San Francisco Sokakları ve Silikon Vadisi

Serkan Yazıcıoğlu
Bankalararası Kart Merkezi
4 min readSep 14, 2018

45 yılı geride bırakan bizler için hayatlarında bağımlılık yaratan ilk polisiye dizisinin hangisi olduğu sorulduğunda, ilk akla gelen cevaplar arasında şüphesiz San Francisco Sokakları yer alacaktır. Karl Malden (Emniyet Amiri Mike Stone) ve Michael Douglas’ın (Dedektif Steve Keller) müthiş performansları şüphesiz bu yapımın gelmiş geçmiş en iyi klasik polisiye dizileri arasında yer almasını sağladı. San Francisco’nun yokuşlarıyla, köprüsüyle ve tramvayları ile TV başında herkesin tanışmasının ana nedeni, dizinin yayınlandığı 1980’li yılların başında tek kanalın TRT olmasıydı. Çünkü o yıllarda TV izlemek demek TRT izlemek demekti ve böyle bir dizinin ıskalanma şansı yoktu.

Bu yaz uçağımız San Francisco’ya inerken aklıma ilk gelen bu dizi ve ona ait kareler olmuştu…

Evet tramvaylar, yokuşlar aynen duruyordu ama artık sokaklar 80’li yılların başına göre değişim göstermişti. Hatta şehrin yakınlarına Silikon’dan bir Vadi yapılmıştı ve amaç biraz da oranın sokaklarında dolaşmaktı.

Artık bu şehri dünyanın cazibe merkezi yapan en önemli nedenlerin başında – şüphesiz Golden Gate köprüsü ile birlikte – dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinin, bütün önemli girişimlerinin bu şehirde bulunması geliyordu.

Kendine güvenen, sıra dışı bir fikre sahip olduğuna ve bu fikrin dünya üzerinde anlamlı bir fark yaratacağına inanan herkesin mutlaka gelmek istediği yerin adı uzun zamandan beri Silikon Vadisi idi. Farklı fikirleri olan herkes burada birbiriyle görüş alışverişinde bulunuyor ve kafasındaki çözümü daha da mükemmel bir noktaya getirmeye çalışıyor. Girişimçiler, yatırımcılar,yazılımcılar hep birlikte dünyanın en büyük inovasyon merkezini oluşturmuşlardı.

Silikon Vadisi deneyimi sırasında bize Duygu Öktem Clark rehberlik etti. Kendisi Venture Partner. Türk Telekom’da çalışırken ilgili duyduğu girişimcilik merakı onu Silikon Vadisine kadar getirmiş. Türkiye’deki start-up’lara yatırım yapan VC’ler için çalışıyor. Türk start-up’larını hem Türkiye’den hem de San Francisco’dan yakından takip ediyor, değerlemelerini yapıyor. Yatırım kararlarına ışık tutan değerli bilgiler paylaştı.

VC’lerin yatırım kararlarında ne etkili oluyor?

  • Ekip,Ekip,Ekip….iyi bir ekip hele ki uzun süredir birlikteyse değeri artıyor.
  • Ekip yoksa yatırım da yok. Solo Founder’lara yatırım yapmaya daha uzaklar. Aynı şekilde karı-koca yönetimde olan firmalara da uzak duruyorlar.
  • CTO mutlaka içeride olmalı. Ürün ve Teknoloji tarafından kimin sorumlu olduğu çok önemli. Zor günlerde ekip nasıl çözümler buldu ? sorusuna özellikle cevap arıyorlar.
  • Faaliyet gösterilen pazar büyüklüğünün 1 mia usd olması bekleniyor.
  • Ürünün ilk kullanıcılarının memnun olması ve çevrelerine tavsiyede bulunması çok önemli.
  • Farklı ülkelerdeki yaygınlaşma potansiyeli değerlemeyi artıran diğer bir faktör.
  • Fikirden çok nasıl nasıl hayata geçirildiği önemli.
  • Silikon vadisi için network’un ve bilinirliğin çok önemli olduğunu söyledi.

Network gerçekten önemli mi ?

San Francisco’da çok büyük yatırım bütçeleri olan kuruluşlar var. Bir köpek gezdirme uygulamasına 600 mio usd değer biçebiliyorlar. Ama bu uygulamaların arkasında büyük bir data ve büyüme potansiyeli bekliyorlar. Eğer bu potansiyeli gösteremiyorsanız bu sefer en ufak bir yatırım için 100’den fazla yatırımcı ile görüşmeniz gerekebilir. Bu da network sahibi olmanın önemini gösteriyor.

