Ne Kadar Söz Varsa TÜBİTAK’a Dair, Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım…

Basar Kaya
basarkaya
Published in
11 min readJan 3, 2020

Bu blog yazısı, ilki 2 Mart 2020'de açılan Çağrılı TÜBİTAK TEYDEB 1501 ve 1507 Programları hakkında bilmeniz gerekenler tüm detayları ve 21 Haziran 2022 itibariyle duyurulan 1501-Sanayi Ar-Ge Destek Programı ve 1507-KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı 2022 yılı 2. Çağrısına ilişkin bilgi güncellemelerini içermektedir (son güncelleme 22 Haziran 2022).

Son gelişmeler şu şekilde:

2022–2 çağrıları kapsamında firma başına maksimum 2 adet proje başvurusu yapılabilecek.

2022–2 çağrısıyla birlikte TÜBİTAK 1507 programı kapsamında sunulabilecek proje üst limit tutarı 600 Bin TL’den 1.2Milyon TL’ye yükseltildi.

Sunulan proje önerisi, başvuru sahibi firmanın ilk TEYDEB başvurusu ise, firmaya ek puan verilecek.

Çağrılı TEYDEB Programları hakkında bilinmesi gereken diğer tüm detayları öğrenmek için yazının devamını okumanızı önemle tavsiye ederim.

2019 yılında, kamu tarafından kar amacı güden işletmelere (startuplar, KOBİ’ler, sanayi ölçeğindeki firmalar) sunulan Ar-Ge hibe destek programlarında yaşanan en önemli ve radikal gelişme, 1995'den bu yana yürütülen TEYDEB 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı ile 2005'den bu yana yürütülen TEYDEB 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Projeleri Destekleme Programında “çağrılı sisteme” geçiş yapılması kararının alınması oldu.

2020 yılına TÜBİTAK 2.0 reformu ile başladık.

Yukarıda belirtildi üzere, hem 1501 Sanayi Ar-Ge hem de 1507 KOBİ Ar-Ge programları yürütülmeye başlandıkları günden bu yana işletmeler, istedikleri her an proje önerisi sunabiliyorlardı. Ancak, 24 Ekim 2019 tarihinde TÜBİTAK, kendi websitesinden yayınladığı bir bülten ile her iki programın Ocak 2020 itibariyle “yılda 2 kez açılacak bütçe esaslı çağrılarla yürütüleceğini” açıkladı.

Ben de bu konuyu sıcağı sıcağına sosyal medya üzerinden duyurmuştum.

Ayrıca TÜBİTAK, mevcut sistemin 31.12.2019 tarihine kadar devam edeceğini ve işletmelerin “eğer çağrılı sisteme kalmadan başvuru yapmayı istiyorlarsa” bu tarihe kadar PRODİS üzerinden başvurularını tamamlamaları gerektiğini açıkladı. Hatta 22 Kasım 2019'da “köprüden önceki son çıkışı” hatırlatırcasına “1501 ve 1507 Programlarında Yeni Ön Kayıt Tarihleri” başlıklı bir bülten daha TÜBİTAK websitesinden yayınlandı.

Ama ne zaman çağrı açılacağı, açılacak çağrıların ne tür başlıklar içereceği ve ne kadar detaylı veya niş olacağı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştı. Hal böyleyken, tüm işletmeler son sürat 31.12.2019'a kadar proje başvurularını tamamlamaya çalıştı ve haliyle ortalık toz duman oldu…

Aralık ayının son haftası TÜBİTAK PRODİS sistemi genelde bu durumdaydı…

Herkes son sürat 31.12.2019'a proje yetiştirmeye çalışırken TÜBİTAK, yine kendisinden beklenmeyeni yaptı ve 24.12.2019 tarihinde “1501 ve 1507 Programı Kapsamında 2020 Yılı 1.Çağrılarının Açıldığıhaberini yayınladı.

1501 ve 1507 programlarında yeni bir dönem başlıyordu.

TÜBİTAK tarafından 2.1.2020 tarihinde açılan “1501-Sanayi Ar-Ge Destek Programı ve 1507-KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı 2020 yılı 1. Çağrısı” kapsamında firmalar 6.3.2020 tarihine kadar ilgili programlara başvuru yapabildiler. Bahsi geçen çağrı kapsamında yapılan başvuruların henüz komite kararları, benim bu blog yazısını güncellediğim tarih olan 1.7.2020 itibariyle, henüz açıklanmış değil.

