Bazı Kelimeler Çok Çekici

Elif Ergin
Bahtınız Açık

--

Harflerin hecelere, hecelerin ise kelimelere dönüştüğü anda; tek başına anlamsız olan bu harfler büyülü bir şekilde anlamlı birlikler oluşturur. Bulunduğu yere, hatta yanındakilere göre bile farklı anlamlar kazanan bu kelimelerin kendilerine has bir cazibesi vardır. Bu cazibe, kelimelerin anlamında ya da görsel hissinde gizlenmiş olabilir. İşte bu yüzden, ne ilginçtir ki bazı kelimeler ötekilere göre daha ilgi çekicidir.

Sizi etkileyen şeyin hangisi olduğunu bulmak ve ona göre hareket etmek, söylediklerinizin karşı tarafta uyandırdığı etkiyi güçlendirebilir. Böylece siz de seçtiğiniz kelimeler ve kurduğunuz cümlelerle karşınızdakinin ilgisini çekebilirsiniz. Bu ister sevdiğiniz birine yazdığınız bir mesaj, ister markanız için seçtiğiniz bir slogan olsun; karşınızdakini etkilemek ve akılda kalmak için kelimelerin gücüne güvenin!

Mesela, tek başına duran “ölüm” ve “tuz” sözcüklerine baktığımda ölüm kelimesinden etkilenmem daha muhtemel olabilir. Bunun sebebi de kelimenin özünde sahip olduğu anlamdır. Ölüm konseptini anlamlandırmak zor olabilir ve kelimenin ne ifade ettiği kişiden kişiye göre değişebilir. Öte yandan doğada gözle görülebilen tuzu hissetmek ve anlamak daha kolaydır. Hal böyle olunca da bu ikili içinden “ölüm” kelimesinin cazibesine kapılmamı ve onu seçmemi daha anlaşılır bulabiliriz.

Peki, kelimenin özünü ve felsefik çağrışımları dışında kelimeleri birbirinden ayıran başka neler olabilir? Anlamlarını bir kenara bırakıp gözünüzü yukarıdaki kelimelerin üzerinde gezdirdiğinizde bu paragrafta dikkatinizi çeken ilk kelime ne oldu? Mesela benim gözüm sedillere* takılıyor. Bu yüzden de “çağrışım” ve “çekici” kelimeleri gözüme ilk çarpan iki kelime oldu. Kelimeler sayfa üzerinde yarattıkları şekil itibariyle de bir diğerine göre daha dikkat çekicidir ve daha güçlü bir alan kaplar. Bu yüzden de kitabın bir sayfasını çevirdiğinizde bazı kelimelere gözünüzün takılması normaldir.

Kelimelerin şekli, görüntünün hissi

Aslında yolculuğumuzun başlangıç noktası sestir. Yüzyıllardır süregelen seslere ve hareketlere görsel karşılık bulma ihtiyacı, insanları duvar yazıları ve resimlerden geçirerek günümüz yazı sistemlerine ulaştırır. Tekrar eden bu seslerin tutarlı şekillere dönüşmesi sonucunda da diller gelişmiş ve görsel karşılığını bulmuştur. Bu pencereden baktığınız zaman fark edeceksiniz ki harfler aslında birer tasarım nesnesidir. Her ne kadar artık harfleri anlamlı birer karakter olarak kanıksamış olsak da, temelde harfler geometrik şekillerden ibarettirler. Şekiller ve formlar belirli oranlar gözetilerek birleşir ve harfleri oluşturur. Aynı diğer şekiller gibi harfler de görsel bir etkiye ve ağırlığa sahiptir. Görsel etkiyi güçlendirmeyi sağlayan en önemli konu ise boşluk (negatif alan) düzenlemesidir. İnsan gözü, kelimelerin sayfa üzerinde yarattığı şekli görmek için boşluğa ihtiyaç duyar. Böylelikle boşluklar sayesinde harfleri algılar ve diğer harflerle gruplayarak kelimeleri okursunuz.

