Ruhun şad olsun mavi kuş. Görsel: Şener Soysal

Mavi Kuşun Büyük Değişimi

Çırakla Tasarım Sohbetleri #2

Deniz Küçük
Published in
6 min readSep 18, 2023

--

Yeni seri hız kesmeden devam ediyor! Bu sefer konum Twitter kuşunun X’e dönüşen hazin hikayesi.

Bu yazının amacı, marka stratejilerinin değişiminin görsel kimliğe etkisi. Twitter için bu sansasyonel değişiklik gerçekten bir stratejiye sahip mi, kim bilir! Ama mavi kuş buralara kadar nasıl uçtu geldi ve yakaladığı başarı yeni X ile devam edebilecek mi? Başlıyoruz!

Twttr

Twitter hayatına 2006 yılında kurucusu Jack Dorsey’nin bir girişimcilik fikri olarak başladı. Fikir, başta SMS tarzına daha yakındı. Amaç, bir grup arkadaşın birbirlerinden daha kolay haber almasını sağlamaktı. (Yani, mesajlaşma gibi ama tam değil.) Podcasting şirketi olan Odeo’da çalışan Dorsey, üzerinde çalıştığı bu fikri, şirketin kurucuları, Evan Williams ve Biz Stone’a gösterdi. Bu fikri beğenen ortaklar Dorsey’nin bu fikrin üstünde çalışması için zaman verdi.

Jack Dorsey tarafından çizilen taslak, 2006

Bu dahice projenin ismini Noah Glass, ki kendisi Odea’nın kurucularından biri, o dönemlerde twitter.com adı çoktan kullandıldığı için Twttr olarak adlandırdı. Hemen ardından 6 ay içinden twitter.com domainini satın alarak şimdiki (pardon, X diyemedim) ismine geçti.

Jack Dorsey tarafından ilk atılan tweetimsi.

1 Balina + 8 Kuş

İlk başlarda, sadece Odeo çalışanlarına açılan uygulama, birkaç ay sonra internette yerini aldı. Ancak, asıl patlamasını 2007 yılına geldiğimizde, South by Southwest konferansında yaşadı. Etkinlikte, günde 60.000’den fazla tweet atılarak Twitter gündemde yerini almaya başladı.

Bu patlamadan sonra, popülerliğini arttıran Twitter, yoğun bir ilgiyle karşılaştı ve tabiki de nasibini servisin kapasitesini aşmasıyla aldı. İşte tam bu onda, Twitter ekibi yaratacılığını kullandı ve 2010’larda büyük bir akım başlattı. Sitede kapasite dolduğu zaman, Yiyiyng Lu’nun bir illüstrasyonu ekranda beliriyordu.

Twitter ekibi bu ilüstrasyonun, sorununun farkında olduklarını ve çözmeye çalıştıklarını simgelediğini anlatmaya çalışıyorlardı. (Hepsi birer kuş misali) Asıl adı “Lifting A Dreamer” olan çizim, Twitter kullanıcıları tarafından Fail Whale olarak yeniden adlandırıldı ve balina internette viral oldu. Bu viral o kadar büyüdü ki, bizim uçmaya çalışan balinanın olmadığı bir mecra kalmadı. Kısa sürede, yeni internet çağı için güçlü bir marketing aracı olarak fenomenleşmesine katkı sağladı.

Ek olarak da şuraya Fail Whale Martini tarifini de ekleyeyim ;)

140 Karakter: Bir Değer mi yoksa sorun mu?

Twitter’ın bilindik 140 karakter kelime sınırı koymasının asıl amacı, başta SMS temelli bir platform olarak ortaya çıkmasıydı. Ancak Twitter, büyüyüp web platformuna geçiş yaptığında artık 140 karakter bir “branding” meselesi haline geldi. 2017 yılına geldiğimizde artan tepkiler karşısında Twitter, günümüz akıllı telefonları için 140 karakterin bir anlam taşımadığını öne sürerek limiti 280 karaktere çıkardı. Yine de şirketin açıklamasına göre ortalama bir kullanıcı 50 karakteri aşmıyor. (Twitter’ın yalancısıyım..)