İlk çağrının sonuçları henüz açıklanmamışken, 5 Haziran sabahı TÜBİTAK websitesinden1501-Sanayi Ar-Ge Destek Programı ve 1507-KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı 2020 yılı 2. Çağrısının açılacağı” haberi duyuruldu.

Yayınlanan duyuru metnine göre; 1501 ve 1507 Programı 2020 Yılı 2. Çağrısı kapsamında “KOBİ Ölçeğindeki İşletmeler1 Temmuz — 15 Eylül 2020 tarihleri arasında TÜBİTAK’a proje başvurusu yapabilecekler.

Çağrılı 1501 ve 1507 Programı 2020/2 Çağrısına İlişkin Önemli Tarihler

Ancak, fikir vermesi açısından, 5 Haziran 2020'de duyurulan ve 1 Temmuz 2020 itibariyle başvuru yapılabilen “2020/2 Çağrısına İlişkin Dökümanları” incelemek isterseniz:

Muhtemelen herkes, oldukça niş alanlarda ve çok dar bir kapsamda oluşturulmuş bir çağrı rehberi beklerken TÜBİTAK, yine beklenmedik bir hareket yaptı ve “dikey belirtmeksizin, KOBİ tanımına uyan her işletmenin başvuru yapabileceği” bir genel çağrı açtı. Yani eskiden olduğu gibi KOBİ ölçeğindeki her işletmenin yine TÜBİTAK 1501 ve 1507 programına başvuru yapabilmesi teoride mümkün olacak. Peki ya pratikte bu mümkün mü? Okumaya devam edin lütfen…

Aslında çağrılı sistem, yani yılın belirli zamanlarında açılan “teknoloji ve/veya sektör dikeyinde belirlenmiş” proje konularını içeren çağrı rehberleriyle destekli proje değerlendirme sistemi, ilk defa 2012 yılında açılan ve halen yürürlükte olan “1511-Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Destekleme Programıile birlikte hayatımıza girdi.

2012 yılından bu yana 1511 programı kapsamında çoğunlukla yılda 1 kez (bazen de 2 olduğu da görüldü) çağrı açılarak, belirlenmiş teknoloji ve sektör dikeylerinde faaliyet gösteren ve/veya Ar-Ge projesi başlatma ihtimali olan firmaların proje başvuruları değerlendirmeye alınmakta.

1511 programının temel amacı “devletin öncelikleri ile uzun vadeli teknoloji ve kalkınma stratejileri doğrultusunda belirlenmiş” konularda ve oldukça niş alanlarda işletmeleri Ar-Ge yapmaya teşvik etmek idi. 1511 programına proje hazırlayanlar, 1511 proje dosyası formatının ne kadar detaylı ve yoğun olduğunu ve proje değerlendirme süreçlerinin de ne kadar uzun ve yıpratıcı geçtiğini çok iyi bilirler. O yüzden 1511 programına yıl bazında yapılan başvuru sayısı, 1507 ve 1501 programlarına göre oldukça düşüktür.

Ref: TÜBİTAK TEYDEB 2018 Tanıtım Sunumu

Buraya kadar okuduysanız, aklınıza hemen “iyi de ne oldu da TÜBİTAK mevcutta gül gibi yürüyen 1501 ve 1507 programlarını 1511 gibi bir program haline getirip çağrılı sisteme çevirdi?” sorusu gelecektir.

Cevabı basit: TÜBİTAK yurdum işletmelerinin “hibe almak için proje uydurma” alışkanlığından fazlasıyla rahatsız ve yıllardır Ar-Ge çalışmaları için sunulan hibelerin “yeterince efektif kullanılmadığı” konusunda derin kaygılar içerisinde. Bu savı destekleyebilecek en güçlü argüman ise, TEYDEB destekli Ar-Ge projelerinin ticarileşme oranının %1 civarında olması (Kaynak: İlhan BAĞÖRENTeknoloji Firmalarının Afyonu Ar-Ge)

Yani kısacası TÜBİTAK, ülkemizdeki kar amacı güden işletmeleri “cidden rekabetçi piyasada ayakta kalabilmeleri için yerine getirmeleri en temel görev olan” Ar-Ge ve yeni ürün geliştirme konularında cidden teşvik etme amacıyla yola çıktı bu kez. Ve günün sonunda TÜBİTAK işletmelere “proje yapmak için hibe alma” alışkanlığını kazandırmaya kararlı.

