretmek için kullanabilirsiniz.

Herkes İçin Mimarlık’ın “Ütopya Mahalle” etkinliğinden katılımcıların çalışmaları

İklim krizini ele alan Esmiyor Podcast yaratıcılarının kurguladığı “Podcast Yayınına Yolculuk” etkinliği, katılımcılara ilgilendikleri bir meseleyle ilgili bir gün sunabilecekleri bir podcast’in tanıtımını tasarlama ve üretme fırsatını sundu.

Peki, geleceğin teknolojileri nasıl görünecek?

Bu soruyu sorduğumuzda; gün geçtikçe daha hızlı değişen ve hayatımıza daha fazla nüfuz eden tüm bu yeni teknolojilerin nasıl kullanılacakları ve nasıl toplumsal faydaya katkıda bulunabilecekleri meselelerini değerlendirmek için doğru zamanda olduğumuzu fark ettik. Can Büyükberber’in sanat ve tasarımı bilimsel araştırmayla buluşturan etkinliği sırasında toplum ve teknoloji eksenindeki bu meselelere yanıt aradık.

Can Büyükberber’in “Yeni Boyutlar” etkinliğinden bir katılımcının çalışması

Son olarak Nurbanu Asena’nın etkinliğinde katılımcılar günlük hayattan aldıkları ilhamla kendi üç boyutlu artırılmış gerçeklik heykellerini oluşturma fırsatı buldular. Ne de olsa sokakta yürürken yanımızda gerçeğe uygun boyutlarda artırılmış gerçeklik heykelleri göreceğimiz günler çok da uzak bir gelecekte olmayabilir.

Nurbanu Asena’nın “Artırılmış Gerçeklik” etkinliğinden bir katılımcının çalışması

“Her insan anlatacak özgün bir hikâyesi olan bir medyum. Sadece seyirci olmalarını bekleyemezsin.”

Perspektif İstanbul’da herkes kendi hikâyesini anlatabildi. Yerel kültürün farklı unsurlardan beslenen zenginliğiyle birlikte Bağdat Caddesi’nin hikâyesi de yeniden hayat buldu. Etkinliklerde, duyusal deneyimlerin canlandırdığı kolektif anıların açtığı özgür ifade alanı ile birlikte sanatçılar ve katılımcılar -teknolojiye erişim sayesinde- kendi akışkan pratiklerini keşfetme, bununla birlikte fiziksel/dijital gibi ikiliklerin birleşiminden beslenme şansı buldular.

Çevrimiçi etkinliklerimizden bir görsel

Perspektif İstanbul ayrıca yaratıcı topluluklar arasında yeni bağların kurulmasına, yeni diyalogların oluşturulmasına ve en önemlisi sınırların ortadan kalktığına tanık olduğumuz dijital çağda yeni olasılıkların ve bilinmezlerin güzelliğini görebilmemize de fırsat tanıdı. İstanbul’u, birbirimizi, teknolojiyi ve yaratıcılığı yeni bakış açılarıyla görmemize yardımcı olurken birlikte topluluk olarak üretmek ve paylaşmak için ilham almamızı sağladı.

Program ile ilgili daha fazlasını görmek için #perspektifistanbul etiketine göz atabilirsiniz. Yukarıda anlatılan yaratıcı faaliyetlerden herhangi birini deneyecek olursanız çalışmanızı aynı etiketle bizimle paylaşabilir, böylece herkesin bu yaratıcı diyaloğa dâhil olmasını sağlayabilirsiniz.

Son olarak Perspektif İstanbul katılımcılarının oluşturduğu diğer eserleri görmek için internet sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın.

--

--

ATÖLYE
ATÖLYE İçgörüler

ATÖLYE is a strategic design and innovation consultancy. Through our community-powered approach, we help organizations create lasting impact.