Bembeyaz bir sayfa hayal edin. Her harf için de bir damla mürekkep damlatsak mesela… Ve gelişigüzel damlalar ile kelimeler yazmaya kalkışsak sayfanın hali ne olurdu, kim bilir.

Ama belirli bir düzen içerisinde, boşluk bırakarak damlatırsak gözümüz mürekkebin yarattığı şekilleri seçer. Bunları tanımlayabilirsek, kolayca ayrıştırabildiğimiz için bir alfabeye dönüşebilir. Güçlü bir alan kaplayan bu şekiller de dikkatimizi çekmeyi başarır.

İşleri biraz daha ilginçleştirmenin tam zamanı! Gelin farklı yazı karakterlerini düşünelim. Fontlar kalın-ince, sert köşeli-yumuşak kıvrımlı, düz-eğik, tırnaklı (serifli)-tırnaksız gibi özellikler bakımından birbirinden ayrılır; ve bu karakterler/fontlar aynı harfleri tanımlamasına rağmen kelimelere yeni bir hava katar. Bu yüzden kelimeler farklı fontlarla gösterildiğinde farklı anlamlar ifade edebilir. Görselin yarattığı his kelimenin anlamının üzerine çıkarak farklı duygular uyandıran yeni bir katman oluşturur. Bazıları daha güçlü ve sertken, bazıları ise daha samimi ve çocuksu durabilir.

Aşk mektubu mu? Ölüm tehdidi mi? Tarafını seç.

Posta kutunuzda bir mektup var. Size gönderilmiş evet ama kimden olduğu yazmıyor. Büyük bir merakla açmaya karar veriyorsunuz. İ harflerinin üzerinde nokta yerine kalpler olan tatlı mı tatlı bir mesaj var içerisinde. Tabi kimden geldiğini de hemen anlıyorsunuz. Hayatınızda ilk defa bir aşk mektubu almış olmanın heyecanıyla gününüz güzelleşiyor.

Aylar sonra belki de ilişkiniz çok iyi gitmezken yine asılsız bir mektup kapınızın önünde sizi bekliyor. Aranızdaki durum çözülecekmiş umuduyla onu affetmeye hazırken mektubu bir hışımla açıyorsunuz. Aylar öncesinde aldığınız mesajın aynısı ama bu sefer büyük bir farkla: küçük kalplerin yerini jilet darbeleri almış. Kağıda değil de sanki jiletle cilde hazılmış hissi veriyor, o kadar boğuk bir kırmızı ki sanki kanı anımsatıyor rengi. Korkuyorsunuz. Koşarak kapıyı kapamanın ve belki de yardım istemenin tam zamanı.

Aynı mesajı farklı şekillerde anlamanız için size büyü yapılmadı, hayır. Aksine, yazı karakterlerinin büyüsüne kapıldınız. Görselin yarattığı his sizde farklı duygular uyandırdı ve tam olarak da bu duyguları uyandırması için bu karakterler seçildi.

(Eng: I will always find you. Tr: Seni daima bulacağım)
(Eng: I will always find you. Tr: Seni daima bulacağım)

Şimdi bir de bu durumu “Papyrus” ve “Gill Sans” fontu ile düşünelim. Antik bir görünüm için Papyrus fontu kullanılırken, İngiltere’de metroda ve pek çok kurumsal görselde Gill Sans kullanılır. Tersi olsa nasıl olur diye hızlıca bir düşündüğümüzde bunun hiç de iyi bir karar olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Düşünsenize, metroda inmeniz gereken durağı anlamaya çalışıyorsunuz ama grafikteki yazılar hiç kolaylaştırıcı değil. Oysa, Gill Sans’ın tutarlı, sakin ve dengeli hali işimizi kolaylaştırır. Uzaktan bile kolay okunabilir, gerilim ya da endişe yaratmaz ve yolculuğun kendini öne çıkarmaya çalışmayan sakin eşlikçisidir. Papyrus’un Mısır döneminden referansla tasarlanmış olduğunu da ayrıca eklemek gerek. Haliyle o döneme ait özellikler taşır ve o dönemi çağrıştıracak kelimeler ve mekanlar ile daha ilginç olabilir..

