Han Şeyhun Kimyasal Saldırısı

Çağrı Çınar
batidandoguya
Published in
5 min readApr 24, 2017
Han Şeyhun’da kimyasal saldırıyı tasvir eden bir görsel

İdlib’e düzenlenen kimyasal saldırıda 100 üzerinde sivil hayatını kaybetmişti. 4 Nisan tarihinde gerçekleşen saldırıdan sonra, saldırı hakkında bir çok iddia ortaya atıldı. Suriye rejimi ve Rusya muhalifleri suçlarken, muhaliflere ait kimyasal silah deposunu vurduklarını iddia etti. Muhalifler ve Batı ise saldırıdan Rusya ve Suriye rejimini sorumlu tuttu. Gerçeği anlama konusunda taraflarca ortaya adılan iddiaları araştırdım.

İdlib’in Hay Şeyhun beldesine gerçekleştirilen kimyasal saldırıdan sonra ilk olarak bunun bir kimyasal saldırı olmadığı twitter’da ve facebook’ta bazı kesimlerce iddia edilmişti. Fakat, daha sonra şehirden gelen görüntülerden anlaşılacağı üzere ölenlerin yara almaması, cesetlerin üzerinde herhangi bir kan lekesi olmaması kimyasal saldırı ihtimalini doğrulamıştı. Daha sonra gelişen süreçteki tartışma konusu bu saldırıyı kimin yaptığıydı. Şam ve Moskova İdlib’teki muhalifleri suçladı. Argümanları muhaliflerin kimyasal silah ürettiği bir deponun savaş uçaklarınca vurulması sonucu böyle bir durumun ortaya çıkmasıydı. Saldırıdan sonra bölgeye giren ilk muhabirlerden biri olan Guardian’dan Kareem Shaheen’in çektiği fotoğrafları paylaşmak istiyorum.

Han Şeyhun’da kimsayal saldırı gerçeleştiği iddia edilen yerler

Suriye rejimi ve Rusya’nın iddia ettiği gibi silah deposuna ait görüntüler yok. Ayrıca Anadolu Ajanası da daha sonra bölgeye giderek saldırıyı hakkında bir haber yapmıştı. AA’nın havadan çektiği görüntülerde kimyasal silah deposu olarak vurulan yerin hububat siloları olduğu iddia edildi.

AA’nın havadan çektiği görüntüler

Görüntüler üzerine konuşacak olursak iddia edildiği gibi herhangi bir kimyasal silah deposunu andıracak yerlere düzenlenmiş saldırı görüntüleri yok. Fakat paylaşılan görsellere yönelik karşı argümanlar var. Ümit Kıvanç’ın konu hakkında yaptığı derlemede bahsettiği, MIT’de bilim, teknoloji ve uluslararası güvenlik dallarında ders veren Prof. Theodore A. Postol’un kimyasal saldırı gerçekleştirildiği iddia edilen ve benimde yukarıda paylaştığım çukur açılan yer hakkındaki iddiası. Postol “ Bu çukurun, sarin barındıran bir cephanenin uçaktan atılması sonucu meydana gelmiş olamayacağını iddia ediyor. Postol’a göre, içinde sarin bulunan bir kapsül çukura yerleştirilmiş, üstüne konan bir başka kartuştaki patlayıcı da uzaktan patlatılmış. Yani bu işi yerdeki, yakındaki birileri, yani silahlı muhalifler yapmış”. Burada akıllara takılan soru gerçekten iddia edildiği gibi görsellerdeki çukurlara kimyasal silahlar mı yol açtı ? Rusya ve Suriye savaş uçaklarının saldırılarda kullandığı bombalar göz önüne alınırsa tahribatın daha yüksek olması gerekmez miydi ? Eğer kimyasal mühimmat kullanılmamışsa bu kadar az tahribata neden olan uçakların saldırı düzenlemesi ne kadar mantıklı ? Değinmek istediğim bir konu daha var. Türkiye sınırında bulunan İdlib’teki en önemli ve güçlü grup Heyet Tahrir-Şam diyebiliriz. 2013 yılında şimdiki adıyla Heyet Tahrir-Şam o zamanki adıyla El Nusra örgütüne mensup militanların Adana’da sarin gazıyla yakalanmıştı. Bu noktada önceden böyle bir durumun yaşanması kafalarda soru işareti bırakıyor. Böyle bir saldırıyı Suriye rejiminin yapması da insanlara mantıklı gelmiyor. Bunun sebebi de Halep’i aldıktan sonra sahada avantajlı bir konuma geçen rejim uluslararası ortamda kendisini neden zor bir duruma soksun argümanı.

