Nostalji: Dijital İçeriğin Geleceği Üzerine

Berk Orbay
berk-orbay
Published in
3 min readAug 8, 2012

Amazon’un yeni özelliği Cloud Drive için devrim niteliğinde deniyor. Bundan önce de Steve Jobs’ın DRM’e karşı verdiği ve kazandığı savaş için devrim niteliğinde deniyordu. Aslında olan şey ideal dijital içerik satış sistemine bir adim daha yaklaşmak oldu.

Medya firmalari dijital içeriğin işleyişini kavramak konusunda epey geç kaldılar. Bir kısmı hala anlamadı. Anlayanlar da içeriklerini korumak için çok büyük hatalar yaptılar. Bu da korsan içeriğin patlamasına sebep oldu. Beğendiğiniz bir şarkının mp3 hali yasal olarak satılmıyorsa, satılanlar da DRMli ise haliyle korsan kullanıyorsunuz.

Son moda ise içerigin akış (stream) olarak yayınlanması oldu. Yani belli bir ucret veriyorsunuz ve o içerik sizin bilgisayarınıza inmeden yararlanma imkanına sahip oluyorsunuz. Buna birkaç örnek verebilirim. Yakında Facebook uzerinden film kiralayıp izleyebileceğiz. Bunun yanında IPTV hizmetleri de benzer ozellikler gosteriyor. Aylık belli bir ücret odeyerek birçok filmi internet üzerinden izleyebileceğiz. Öte yandan, zamanında Napster’ı kurup bu telif olayları yüzünden başı çok derde girmiş olan Sean Parker, Spotify denen bir hizmeti devreye soktu. Ücretli ve ücretsiz versiyonları olan Spotify’da aylık cüzi bir ücret ödeyerek devasa bir müzik arşivinden parçalar dinleyebiliyorsunuz. Spotify başarılı bir iş fikri.

Birkaç yıl önce okuduğum bir araştırmaya göre insanların ezici bir çoğunluğu dijital içeriğin sahibi olmak istiyor, sadece internetten izlemek/dinlemek değil. Akış seklinde izlemenin bir diğer negatif yönü ise tekrar izlemek/dinlemek istediğinizde dowloadınızın yani veri hacminizin artması demektir. Ülkemizdeki komik kotalı internet hizmetleri yüzünden pek tercih edilen bir durum değil.

Yine de gelecekte dijital iceriğin satışında iki iş planının öne çıkacağını düşünüyorum. Birincisi dijital iceriği size sattiktan sonra her şeyiyle sizin yapan sistemler. Yani bir film satın aldığınızda onu istediğiniz zaman istediğiniz kalitede istediğiniz cihazda izleyebilecek istediğiniz kadar indirebileceksiniz. Buna korsan içerik artar ile cevap verilebilir ama zaten bir film yayınlanmadan önce bile korsanı internete hem de en yüksek kaliteyle düşüyor. İçeriği satın aldıktan sonra bir tek ekstra indirmelerde veya internetten izlemelerde para verirsiniz.

(not: Türk korsanları Türk filmlerini vizyona girmeden önce satmama kararı almışlar diye okumuştum bir yerde. Bu da bir etik anlayışı.)

İkincisi ise belli bir ücrete belli bir süre için büyük dijital arşivlerden yararlanmak için para verirsiniz. Spotify örneğinde olduğu gibi.

İleride içerik sağlayıcı (eser sahibi) bazında da önemli değişiklikler olacak. Eserin ortaya çıkışından son kullanıcıya gelişinde büyük bir süreç sadeleştirmesi olacak. Herkes yazdığı bir kitabi, bestelediği bir şarkıyı internetten kendi başına kolayca satışa sunabilecek. Bugün bu imkan belki mevcut ama böyle sistemler henüz kolayca oluşturulamadığı için yaygınlaşmış vaziyette değil. Facebook’tan önce de benzer siteler vardı ama Facebook’un başarısını yakalayamadılar. Aklıma gelen bir örnek Google ve Apple en son internet uzerinden ödeme sistemleri konusunda rekabet ediyorlardi. İki şirket de bu sistemleri sitenize kolayca entegre etmenizi sağlıyor ve sattığınız içerikten yüzde 15 ve 30 arasında pay alıyor. İlginç tarafı kitapçılar da o civarda pay alıyorlar.

Ben bu iş fikirlerini zamanında bizim okulun yarışmasına göndermiştim. Simdi de alakalı olarak bir bulut bilişim fikri gönderdim ama genelde bu tür fikirler hayata geçmeden çok ilgi görmüyor :)

not: Amazon’un asıl devrim yaratan hizmeti Cloud Drive değil dijital kitaplarınızı 14 gün boyunca ödünç verebilmenize imkan tanıyan başka bir hizmet. Zamanında bunu da yazmama rağmen bu kadar erken hayata geçebileceğini düşünmemiştim.

Son olarak yeni teknolojinin ışığında fikri mülkiyet hakları kanunlarının ileride gözden geçirilmesi gerekiyor. Büyük ihtimalle kişisel kullanım için belli bir sene -mesela 5 sene- sonra ücret ödenmesi gerekmeyecek. Şu anki haliyle eser sahibinin ölümünden sonra 70 sene geçmesi gerekiyor.

20 Nisan 2011'de yazmışım. Bu konulardaki gelişmeler ve gelecekte olabilecekler üzerine öngörülerimi içeriyor. Türkçe karakterleri ekleme ve bir iki imla düzeltmesi dışında dokunmadan koyuyorum. Başka bir iş için çabuk bir şekilde yazmam gerekiyordu, bu yüzden yazının referansları yok. Bir ara eklemeye niyetliyim :)

--

--

Berk Orbay
berk-orbay

Current main interests are #OR and #RL. You may reach me at Linkedin.