Yine de değerlerden ilk vazgeçiş 140 karakterden vazgeçmek olabilir.

Siz de mi botsunuz?

2022 yılına geldiğimizde, Elon Musk Twitter’ı satın alacağını duyurdu. (Daha detaylı göreceğiz) Hedeflerinden bir tanesini “spam botlarını alt etmek’’ olduğunu öne süren Musk, 2 ay sonra şirketin botlarla ilgili verileri ona sunmadığını söyleyerek teklifinden vazgeçti. Sonunda, 44 milyar dolar(cık) gibi bi miktara şirketi satın almaktan yine de kendini alıkoyamadı. Peki, neydi bu bot krizi?

Bu konuyu önemsiyorum, çünkü bu botlar hepimizin hayatını siyaset üzerinden etkileyebiliyor.

Aktif botlar tartışılan konuya bağlı olarak yaygınlığı %1-%14 arasında değişiklik gösterebiliyor. Büyük bir oran gibi gözükmese de, önemli olan botların tartışmalar üzerinde etkisi. Botlar, herhangi bir Twitter kullanıcısından çok daha fazla aktif olabilir, bu da büyük bir kalabalığı etkilemesini daha kolay bir hale getirebiliyor. Donald Trump’ın görevden alınmasında, botların sadece aktif kullanıcıların %1’lik kısmını oluşturduklarını, ama tweetlerin %31 ini attıkları keşfedildi. Bu bir tartışmayı etkilemek için çok büyük bir oran. Bu botları, haftalarca, aylarca timeline ında gördüğünüzü hayal edin, etkisi düşündüğünüzden çok daha büyük olacaktır. (Black Mirror bölümü gibi bir şey)

Elon Musk, paralı mavi tik, tweet sayısına ambargo koymak gibi bazı çözümler getirmeye çalıştı. Ancak, büyük tepkiler çeken Musk, yaptığı bu değişiklikleri kısa sürede geri aldı. Yine de Twitter ı ‘Dünyanın en doğru, gerçek zamanlı bilgi kaynağı’ yapma konusunda ısrarcı kendileri.

Mavi Kuştan X’e Doğru

Musk’ın Twitter’ı satın almasıyla birçok değişiklik meydana geldi. Bunların arasından en önemlisi branding in tamamen değişmesiydi. Aşina olduğumuz mavi kuş, yok olması alışabileceğimiz türden bir şey mi göreceğiz. Gelin bakalım, Twitter X olmadan önce hangi aşamalardan geçmiş.

Halkın kullanımına sunulmayan, Twitter’in ilk logosu (Kullanılmaması gayet iyi bir karar)

Bulaşık deterjan markasını andıran Twitter’ın kısa logo deneyiminden sonra, kamuoyuna sunulan ilk logosu, açık mavi renkte “Twitter” adıyla parlıyordu. Pürüzsüz ve yuvarlak hatlara sahip olan sans serif, baloncuk hissini veren kenar beyazlıklardan oluşuyordu.

2006–2010

Sıra tekrar logo yenilemeye geldiğinde ise, Twitter yazısının yanına keskin kuyruğuyla çizgi film karakterine benzeyen kuş eklendi. Logo tipi de güncellenerek, beyaz kenarlıkla kaldırıldı ve Twitter logosu daha da basit hale geldi.