Buraya kadar sabır gösterebildiyseniz, TÜBİTAK’ın yeni çağrılı sistemi hakkında cidden bilgi sahibi olmaya çalışıyorsunuz demektir. Bu motivasyonunuzu sevdim. Hadi devam edelim.

TÜBİTAK 1501 Sanayi Ar-Ge ve 1507 KOBİ Ar-Ge programlarında, 2020 yılında uygulamaya alınan çağrılı sistem ile birlikte hayatımızda ne gibi değişiklikler olacak? İlk defa karşılaşacağımız kavram ve unsurlar neler olacak? Bugün itibariyle özellikle hangi detayları bilmek durumundayız? Tüm bu sorularınıza yanıtlarımı aşağıda sıralıyorum:

NE DEĞİŞTİ?

6 ana başlıkta değişiklik yapıldı. Özetlemek gerekirse:

1. Sunulacak proje önerilerine ilişkin birtakım “öncelikler” belirlendi:

TÜBİTAK, kendisine sunulacak proje önerilerinde şu 5 konunun mümkün mertebe yer almasını bekliyor.

  • Firmanın uluslararası pazara yönelik teknolojik ürün veya süreç geliştirme kapasitesinin artırılması
  • Müşteri gereksinimlerini ya da pazar boşluğunu hedef alan çözüm önerilerinin ticari prototipe dönüştürülmesi
  • Aynı veya farklı alanlarda faaliyet gösteren KOBİ’lerin ortak proje çalışmaları gerçekleştirmesi
  • Üniversite işbirliği ile proje geliştirilmesi
  • Yüksek teknoloji alanlarında ürün ve teknoloji geliştirilmesi

Yani ilk olarak; ticarileşme potansiyeli açık ve net şekilde vurgulanmış, müşterisi ve kullanıcı açıkça tanımlanmış, işletme tarafından kısa ve orta vadede ihracatı gerçekleştirilebilecek ve/veya ulusal bazda ithalatı azaltması söz konusu olacak çıktıların elde edilmesi amaçlanan Ar-Ge projelerinin sunulması bekleniyor.

“Eee bu zaten mevcutta da beklenmiyor muydu?” diyeceksiniz. Teoride evet ama eski 1501 ve 1507 proje öneri dosyalarında bu konularla alakalı detayları sunabileceğiniz alanlar yoktu ya da çok çok kısıtlıydı. Yeni proje öneri dosyası formatında bu konularla alakalı oldukça derin bilgiler ve teknik detaylar sunabilmeniz için yeterince alan tanımlanmış.

“1501 ve 1507 çağrılarında kullanılacak yeni proje dosyası şablonunda, “çağrıda belirtilen ana başlık ve beklentiler” ile işletme tarafından sunulan proje önerisine ilişkin detayların, 5 ayrı bölümde ve toplam 50.000 karakter üst sınırı ile karşılaştırılması ve işletmenin bu konudaki motivasyonunu detaylandırılması bekleniyor.

1511 çağrılarında kullanılan proje şablonlarında da benzer bölümler yer alıyordu ancak daha evvel hiç 1511 projesi hazırlamamış işletmeler için bahsi geçen 5 bölümü doldurmak ve bu bölümlere doyurucu yanıtlar vermek hiç kolay olmayacak…

Kısacası TÜBİTAK, beklentilerini net olarak ortaya koymuş ve proje sahibi işletmelerin de bu beklentileri nasıl ve hangi ölçüde karşılayabileceklerini detaylıca anlatmaları istiyor yeni çağrılı sistemde.

2. Değerlendirme Süreçleri sıkılaştırıldı ve daha seçici davranılması için ek prosedürler tanımlandı:

Normalde 1501 ve 1507 projelerinde, proje dosyanızı TÜBİTAK’a online olarak sunduktan sonra sırasıyla;

  • TÜBİTAK’ta projenize atanan uzman tarafından şekilsel inceleme yapılır ve şeklen (yani mevzuatta tanımlı kriter bazında) bir problem görülmezse, hakem ataması yapılırdı.
  • Hakemlerle firmaya gelip, “Hakem Değerlendirme Formu” başlıklı dökümanda yer alan sorulara yanıtlar bulmaya çalışır ve elde ettikleri bilgilerle de bu formu doldurup TÜBİTAK’a gönderirdi.
  • Son aşamada ise komite değerlendirmesi yapılır ve projeyle alakalı nihai karar yayınlanırdı.