Her şey tamam ama tüm bunlar ne zaman işime yarayacak?

Aşk ile tehdit arasındaki ince çizginin tasarıma göre şekillendiğinden bahsettik. Bu, dilekçeden yol tabelasına, kitap sayfalarından sosyal medya paylaşımlarına kadar her yerde var! Biraz da işimiz gereği markaya odaklanalım. Yeni bir iş fikriniz var ve bu fikri resmiyete dökmek istiyorsunuz diyelim. Fikir tamam, iş modeliniz şahane, ürün hazır. Peki ne eksik? Markanızın dili.

Her marka pek çok söze ihtiyaç duyar. Marka ismi ilk akla gelen olsa da; slogan, misyon ve vizyon beyanı, web sitesi ve sosyal medya metinleri gibi pek çok metinsel içeriğe ihtiyaç duyar. Tüm bu sözler, markayı tutarlı biçimde yansıtan, birbiriyle ve mecrasıyla uyumlu bir dil oluşturur. Kelimelerin birbiriyle uyumu, özellikle kısa metinlerin hem fonetiğinde hem de tasarımdaki yerleşiminde önemli bir yer tutar. Özellikle en temel yapı taşı olduğu için marka isimlendirmek kulağa zor geliyor olabilir, haklısınız da. Seçeceğiniz isim, ürünün ve markanın ruhunu yansıtmalı, dikkat çekmeli ve akılda kalmalıdır. Böyle sıralayınca zor görünse de bir yerden başlamak gerek.

Önce cazibesi olan bir kelime seçmelisiniz. Bunu yaparken de kelimenin özünü ve anlamını iyice düşündükten sonra markanızla uyum sağlayıp sağlamadığını test etmeniz gerekir. Hadi diyelim ki markanın ismine karar verdiniz, peki bu isim nasıl görünecek? Neticede “Kardeşler Gıda” ile “Macro Center” ya da “ŞOK” aynı değil, ne kelimenin anlamı bakımından, ne de görsel olarak aynı tınlamıyor. Biz anlam kısmını “Marka İsimlendirme 101” yazısına bırakıp, görsel tarafına değinelim.

Tasarımcılar olarak pek çok kriteri göz önünde tutarak çalışıyoruz: Marka değerlerine ve hedef kitleye uyumluluk, rakiplerden ayrışması ya da tercihe göre benzeşmesi, sadelik, anlaşılabilirlik, tutarlılık, sürdürülebilirlik, yazı tipine dair teknik mevzular… Bunların yanı sıra Baht’ın bir değeri olan rastlantısallık da önem taşımakta. Marka ismindeki harflerin neler olduğu, dizilimi ve sayısı da tasarımı şekillendiriyor. Sonuçta ortaya estetik olmasının haricinde üzerinde düşünülmüş matematiksel bir koda benzer bir yapı çıkar. Sonrası ise yapboz tamamlamaya çalışır gibi birbirini destekleyerek devam eder. Marka kimliğiniz yaratıldığına göre tebrikler! Yeni işiniz hazır, bize de “Bahtınız açık olsun” demek düşer!

Ezcümle, aldığınız ilacın prospektüsünden tutun, çamaşır makinesinin üzerindeki ayarlara kadar kelimeler her yerde! Ve bu kadar çok kelime havada uçuşurken de hepsinin akılda kalmasının imkanı yok. Günün kazananı olmak için yapmanız gereken şey çok basit:

  1. Kelimelerin gücüne güvenin ve sizin için güçlü olan kelimeyi bulun.
  2. Kelimenin görsel cazibesiyle fark yaratın!

*sedil: Çengel işareti

--

--