2010–2012

2012 yılında şirket, kuşun tanınır hale geldiğine ve tek başına bile ayakta durabileceğine karar verdi. “Twitter” kelimesi logodan kaldırıldı ve yeni mezun grafik tasarımcı, Martin Grasser tarafından tekrar tasarlanarak kuşu görebileceğimiz son halini aldı :(

(Grasser istediği sadeliğe ve tasarım ulaşana kadar 1000 tane kuş çizdiğini söylüyor.) (2012–2023)

Şirket Musk’ın eline geçmesiyle beraber çok kısa bir süre içinde marka yenilemeye gitti. (Bir sürü yenilikten sadece biri) Şu zamana kadar alıştığımız Twitter’dan eser kalmadı. Yakın bir zamana kadar iyi ve güçlü bir marka örneği sergileyen Twitter, paranın düdüğü satın aldığı dünyamızda kimlik değişiminin önüne geçemedi.

Geçen günlerde, her zamanki gibi Instagram’da zaman öldürdükten sonra biraz da Twitter’da neler oluyormuş diye bakayım derken Twitter’ı telefonumda bulamadım. Sonra, ekranda gözümü siyahlar içindeki bir app çarptı. İşte o an, kuşun zamanının dolduğunu anladım…

https://youtu.be/0WmImyLvnp4?si=vtJwJvJjqpmo_HG7

2000lerde Elon Musk, PayPal’ın “X Payment System” adı fikrini reddetmesini çok içerlemiş olacak ki, yıllar sonra fikir tekrar karşımıza çıkıyor. Ama, tek harfli bir şirket ismini kullanmak ne kadar mantıklı daha sonuçlarını bilemiyoruz.

Elon, X için şunu öne sürüyor: Kullanıcıların iletişim kurabileceği, alışveriş yapabileceği, eğlenceyi tüketebileceği “X” adında bir her şey uygulaması olmak. Twitter isminin ise bunları çağrıştırmadığını söyleyerek köklü bir değişime gidiliyor. Twitter markasını, vadedilen bir süper uygulamaya hizmet etmek için terk etmek büyük bir risk. 15 yılı aşkın bir süredir hayatımızda olan güçlü bir marka kimliğini silip, yerine istikrarsız bir başlangıçla “her şey uygulamasını” hedeflemek kafada soru işaretleri oluşturuyor.

Elon’ın savunması ne kadar kuvvetli görünse de, akla yatmayan bir şeyler olduğu da bariz. Bu stratejik bir karar mı, Elon’ın sahip olduğu X takıntısının bir devamı mı diye insan düşünmeden duramıyor. Tesla şirketinin Model X diye bir arabasının olması, roket şirketinin isminin SpaceX, yeni yapay zeka firmasının xAI, ve hatta iki çocuğunun adlarının X Æ A-Xii ve Exa Dark Sideræl olması güçlü bir antitez oluşturuyor. (PayPal etkisi hala devam ediyor gibi gözüküyor)

Yine de app in isminin değişmesi her şeye çözüm değil. Elon, X’i süper güç uygulamaya çevirmekte bazı engellerle karşı karşıya. Musk, Twitter’ı satın aldığından şu yana personelin %80’e yakın bir kısmını işten çıkarttı ve tartışmalı politika kararlarıyla kullanıcıların çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.

Peki ne sonuca vardık?

Koca bir hiç. Temelsiz yeni stratejiler üzerinden değerli bir marka yok oldu. Üstelik app’in isminin değişmesi, planlara bir çözüm üretemedi. Elon, X’i süper güç uygulamaya çevirmekte bazı engellerle karşı karşıya. Musk, Twitter’ı satın aldığından şu yana personelin %80’e yakın bir kısmını işten çıkarttı ve tartışmalı politika kararlarıyla kullanıcıların çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.

İlerleyen zamanlarda ne olacağı bilinmez ancak, önemli yenilikler olmadan yeniden markalaşmak, umutsuz bir dikkat çekme çabası ya da bir kişinin egosu ve gücünün şovu gibi duruyor. App hala Twitter gibi işliyor, ve işlemeye devam ettiği sürece, çoğu insan gibi hala uygulamaya Twitter diye adlandıracağım.

Bu metni McDonalds’taki gibi “long live altın kemer” ie bitiremedim. Rest in peace mavi kuş! In our memories…

--

--