6 Soruda Asbest

Havagazı Fabrikası’nın yıkımıyla gündeme gelen asbest hakkında bilinmesi gerekenleri derledik.

İnşaat Suçları
beyond.istanbul
4 min readOct 20, 2017

--

Asbest nedir?

Geçtiğimiz kış, Ankara’daki eski Havagazı Fabrikası’nın yıkımı sırasında gündeme gelen asbest, aslında, daha önceden gündemde bu boyutta yer etmemiş olmasına şaşılacak kadar eski bir geçmişe sahip.

Halk dilinde 4 bin yıldır ‘amyant’ olarak bilinen asbest, işlenmesi kolay, ısıya dayanıklı, kolaylıkla bükülebilir, koku yapmayan bir madde. Bu nedenle, çatı kaplamalarından, yağmur suyu borularına, bina içi bölmelerine kadar pek çok yerde asbestli yapı malzemeleri kullanılıyor. Bir saç telinden 2 bin kez daha ince olan asbest lifleri, havaya karışıp solunum yoluyla hastalıklara yol açtığı gibi, parmak ucuna batan bir asbest parçası da vücut içinde yürüyüp kalbe kadar ulaşabiliyor. (Milliyet, 16 Şubat 1987)

Yüksek ısıya dayanıklı ve lifli bir yapıdaki asbest mineralinin kanserojen özelliği 1950'lerden beri biliniyor. Birçok Avrupa ülkesinde 1990'ların sonuna dek gemi, uçak, otomobil, ısı ve ses izolasyonunda, inşaatlarda, ısıya dayanıklı tekstil ürünlerinde ve makine konstrüksiyonlarında olmak üzere yoğun olarak 3000'den fazla endüstriyel üründe kullanıldı(1).

Asbest neden zararlı?

Asbest solunum yolu ile etki eder ve solunum sisteminde farklı patolojilere ve/veya kansere (akciğer kanseri, mezotelyoma) sebep olur(2). Asbestoz ve mide-bağırsak kanseri bilinen diğer asbest kaynaklı hastalıklardandır(3).

1967 yılı, gazetede yer alan asbestli boru reklamı (17 Ağustos 1967, Milliyet Arşiv)

Hangi maddeler asbestli olabilir?

Asbest söküm uzmanlığı eğitim programında(4) asbest içerebilecek malzemeler şu şekilde tanımlanmaktadır:

  • Asbestli iplik, elyaf dokuma
  • Asbestli çimento levha, boru
  • Asbestli yalıtım malzemesi
  • Asbestli conta, fren ve debriyaj balataları
  • Asbestli kâğıt ve karton
  • Marley yer döşemeleri

Asbestli maddeler nerelerde bulunur ve asbeste kimler maruz kalabilir?

Asbest söküm uzmanlığı eğitim programındaki verilerden hareketle, “asbestli” olarak nitelenen maddelerin asbestli oldukları aşikar. Peki iplik, elyaf dokuma ya da kağıt ve karton gibi hayatın pek çok alanında karşılaşabileceğimiz malzemelerin asbestli olup olmadıklarını nereden bilebileceğiz? Bu ihtimalin yüksek olduğunu gösteren iş alanları şöyle sıralanıyor (4):

  • Asbest söküm işleri
  • Asbestli toprak çıkarılması ve kullanılması
  • Asbestli dokuma endüstrisi (asbestli iplik, elyaf, dokuma yapımı)
  • Asbestli çimento endüstrisi (levha, boru yapımı vb.)
  • Yapı işleri (asbestli levha, boru, yalıtım malzemesi kullanımı, işlenmesi, kesilmesi vb.)
  • İzolasyon (ısı ve ses yalıtım malzemesi, ateşten koruma amacıyla levha, plaka, sargı materyali şeklinde kullanılması)
  • Kâğıt endüstrisi (asbestli kâğıt ve karton yapımı ve kullanımı)
  • Balata yapımı ve kullanımı (fren ve debriyaj balataları) vb. işler
  • Asbestli conta imalatı ve işlenmesi
  • Plastik yer karosu (marley) ve yer kaplama malzemesi

Bu iş alanlarında çalışanlar, asbeste maruz kalma riski yüksek olan kişilerdir. Ancak bugün, kentsel dönüşüm faaliyetleri neticesinde yaşam alanlarımızın birer şantiye alanına dönüşmesi asbeste maruz kalma riskini herkes için artırıyor. Asbest, Türkiye’de su borularında, bugün 30–40 yıllık çoğu binanın çatı ve çatı izolasyon malzemelerinde, pencere, yağmur borusu, yer kaplamalarında, araba balatalarında, sobaların arkasına konulan sarı-gümüş renkli panellerde yer alıyor (1). Kırsal alanda ise “ak toprak” olarak bilinen, kolay olarak doğadan çıkarılabilen asbest, evlerde su yalıtım ve ısı yalıtım malzemesi olarak kullanılmaya azalarak da olsa devam ediyor.

Asbestten korunmak mümkün mü?

Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’te asbestli maddelerin bulunabileceği hallerde ne yapılması gerektiği detaylı olarak tanımlanmakta. Yönetmelik yıkım öncesi, yıkım sırası ve yıkım sonrası yapılması gerekenleri açıkça ifade ediyor. Asbestle çalışmalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği, hangi tedbirlerin alınması gerektiğine yönetmelik üzerinden kısaca bir bakalım.

Yıkım öncesi

  • Asbest ölçümü ve risk değerlendirmesi yapılır
  • Yerinde inceleme yapılır ve gerekli tedbirler (uyarı levhaları, önlemler, çalışma alanının düzenlenmesi vb) alınır
  • İş planı hazırlanır
  • Asbestin etrafa yayılmayacağı bir çalışma sistemi kurulur
  • Yıkım izni alınır

Yıkım sırası

  • Çalışma, asbest söküm uzmanı nezaretinde, asbest söküm çalışanı tarafından yapılır
  • Havadaki asbest oranı, yönetmelikçe belirlenmiş sınır değeri geçerse, işveren çalışanların korunması için aşağıdaki önlemleri alır:

a) Solunum sistemi ve kişisel koruyucu donanımı çalışanların kullanmasını sağlar, çalışma sürelerini belirler

b) Sınır değerin aşılması ihtimali olan yerlere uyarı levhası asar

c) Asbest veya asbestli tozun çalışma alanı ve tesis dışına yayılmasını önler

Yıkım sonrası

  • Asbestli malzeme, sızdırmaz paketler içinde taşınır ve diğer malzemelerden ayrı depolanır
  • Asbestli atıklar, içinde asbest olduğu belli olacak şekilde etiketlenir ve yönetmeliğe uygun şekilde yok edilir

Asbest içerme riski bulunan ortamlar, asbestle çalışma yönetmeliğinde tarif edilenlerle sınırlı. Yani, anayasal düzenlemelerin günümüz pratiklerine yetersiz kaldığını söylemek mümkün.

Türkiye’de hangi binaların asbestli malzeme içerdiğine dair sistematik bir çalışma bulunmuyor. Bu durum, son yıllarda hız kazanan kentsel dönüşüm uygulamalarının halk sağlığına verdiği psikolojik zararların yanısıra fizyolojik etkilerini de ölçülemez kılıyor.

Yönetmeliğe göre asbestli çalışmaların kaydının tutulması mecburi. Bu da, Türkiye’de asbeste dair sistematik çalışma eksikliği ile çelişen bir durum yaratıyor. Özellikle son zamanlarda karşılaştığımız yıkım usulsüzlükleri, yönetmeliklere uyulduğuna ve yıkımların kontrol edildiğine dair güvensizlik ortamı yaratıyor.

Asbest şüphesi varsa ne yapmalı?*

Yaşadığımız çevrede ya da önünden geçip giderken asbestli olduğunu düşündüğümüz bir binanın yıkımı ile karşı karşıya kalabiliriz. Belki de kentsel dönüşüm süreci içine girmiş bir mahallede, hafriyatı hala taşınmamış yıkıntıların arasında yaşamak durumunda kalıyoruzdur. Bu gibi durumlarda:

  • İlgili merkez ilçe belediyeleri veya il belediyelerine bağlı zabıta ekiplerine, yıkım yapıldığına dair ihbar telefon, resmi internet sitesi, e-posta veya sosyal medya hesapları üzerinden yapılabilir.
  • Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) üzerinden telefon, internet, mektup veya faks ile şikayette bulunulabilir.
  • Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri’nden yıkım yapan şirketin yıkımla ilgili risk değerlendirmesi raporu sunup sunmadığı, asbest içerebilecek malzeme ve yerlerini belirlemek için inceleme yapılarak gerekli tedbirler alınıp alınmadığının incelenmesi ve bu konuda tarafınıza bilgi verilmesi istenebilir.
  • Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden, yıkılmak üzere olan binada, çevrede oluşacak toz ve gürültü kirliliği ile ilgili önlemler alınıp alınmadığıyla ilgili bilgi istenebilir, yıkım işlemlerinin çevre mevzuatına uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin denetlenmesi istenebilir.

Bu seçenekler, asbestli binaların yıkımını denetim altında tutmaya yarayan hukuki araçlarımız. Ancak elbette yönetmeliklerin uygulanıp uygulanmadığından şüphelendiğimiz bir güvensizlik ortamında, bu hukuki araçlar yeterli kalmıyor.

Yalnızca asbestli değil, her türlü yıkım ve inşaat faaliyetlerinde yönetmeliklerin açıkça ifade ettiği tedbirlerin alınmasını sağlamak, haklarını bilen yurttaş denetçilerin baskısına ve fikri takibine kalıyor.

Referanslar:

(1)İş Cinayetleri Almanağı 2016

(2)Asbest Nedenli Hastalıklar ve Kanser

(3)Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik

(4)Asbest Sökümü ile İlgili Eğitim Programlarına İlişkin Tebliğ

*Cömert Uygar Erdem’in Evimizin Karşısında Asbestli Bina yazısından uyarlanmıştır.

--

--