Ama yeni çağrılı sistemde, sunulan proje önerisi, eğer şu kriterleri karşılamıyor ise henüz ön değerlendirme ve hakem ataması yapılmaksızın reddedilebilecek:

  • Projedeki tüm Ar-Ge faaliyetleri proje başvurusundan önce kuruluş tarafından tamamlanmış olup, kuruluşun çözmesi gereken teknik/teknolojik bir problem bulunmamaktadır.
  • Kuruluşun Ar-Ge çalışmalarına katkısı yoktur. Projedeki Ar-Ge çalışmaları hizmet alınan kurum/kuruluş tarafından yapılacaktır.
  • Proje çıktısının, teknik/teknolojik/yasal/hukuki açıdan yapılabilme, kullanılabilme veya endüstriyel uygulamaya dönüşme olasılığı yoktur.
  • Proje endüstriyel Ar-Ge içermeyen ve sadece üretim/laboratuvar altyapısı oluşturmaya yönelik yatırım amaçlı bir projedir.
  • Kuruluşta, proje konusu ile ilgili en az lisans derecesine sahip herhangi bir proje personeli yoktur.

Bu oldukça radikal ve çok önemli bir değişiklik. Yani TÜBİTAK, sunulan proje önerisinin Ar-Ge sistematiği ve teknoloji niteliğine ilişkin olarak daha detaylı bir ön inceleme yaparak yalnızca “belirli bir niteliğin üzerindeprojelere hakem ataması gerçekleştirecek.

Dolayısıyla, proje dosyasının yazım süreci artık çok daha önemli hale geliyor. Hazırlanan dosya, eğer yukarıdaki unsurları barındırmıyorsa, henüz ön değerlendirmede eleneceksiniz. Danışmanlık sektöründe kutlamalar sürüyor…

Ancak bu noktada akıllara şu soru geliyor: bu denli detaylı ön değerlendirmeyi kim, nasıl ve ne kadar sürede yapacak? İşte bu belli değil. Zamanla göreceğiz.

3. Proje önerisi sunan firmaların geçmiş proje yönetme tecrübeleri ve Ar-Ge projesini ticarileştirme ve yaygınlaştırma konusundaki çalışmaları da değerlendirme kapsamına alındı:

2019 yılı sonuna kadar kullanılan 1501 ve 1507 proje dosyası taslaklarında, firmaların (şayet varsa) geçmiş Ar-Ge projelerine ilişkin olarak yalnızca rakamsal veriler içeren ve oldukça kısıtlı bilgiler yer alırdı. Daha doğrusu sistem, firmanın geçmiş projelerine ilişkin bazı verileri otomatik olarak veritabanından çeker ve proje öneri dosyasına eklerdi. Projeyi değerlendirmeyi gelen hakem, firmanın geçmiş Ar-Ge projelerine dair sorular sorarsa bu konunun detayları gündeme gelirdi anca.

Ama artık işler değişti. “Neden çağrılı sisteme geçildi?” sorusuna yanıt verirken belirttiğim gibi TÜBİTAK, proje önerisini sunan firmanıngeçmişte hibe desteği aldıktan sonra neler yaptığınıbu kez henüz proje başvurusu aşamasında öğrenerek tüm değerlendirme sürecinde bu bilgiyi dikkate almaya çalışacak.

Peki TÜBİTAK firmalardan tam olarak “geçmişleriyle alakalı” hangi bilgileri istiyor?

  • Geçmiş Ar-Ge Projelerinin Ticarileşme Performansı ve İhracat Durumu
  • Ar-Ge Çıktısı Ürüne İlişkin Yürütülen Yeni Geliştirme ve İyileştirme Çalışmaları Hakkında Detaylar
  • Uluslararası Fonlara Başvuruda Yapılma Durumu

Bu 3 başlıkla alakalı olarak, çağrılı sistemle birlikte devreye alınan yeni proje dosyası şablonlarında 4 bölümün doldurulması ve firmanın geçmiş Ar-Ge performansıyla alakalı detayları 16.000 karakter limiti ile proje dosyasında yazılı olarak ifade etmesi gerekli.

Yeni 1501 ve 1507 proje dosya şablonlarında “işletmenin geçmiş Ar-Ge projesi performansına ilişkin” detayların sunulabileceği 4 bölümden ilki. Bu kısımda, geçmiş TÜBİTAK projelerinden elde edilen çıktıların ticarileştirme performansıyla alakalı sayısal ve istatistiksel bilgiler sunulması isteniyor. Bu başlık gibi toplam 4 başlık var.

