Dopamin Dost Mu Düşman Mı?
Öncelikle nedir bu dopamin oradan başlayalım. Vücudumuzda doğal olarak bulunan ve beyne sinyal iletimini sağlayarak, duygusal tepkilerin kontrol edilmesine yarayan bir maddedir.
Ruhsal durumların kontrolünde rol oynayan bu madde; hafıza, motivasyon ve karar verme mekanizmalarını etkilemektedir. Eksikliği de vücudumuzda birçok hastalığa ve rahatsızlığa neden olabilmektedir. Onlardan bazıları şunlar:
- Odaklanma sorunu
- Yorgunluk
- Sebepsiz üzüntü
- Uyku problemi
- Sorumluluklardan kaçma hissi
Buraya kadar tamam. Vücudumuz için gerekli bir şey olduğunu öğrendik. Fakat fazlalığının belirtileri incelendiğinde, anksiyeteye neden olabildiği görülmektedir. Nedir bu belirtiler dersek, şöyle sırayalabiliriz:
- Kaygı seviyesinin yüksek olması
- Hiperaktivite
- Yüksek stres seviyesi
- Bağımlılıklar
- Huzursuzluk
Günümüzde sosyal medya sayesinde, dopamin seviyemiz oldukça yükselmekte. Sürekli uyaranlara maruz kalıyoruz ve yapmamız gereken bazı durağan işlerde sürekli haz aramaya başlıyoruz. Bu hazzı bulamayınca da çabuk sıkılıyoruz ve odaklanma problemleri yaşıyoruz. Bunun önüne geçebilmek için, zor olsa da en azından bir süreliğine bu anlık haz verici uyaranlardan uzak kalmalıyız. Kısacası; hayattan tat alabilmek için ihtiyaç duyduğumuz dopamin, fazlalığında bizlere zarar vermekte.