Gerçekten San Francisco ve Silikon Vadisi dünyası için bu altın kural. Ne kadar başarılı bir ürününüz olursa olsun doğru kişilere ulaşabilmeniz çok önemli. Orada tanıştığımız Türk girişimci Şahin Boydaş hayatını Silikon Vadisinde geçiriyor ve herkes ile ilişki kuruyor,tanışıyor. Movielala isimli uygulamayı geliştirmiş ve satmış. Şimdi ise mobil augmented reality üzerine bir startup’ı var. https://www.leoapp.co

İşinizin her detayını bileceksiniz:

Lokasyon bazlı CRM uygulaması yazan Instapio kurucusu Sena Zorlu çok önemli bir rol model. Kendisi Uluslararası İlişkiler okumuş ancak kendi girişimini kurduktan sonra data konusunda resmen profesör olmuş gibi tüm teknik detaya hakim. Ürünün bütün süreçlerine öyle hakim ki uzmanlık alanını tahmin edebilmek mümkün değil. O yüzden artık mesleklerin pek bir öneminin olmadığına iyice inandım. Zaten kendi İTÜ geçmişimde Maden Fakültesi, Elektrik ve Elektronik Fakültesi ve sonrasında İnşaat Mühendisliği olan biri olarak sonrasında İşletme okuduktan sonra mesleklerin çok önemli olmadığını zaten biliyordum. Ancak Sena ile yaptığımız görüşme sonrasında, Hukuk ve Tıp alanı dışında, herkesin bir gün başkasının işini yapabileceğine iyice inandım. Tıp ve Hukuk için de kendinizin avukatı ve doktoru olabileceğiniz bilgilere de ulaşmak çok zor değil ancak yasal olarak bu işleri diploma olmadan yapamazsınız :)

Yazılım mühendisi açığı:

Doğal olarak oraların yazılımcı cenneti olduğunu düşündüm ama durum hiçte öyle değil. İyi bir yazılımcıya en az bizler kadar ihtiyaçları var. Görüştüğümüz firmalarda yazılımcıları nasıl seçtiklerini sorduğumda, seçme şanslarının pek olmadığını, yetişmiş insanın ve iyi yazılımcının sanılandan çok daha sınırlı olduğunu söyledi. Şahin Boydaş, BKM Express Mobil uygulaması içindeki kartların bulunduğu ekranı görünce çok etkilendi. “Buralarda böyle başarılı bir görsel tasarım görmek çok zor” dedi. Bu da genç yazılımcılarımız, tasarımcılarımız için çok büyük bir potansiyel.

🇹🇷 Türkiye’nin Devleri:

Gençler demişken San Francisco’ya damgasını vuran tecrübeli gençlerimiz var.

Türkiye Ödeme Sistemlerinin gelişiminde büyük katkısı olan Mehmet Sezgin tarafından kurulan My Gini, şimdi Amerika’da banka ve iş yerlerine kolay uygulanabilen CRM ve Sadakat çözümleri sunuyorlar. Ekipte Yalın Özcan , Toga Köktuna gibi önemli isimler de bulunuyor.

San Francisco girişimcilik dünyası için çok önemli ve ilham verici kişilerden biri de Magdelena Yeşil. Salesforce gibi çok sayıda başarısından sonra şimdi de genç bir ekip ile bankaların hayatını kolaylaştıracak çözümler geliştiriyor.

Türkiye’nin ruhu genç tecrübeli bankası İş bankası ise ortaya bir vizyon koymuş. Dijital transformasyon için Amerika’dan teknoloji transfer etmek adına MaxiTech isimli şirketi kurmuşlar. Önemli projeler için çalışıyorlar.

Bankacılık Sistemi:

Burada bankaların hem kullandığı teknolojiler hem de servisler bizlerden geri. Örneğin EFT sorunlu ve her zaman çalışmıyor. Verdiğiniz otomatik ödeme talimatlarını her ay kontrol etmeniz gerekiyor…O yüzden US bankalarına sunulacak her türlü basit,faydalı ve kolay uygulanabilir API çözümleri büyük fayda sağlar. Türkiye’de Bankacılık ve Ödeme Sistemlerinde çalışmış kişiler için büyük fırsatlar var.

San Francisco sokakları ile başlamıştık…Evet San Francisco sahip olduğu güzelliklere rağmen hayatın içindeki gerçekleri yine sokaklarda görmek mümkün. Sokaklarda yaşayan çok fazla “evsiz” var.

Dünyanın teknoloji ihtiyacına çözüm bulmaya çalışan bir şehrin, insanoğlunun temel ihtiyaçlarından olan barınma konusunu bu şekilde çözümsüz bırakması da hayatın içindeki gerçekler olarak karşımıza çıkıyor…

--

--

Serkan Yazıcıoğlu
Bankalararası Kart Merkezi

📱Dijital dünyayı büyütmek için çalışır, kendini tekrarlamayan günlerin zenginlik olduğuna inanır.