Ben VAR’ ım!..

Nesrin FIRAT
Bi’ Dünya İçerik
4 min readMar 25, 2021

Ne bir psikolog ne de sosyoloğum. Yalnız çok iyi bir gözlemciyim! Yıllar içerisinde ailemi, arkadaşlarımı, öğretmenlerimi, yöneticilerimi, ekip arkadaşlarımı… ilgili ilgisiz birçok canlıyı ve özellikle özellikle insanı gözlemledim. Bugün de ilişki yönetiminden iş yönetimine odakta olan insanın var olma çabası üzerine birkaç kelam edeceğim. Görsel kullanmayacağım yalnız keyifli bir okuma olması için elimden geleni yapacağıma söz verebilirim. Başlayalım o halde ;)

Unutmayın ki her şey ama her şey var olmak içindir. Var olmak için de var etmek gerekir (NEF).

Çocukluğunuza gitmenizi istesem hatta bebekliğinize. “Hatırlamıyorum o kadar küçük yaşları” diyebilirsiniz. Eh normal :) O halde, en yakınınızda bulunan bir bebeği/çocuğu gözlemleyin. Eldeki nimetlerden faydalanabilmek ve görebilmek… İşte tüm giz burada. Bebek varlığını göstermek adına acıktığında ağlar, bez değişimi istediğinde ağlar, ilgi istediğinde ağlar. Her yeni gün farklı tepkiler ile varlığını size duyurma çabasındayken aynı zamanda taleplerini de hareketleri ve kendince ifadeleri ile (agular gugular…) anlatma çabasındadır. Temelde iletişim var. Peki onun temelinde ne var hiç fark ettiniz mi? Ben VAR’ ım, fark et!.. duygusu var.

Şimdi alın bunu ilişkilerinize uyarlayın, iş yaşantınıza entegre edin. İşte hayatını yaşanmaz kılan bizler, aslında var olmak için çığlıklarımızı, var edebilmek üzerine kurgulamadığımız için atmaktayız.

Var etmek!.. Çok önemli bir cümle okuyup geçmeyin lütfen. Bir düşünmenizi istiyorum. Bugüne kadar neyi var ettiniz? Sevgiyi, saygıyı, değeri… Yani ne ürettiniz?

Değer veren değer bulur, derim her daim (Bu arada laf aramızda sözlerimi bazen ben de severim ;)). Tüm canlıları düşünün, hayvana, bitkiye, yaratılmış her tür canlıya ya da cansız varlıklara, en önemlisi insana… Değer verirseniz o da size değer verir. Ne kadar kıymetli bir kazanım değil mi? Bu değer buluşlarının kırılım noktası nedir peki? Ne zaman değersizleşirsiniz? Varlığınızın farkında olunmama durumu; önce içinizde iç hesaplaşmalara, sonra beyninizin sizi alt etmesiyle ve tetiklemeler ile dışa yansıyan durumsal gerçekliklerle hissetmez ya da hissettirmez misiniz? :)

Gelin yine size bir sır vereyim. Kendi içimde sorgulamalarım vardır. Kişi öz eleştirisini yapabilmeli ve gelişim bildirimlerini verebilmeli kendisine. Bunu yaparken de en ağırından yapmalı ki çevresinden gelecek en ağır eleştirileri de kaldırabilsin yüreği. Çevresinden gelen bildirimlere de açık olmalı. Dostum olan bana gelişim bildirimi verendir derim. Yalnız öyle herkesin söylediğini de hemen almamak gerekiyor (sizi tanıyan yakınlarınız dışında). Tam da bu noktada Değerli Dostum Hülya MUTLU’ nun bir buluşmamızda söylediği bir İngiliz atasözünü dile getirmek isterim. “Bir kişi size at derse gülüp geçin, 2 kişi size at derse durup bir düşünün, eğer 3 kişi size at derse gidip bir semer alın.” Öz eleştiri çok kıymetlidir insanın var olma hikâyesini inşa ettiği yolda, çünkü insanoğlu ne kadar mükemmel olursa olsun, kendi penceresinden kendi doğruları ile bakar ve gözlemler, yorumları da bu pencereden olur. İşte firmaların taze kan ihtiyacı bundan dolayı nükseder.