Yani artık “X TANE TEYDEB PROJESİ YAPTIK BİTİRDİK” diyerek övünmek yerine “1 TANE TEYDEB PROJESİ YAPTIK AMA GELİŞTİRDİĞİMİZ ÜRÜNLE CİRO REKORLARI KIRDIK” şeklinde övgü cümleleri kurma zamanınız geldi.

TEYDEB hibe destekleriyle hayatta kalabilen ama tek bir tane bile ticarileşmiş ürünü olmayan “kamu fonu afyonu bağımlısı” KOBİ’lerin gözü yaşlı…

4. Öncelikli Alanlar Tanımlandı ve bu alanlarda sunulacak projelerin “desteklenme ihtimalinin” daha yüksek olacağı vurgusu yapıldı.

Yine 1511 programı ile birlikte hayatımıza giren “Öncelikli Alanlar” kavramı, bundan böyle 1501 ve 1507 programlarında da sıkça kullanılacak.

Kısacası TÜBİTAK, “hangi alanlar ve konularda” Ar-Ge projesi sunulması gerektiği konusunda işletmelere yol gösteriyor ve bunu da yayınladığı 154 Sayfalık “TÜBİTAK 2020 Öncelikli Alanlar” dosyası ile paylaşıyor.

Çayınızı kahvenizi alın ve buraya tıklayarak 154 sayfalık TÜBİTAK 2020 Öncelikli Alanlar rehberini okumaya başlayın.

Rehberi açtığınızda her bir teknoloji dikeyi (Bilgi ve İletişim Teknolojileri vs) özelinde “genele yöneliküniversiteler, araştırma merkezleri ve özel sektör temsilcileri” ile “yalnızca özel sektöre yönelik” olmak üzere 2 ana çağrı planı ile karşılaşacaksınız.

  • Örneğin, Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında özel sektöre yönelik olarak 2020 yılı boyunca gözetilecek öncelikli Ar-Ge konuları:
  • Yukarıdaki gibi her bir teknoloji dikeyindeki ana çağrılara ilişkin alt detaylara ise, ilgili konu başlığına tıklayınca ulaşabileceksiniz. Örneğin;

Bu tabloyu iyi okumanız çok önemli. Örneğin;

  • Öncelikli hedef kitle: Özel Sektör / yani proje yürütücüsü LTD ve AŞ statüsünde bir şirket olmalı.
  • Atıfta bulunulan döküman: Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanan “Dijital Türkiye Yol Haritası” / o halde bu dökümanı da incelemeniz ve proje önerinizde bu dökümana bol bol atıfta bulunmanız gerekli.
  • Teknoloji Hazırlık Seviyesi: 6–8 arasındaki yenilik projeleri desteklenecektir / yani Teknoloji Hazırlık Seviyesi kavramının ne olduğunu ve projenizin THS’ının ne olduğunu iyi bilmelisiniz (THS için bir alt maddeye devam edin)

5. “Teknoloji Olgunluk Seviyesi” kavramı ilk kez TEYDEB projelerinde kullanılmaya başlandı.

Avrupa Birliği hibe programlarında (bilhassa SME Instrument çağrılarında) sıkça sorulan ve proje önerisi sahiplerinin projelerine dair detaylandırılması istenen “Teknoloji Hazırlık Seviyesi” konusu, artık TEYDEB projelerinde de geçerli.

Teknoloji Hazırlık Seviyesi (THS), geliştirilmekte olan bir teknolojinin olgunluk ve kullanılabilirlik seviyesini ölçmek amacıyla kullanılan bir endekstir (Ref: UFUK2020 Resmi İnternet Sayfası)

Bu kitabı tanımı daha anlaşılır hale getirmek gerekirse; 1'den 9'a kadar derecelendirilen THS ile proje önerisinin “pratiğe uygulanabilirliği” ve “ticarileşebilirliğinin” ne denli kolay ve mümkün olduğu ifade edilmeye çalışılmaktadır. Her bir derecenin (seviyenin) detaylı açıklaması işe şöyledir:

Ref: TÜBİTAK Teknoloji Hazırlık Seviyesi (THS) Bilgilendirme Sunumu

Yeni çağrılı sistemde sunulacak 1501 ve 1507 projelerinin öncelikli alan çağrı metninde her bir teknoloji dikeyinde açıklanmış başlıklarda tanımlı Teknoloji Hazırlık Seviyesi ile uyumlu olması gerekmektedir. Proje konusunun sahip olduğu THS’nin nasıl belirlendiğine dair gerekçelerin de proje öneri dosyasında detaylandırılması beklenmektedir.