Saldırıdan sonra en çok tartışılan diğer mesele ise saldırıda hangi sinir gazının kullanıldığıydı. Sarin ve Klor gazı iddiaları ortaya atılmıştı. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü saldırıda sarin gazı kullanıldığını açıklamıştı. Sağlık Bakan’ı Recep Akdağ da daha sonra yaptığı açıklamada, “Saldırıda ölenlerin incelenmesinden sonra Han Şeyhun’da sarin gazının kullanıldığı kesinleşmiştir” dedi. Fakat Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü yaptığı açıklamada “Elde edilen bulguların sonucunda iki farklı sinir gazının (sarin-klorin) kullanıldığı görülmüştür” dedi. Saldırıdan sonra hastaneye kaldırılan insanların ve tedavilerinin çekildiği videolardan oluşan bir playlistde, insanlarda gözbebeklerin ışığa tepki vermemesi, ağızdan köpük gelmesi ve kasılma gibi semptomlar görülüyor. Bu semptomlar sarin gazı maruziyetiyle uyumlu olmakla birlikte sarin gazı maruziyetine özel değil.

Açıklamalardaki Tutarsızlıklar ve Tanıkların İfadeleri

Rusya Savunma Bakanı Sözcüsü Igor Konashenkov’un yaptığı açıklamada “ Yerel saat itibariyle 11.30 ile 12.30 arasında Han Şeyhun’da teröristlere ait bir kimyasal silah deposu imha edilmiştir. Burada üretilen kimyasal silahlar Irak’ta IŞİD militanlarına gönderiliyordu” dedi. Şu an sahada savaşan grupların kontrol ettiği bölgeler göz önüne alındığında böyle bir olayın gerçekleşmesi imkansız. Harita üzerinden bakalım.

24 Nisan itibariyle Suriye’de son durum haritası

Görüleceği üzere İdlib’te bulunan muhalif grupların Irak’a kimyasal silah ulaştırması için Suriye rejiminin ya da YPG’nin kontrol ettiği bölgelerden geçmesi lazım.

İkinci tutarsızlık ise saldırı saatleri. Yukarıda yazdığım gibi Konashenkov saldırı saatini 11.30–12.30 olarak vermişti. Buna ek olarak Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim saldırıdan iki gün sonra Şam’da yaptığı açıklamada “ Yerel saat itibariyle 11.30'da teröristlere ait bir silah deposu vurulmuştur” dedi. Fakat yukarıda playlist olarak paylaştığım videolara bakıldığında gaza maruz kalanların ya da hayatını kaybedenlerin hastahaneye getirilme görüntüleri 9.00–9.30 arasında Youtube’a yüklenmiş. Bellingcat’in konu hakkında yaptığı haberde tanıkların ifadeleri de Suriye ve Rusya’nın verdiği saldırı saatlerini yalanlıyor. Şu videodaki tanığın videsounda “ Saat sabah 7'de alarm sesleriyle uyandık. Tüm ambulansların Han Şeyhun’a gitmesi söyleniyordu. Han Şeyhun’a gittim ve burada bir çocuk ve adam kurtardım. Saldırı yapılan yerde herhangi bir askeri üs yoktu. Suriye rejimi bu katliamdan sorumludur.” ifadeleri geçiyor. Yine Bellingcat’in Arapçadan İngilizceye çevirdiği bir videoda 2.20'deki tanık “Bugün yerleşim yerleri saldırıya uğradı. Hava saldırıları yapılan yerlerde herhangi bir askeri üs yoktur. İlk roket saat 6.30'da biraz uzaktaki bir yere çarptı. İkinci roket burayı vurdu” şeklinde konuşuyor. Türk medyasında da Yeni Şafak’ın yaptığı haberde yine bir saldırıya tanık olan kişi saati 6.40 olarak söylemiş. Hastahane ve tanıkların videolarından anlaşılacağı üzere Rusya ve Suriye’nin verdiği saldırı saatleri tutarsız. Bir diğer önemli nokta ise saldırıya tanık olanların söylediği ifadeler. “ Burada herhangi bir askeri üs yoktu” “Vurulan alanlar sivil yerleşim yerleri” gibi cümleler Rusya ve Suriye’nin saldırıda kimyasal silah deposunu vurduk iddiasını da yalanlar nitelikte.

Tartışılan Görsel

Kimyasal saldırıdan sonra en çok konuşulan fotoğraflardan biri bu olmuştu. Rusya ve Suriye rejimini savunanlar White Helmets gönüllülerinin çıplak elle yaptığı müdaheleyi öne sürerek saldırıyı muhalif grupların yaptığı kurmaca bir olay olarak nitelemişti. Argümanları da kimyasal bir gaza maruz kalmış bir insana nasıl çıplak elle müdahele yapıldığıydı. Fakat ilerleyen saatlerde sivil savunma ekiplerinin tam donanımlı kıyafetlerle yaptığı müdahelelerin resimleri ve videoları sosyal medyaya düşmeye başlamıştı.

--

--