Ben VAR’ ım demek ne ağırdır bir bilseniz!.. Yıllardır en ağırını yaşayan bir bireyim. HİBRİT olduğumu ısrarla kanıtlamak, yanlış yapıyorsun her dalda uzmanlığının olduğunu söylemen sana zarar veriyor, yalınlaştır, bir uzmanlık dalında kendini ortaya koymalısın, diyen tüm dostlarıma, hocalarıma(aflarına sığınıyorum) inat yolumdan vazgeçmeyişime ve ısrarla ben birçok dalda uzmanım ve VAR’ ım diyerek ilerleyişime, çevremden de özellikle onları onaylarcasına, “bi insan her şeyden anlamaz bir uzmanlığı olmalı, böyle her dala atlaması güvensizlik oluşturuyor.” bakış açısıyla yaklaşan firmaların beni görmemelerine inatla ben varım deyişim ve çizgimden asla ödün vermeyişim…

Ne hikâyeler var gözlemlediğim ya da yaşanılmış, hiç girmeyeyim. Yalnız bu paragraf size bir şeyi anımsattı mı? Yeni mezun öğrenciden deneyimin yok diye işe alımını gerçekleştirmeyen firmalar, Doğan Cüceloğlu Hoca’ nın avakado çekirdeğindeki potansiyeli görme ya da görememe hikâyesi, çocuğun varlık mücadelesi…

Ağlamayan bebeğe emzik vermezler atasözü ne kadar anlamlıdır. Yalnız burada “ağlama” terimindeki kasıt, iletişime geçmektir, yakınma değildir asla!

Bebek ve çocuğun ebeveyn ya da akranları ile,
Öğrencinin öğretmeniyle, arkadaşıyla,

Çalışan ekip ve diğer iş arkadaşları ve yöneticileri ile,

Satış temsilcisi müşterisi ile,

İş sahibi, ekipleri ve rakipleri ile,

Temelde insanın, insan ile açık iletişimde olması, ona değer vermesi değerlenmeyi ve değerlendirmeyi sağlamakta.

Yeni yaşanılan bir hikâyeden bahsedeyim. Çıkarımları da tek tek yorumlayalım sizlerle.

24 Mart akşamı bir atölye çalışmamız esnasında, Bi’ Dünya İçerik gençlerimden biri ekranını açtığında gözlerinin ağlamaklı olduğunu konuşurken de sesinden, öncesinde ağladığını hissetmemek imkânsız. Hayırdır, soruma karşın “Abla hiç bu konuya girmeyelim ağlarım, çok üzgünüm” demesi üzerine arkadaşlarının da yorumuyla hemen Whatsapp yazışmalarına baktım. Gencimin emek sarf ederek 22 Şubat’ta ürettiği içeriği bir yerel gazeteci sadece ilk paragrafı almadan aynısını kopyalayarak gazetede 23 Mart’ta yayınlıyor. Olacak bu ya, gencim de bir şekilde bunu öğreniyor ve üzülüyor. Atölye çalışmasında iken direkt hem gazete paylaşımından hem de gazete ile irtibata geçerek yayını kaldırttım. Gelelim bize neler katıyor bu hikâye:

Temelde var olma çabasında olan bir junior editör,

Diğer tarafta gazeteci olarak var olma çabasında yaş itibariyle bir hayli olgun bir yaşta büyüğümüzün isim olarak da var olma çabası,

İşte kritik bir nokta, var olma çabasında olan kişilerin var etmeleri yani üretmeleri gerekir. Yine sürekli söylediğim bir söz:

Üretelim, sürekli tüketirsek gelecekte yok olacağız. Var olmak adına üretmek zorunlu. Emeğin hırsızlığı, tüketimi sonsuz kılar.

Hayatımızı anlamlı hale getirmek, amacımıza ulaşmak, kendimizi kanıtlamak, ifade etme, hepsinin odağında VAR olma duygusu..

Evet, ben varım ve var olmaya devam edeceğim, diyen her bir kişi (gerçek ve tüzel) çizgisinden taviz vermeden, varlığını değerli hale getirmeye devam ederek VAR OLACAK (tır)!!!

--

--

Nesrin FIRAT
Bi’ Dünya İçerik

NF Gelişim Danışmanlık Kurucusu | Bi' Dünya İçerik Kurucusu | G100 Türkiye Ülke Başkanı in:nesrinfiratofficial