Proje konusunun THS’ı ile alakalı detayları anlatmak için yeni 1501 ve 1507 proje dosyalarında 10.000 karakter hakkınız olacak. Sabır diliyorum :)

Peki sizler “sunmak istediğiniz proje önerilerinin Teknoloji Olgunluk Seviyesini nasıl hesaplayabilirsiniz?

Sağolsun TÜBİTAK sizi düşünmüş ve “Teknoloji Hazırlık Seviyesi Soru Setleri” başlıklı bir excel dökümanı hazırlamış. Bu dökümandaki ilgili kısımları doldurunca otomatikman THS skorunuz hesaplanıyor. Hem de bedava! Vallahi çok güzel hizmet.

TÜBİTAK’ın yayınladığı Teknoloji Hazırlık Seviyesi Soru Seti:
https://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/21566/tubitak-ths-soru-setleri-v21.xlsx

6. Proje Başvuru Dosyası formatları güncellendi ve daha detaylı başvuru dosyası şablonları devreye alındı.

Yeni çağrılı sistemde; şu ana kadar hiç 1507 veya 1501 projesi yazmamış olanların bayılmasına, birkaç kez 1507 veya 1501 yazmış olanların of çekmesine, 1 kere dahi 1511 yazmış olanların ise “ne varki bunda?” demesine neden olacak yeni bir proje dosyası formatı karşı karşıyayız.

Özetle; 1511 proje dosyası şablonu ile 1507&1501 şablonlarının birleşimiyle ortaya çıkarılan ve bence “şanına yakışır” bir dosya formatı var karşımızda.

Mevcut 1501 ve 1507 dosya formatlarından farklı olarak;

  • Firmanın (varsa) daha önce TÜBİTAK tarafından desteklenmiş projelerine ilişkin detaylar — 4 Alt Başlık (Bölüm A.2)
  • Projenin Çağrı Konusuyla İlişkisi ve Hedefleri — 5 Alt Başlık (Bölüm B)
  • Projenin Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları kapsamında olduğuna ilişkin gerekçeler ve THS’nin detaylandırılması — 2 Alt Başlık (Bölüm B)

başlıkları yeni çağrılı sistemde kullanılan proje başvuru dosya formatına eklenmiş. Yani çok daha detaylı bir proje dosyası hazırlanması ve haliyle proje yazım sürecinde daha fazla zaman ve emek harcanması gerekecek.

Ayrıca, “Proje Ön Bilgileri” başlığında, çok daha detaylı bir “soru ekranı” bizi bekliyor:

Her ne kadar çok detaylı ve kapsamlı görünse de, şayet proje yazımı öncesinde yeterince (literatür, patent, sektörel) araştırma yapmışsanız, rakip analizini olabildiğince detaylı şekilde gerçekleştirmişseniz, edebi yönünüz yeterince kuvvetliyle ve Ar-Ge sistematiği konusunda akademik ve bilimsel bakış açısı edinebiliyorsanız, eskiye nazaran proje yazmak hiç de zor değil.

Bir üstteki paragrafta yer alan gereksinimleri karşılamanın en doğru yolu; TEYDEB süreçlerine hakim bir profesyonelden destek almak ve proje konusuyla alakalı alanlarda çalışmalar yapan bir akademisyen ile işbirliği yapmaktır.

Özetlemek gerekirse, 4Temmuz 2022’den 9Eylül 2022 tarihine kadar proje başvuru yapılabilecek olan 2022 yılı 2.dönem 1501 ve 1507 çağrıları kapsamında proje önerisi sunmak istiyorsanız;

  1. Çağrı metnini iyice okuyun (2022–2 çağrı rehberi burada)
  2. TÜBİTAK 2020 Öncelikli Alan Rehberini iyice okuyun ve size en uygun başlığı seçmeye çalışın (en güncel öncelikli alanlar burada)
  3. Teknoloji Hazırlık Seviyesi kavramını iyi öğrenin
  4. Litetatür ve Patent araştırmalarını ihmal etmeyin
  5. Bu yazıyı ilgilenebilecek kişilerle paylaşmayı unutmayın :)

Umarım bilgilendirici bir yazı olmuştur. Buraya kadar sabredip okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Lütfen görüşlerinizi benimle (basarkaya23@gmail.com) paylaşın.

Sevgiler.

Başar.

--

--

Basar Kaya
basarkaya

Business Developer, Fundraiser, New Service Creator.