Enerji Üzerine Derlemeler-1

Ayça Güler
BİLTEK
Published in
3 min readJul 28, 2023
Photo by Federico Beccari on Unsplash

Enerji kısa bir tanım ile iş yapabilme yeteneğidir.Enerji kinetik ve potansiyel enerji olarak ikiye ayrılabilir. Kinetik enerji aynı zamanda ‘hareket’ enerjisi olarak da bilinebilirken; termal enerji, elektrik enerjisi, elektromanyetik radyasyon enerjisi ve mekanik enerji gibi türleri vardır. Potansiyel enerji ise maddenin bulunduğu yere göre kazandığı enerjidir. Elektromanyetik, zayıf ve güçlü nükleer enerji potansiyel enerji türleridir. Yer çekimi sayesinde cismin kazandığı enerji de buna örnek verilebilit.

Enerji ise günümüzde makineleşme ve sanayi devrimleriyle birlikte daha önce tarihte görülmemiş bir miktarda kullanılır. Enerji kaynakları yenilenmesi ve tükenebilir olması bakış açısıyla incelenip farklı kategorilere ayrılınabilir. Yenilenebilir enerji kaynakları, enerjiyi sınırsız bir kaynaktan alır. Buna güneş ve rüzgar örnek verilebilir. Solar paneller güneş enerjisini kaynak olarak kullanır iken rüzgar türbinleri ise rüzgarın kinetic enerjisini kullanır. Fosil yakıtlar tamamıyla yenilenemez kaynaklardır. Kömür, petrol , doğal gaz gibi enerji kaynakları milyonlarca yıl yer altında kalmış bitki ve canlı fosillerinden oluşmuştur. Bu yüzden de yüksek miktarda karbon ( C ) elementi içermektedirler.

Nükleer enerji atom çekirdeklerinde gerçekleşen radyoaktif tepkimeler sonucu ortaya çıkan bir enerji türüdür. Fisyon tepkimesi sırasında Uranyum-235 çekirdekleri ile nötronlar çarpışır. Bu sırada Uranyum-235 çekirdeği nötronla birleşerek kararsız Uranyum-236’ya dönüşür ve bölünür. Bu fisyon tepkimesinin sonucunda ise açığa ısı enerjisi ve nötronlar çıkar.

20.yy’da kullanılmaya başlanan nükleer enerji, yaygınlaşmaya başladığı dönemde arazisinde petrol gibi fosil yakıtlar bulunmayan ülkelerin dikkatini çekmişti. Bu sayede 1970’li yıllarda ortaya çıkan petrol sıkıntılarıyla birlikte nükleer enerji santrallerinin inşaası tüm dünyada hız kazandı. Dünyanın ilk nükleer enerji santrali Obinsk Nükleer Enerji Santrali ise 1954 yılında o zamanki Sovyetler Birliği’nde açıldı.

Nükleer enerji yenilenemez olduğu halde sürdürülebilir,erişilebilir ve ucuz bir enerji kaynağı. Bir önceki gönderide yer verdiğimiz yenilenebilir enerji kaynakları gibi rüzgar ve güneşe muhtaç değil, 7/24 bir üretim kapasitesine sahip. Uranyum ise dünyada farklı coğrafyalarda yer almakta. Günümüzde kullanılmayan fakat ileride nükleer enerjinin ham maddesi olabileceği düşünülen Toryum elementine ise ülkemizde büyük bir kaynak olarak bulunuyor. Aynı zamanda ise teknoloji bu atıkları dönüştürmek için yeterince uygun değil. Yeterli teknoloji olmasına ragmen çok yüksek meblağalardan dolayı yeniden kullanmak yerine soğuk su havuzlarında depolanması tercih ediliyor. Ayrıca meydana gelebilecek en küçük bir kazada ya da hatada hem doğamız hem de canlılar için çok ölümcül sonuçlar ortaya çıkabilir.

Chernobyl Faciası ya da Chernobyl Nükleer Enerji Santrali Kazası, ülkemizin konumu da sebebiyle çocukluğumuzdan beri aşina olduğumuz bir konu. 2019 Yılında HBO kanalında yayınlanan ‘Chernobyl’ adlı diziyle de beraber bilinirliği dünya çevresinde fazlasıyla arttı.

Günümüzde terk edilmiş olan santral; Ukrayna sınırlarında bulunan Pripyat kasabası yakınlarında, Chernobyl şehrine 16.5 km ve Belarus -Ukrayna sınrına 16 km uzaklıkta bulunmaktadır. Kuruluşu ise Sovyetler Birliği döneminde 1977 yılında denilenebilir. Şu anda bilim insanlarının 1. Nesil diye tabir ettiği nükleer reaktörler ile çalışmaktaydı — RBMK 100-.

25 Nisan 1986 Gecesi dördüncü reaktörün test edilmesi sırasında otomatik güç modunda ortaya çıkan bir hatadan başlayan bu facianın keşfedilme hikayesi ise çok ilginç. Sıkıntıyı fark eden Rus bilim insanları Soğuk Savaş döneminin de etkisiyle bunu gizlemeye karar verdi. Farketmedikleri bir nokta vardı ki patlamanın olduğu zaman var olan rüzgar akımı radyasyonu 1100 km uzaktaki İsveç Forsmark Nükleer Enerji Santrali’ne taşıdı. Bir çalışanın aradan dönerken radyasyon mönitorlerinde farkettiği ayakkabısından gelen yüksek radyasyon seviyesini farketmesiyle bu olay anlaşıldı. İsveçli bilim insanı ilk önce kendi iş yerinde bir patlama olduğunu sansa da kısa bir araştırmayla bunun Sovyetler Birliği’nden geldiği 28 Nisan 1986 günü anlaşıldı. İsveçli bürokratların ve ABD’nin tepkileriyle bu kaza kabul edildi.

--

--