Bİ’ ORMAN (Hayallere Giden Yolda El Ele)
Merhaba sevgili okur, bu yazımda ekip arkadaşımın hayallerine giden yolculuğunu ve hayal elçilerimizin dokunuşlarını hikayeleştirdim. Keyifli okumalar.
Bir orman; hayvanlarla bitkiler,
Bir krallık; yavrularla büyükler.
Yavrular öğrenmek, göç etmek isterler.
Yetişkinler ailelerini doyurmakla görevliler.
Yaşlı kaplumbağalar tavşanlara sabır dersi verir.
Tavşanlar da boş durmaz, onlara zıplamayı gösterir.
Bu ormanda herkes birbirine bir şey verir.
En uykucu tohum bile bir gün meyve verecektir.
İki aslan kraliçe var, biri kırmızı mı kırmızı.
Dayanışma içinde yürütürler ormanımızı.
Bir araya gelme sebepleri geliştirmektir yavrularımızı.
Hatta yavrulara hep derler; “Yahu içmeyin şu kımızı!”
Bu yavruların arasında sapsarı bir ceylan var.
Bu ceylanın çok uzaklarda bir hayali var.
Bulutların üzerinde eski eski okullar.
Yavrular zıplar zıplar bir türlü ulaşamazlar.
Kocaman zengin kayalıklara bağırırlar:
“Sırtınıza çıkmamıza izin verir misiniz? Bulutlar çok yukarıdalar!”
Dağların işi başından aşkındır, cevaplayamazlar.
Bu zamane yavruları asla yılmazlar ve kartallara bağırırlar:
“Bizi alıp bulutlara götürmeye müsait midir gagalar?”
Maalesef ona da kırıntıları yetmez, doymak bilmez kartallar!
Bilge ağaçlar, yavruların bu isteği için canla başla çalışırlar.
Rüzgar vasıtasıyla birbirlerine haber yollarlar.
Fakat hiçbiri gökyüzüne uzanamazlar.
Neyse ki minik ceylanımızın bir avantajı var.
Tabii ki ekip arkadaşları ve kocaman aslanlar.
Aslanların kükremesine yetişemez rüzgarlar.
Ağaçlar o gürültüyle titreyerek uyanırlar.
Artık hepsinin tek amacı var:
Ceylanı bekler gökyüzündeki okullar!
Kükreyebildiği kadar yüksek kükrer aslanlar.
Bütün dağlara haber verir kurtlar, böcekler, kuşlar…
Ormanın eski koruyucusu, şefkatli hikayeci bufalo bir öncülük yapar.
Bilge ağaçlar da aynı fikirle öğrencilerinden parçalar toplarlar.
Dağlar kendilerinden taşlar yollarlar.
Ağaçlar bakar ki yetmez, dallarını budarlar.
Kesilmiş dalları ceylana uzatırlar.
Ceylanın ekip arkadaşları bütün parçaları alırlar.
Sonra bu parçalardan merdiven yaparlar.
Ormandan gökyüzüne rengarenk basamaklar
El birliğiyle ceylanı gökyüzüne uğurlarlar.
Hatta ninelerimizin şöyle bir sözü var:
“Bu merdivenin altında saklıdır altınlar.”
