Nasıl Başladı/Nasıl Devam Ediyor: Albay Harland Sanders
Sosyal medyada çok uzun süredir devam eden bir akım var: How It Started VS How It’s Going (Nasıl Başladı/Nasıl Devam Ediyor)
Sosyal medya kullanıcıları kendi değişimlerini bu akım ile paylaşıyorlar. Kimi ne kadar zayıfladığını gösterirken, kimi evcil hayvanının yıllar içinde nasıl büyüdüğünü aktarıyor takipçilerine. Ben de addicted2success isimli siteyi çok uzun zamandır takip ediyordum. Başarılı insanların hayat hikayeleri bu akım yardımıyla aktarılıyor. Ben de bu yazımda KFC’nin kurucusu Albay Harland Sanders’ın hayatında karşılaştığı zorlukları ve mücadelesini How It Started VS How It’s Going akımı ile anlatıyorum. İlham vermesi dileğiyle. Keyifli okumalar.
KFC’nin Kurucusu Albay Harland Sanders
Nasıl Başladı: 9 Eylül 1890 yılında ABD’nin India eyaletinin Henryville kasabasında doğdu. Babası çiftlikte çalışırken, bacağını kırdı ve çalışamıyordu. 5 yaşındayken babasını kaybeden Sanders, bu dönemden sonra ailesine bakmak zorunda kaldı. Günlerce aç kaldılar zorlu dönemler geçirdiler. Annesi 12 yaşındayken evlenince bu defa üvey babası tarafından kötü davranışlara maruz kaldı. Okulda başarısızdı. Bir çiftlikte çalışmaya başladı. Okuldaki başarısızlığı artık onu iyice eğitimden uzaklaştırmıştı. Özellikle matematikte çok kötüydü. Atları çok seviyordu ve at arabalarını boyamaya başladı; fakat müşteriler yaptığı işi beğenmiyordu. O da kondüktörlük yapmaya başladı. Bir türlü kendini bulamayan Sanders, burada da tutunamadı ve yaşını büyüterek Birleşik Devletler Ordusu’na katıldı.
“ Mezarlıktaki en zengin adam olmanın bir anlamı yok.” Albay Harland D. Sanders
Döndüğünde tekrar demiryollarında çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra ise hastalandı ve işe gidemediği için bu işten de kovuldu. Daha sonra işçi olarak demiryollarında çalıştı. Burada çalışırken evlendi; fakat kendi adını taşıyan oğlu küçük yaşta öldü. Sanders çok derin bir bunalıma girdi ve çocuğunu kaybetmenin üzüntüsüyle baş edebilmek için itfaiyecilik yapmak üzere ailesinden uzak bir yerde çalışmaya başladı; fakat buradan da kovuldu. Bu işten kovulduktan sonra, parasızlık nedeniyle yıllarca ailesinden uzakta yaşadı. Karısı ve çocukları kayınvalidesinin yanında kendisi ise nerede kalacak bir yer bulabiliyorsa orada kalıyordu.
Bir üniversitenin mektuplu eğitimine kayıt olarak hukuk bitiren Sanders, bir süre sonra avukatlık yapmaya başladı. İşleri yolunda gidiyorken, mahkeme salonundaki müvekkiliyle kavga etti ve meslekten kovuldu. Sonunda ailesi de onu terk etti. Daha sonra lastik tamirciliğinden, sekreterliğe pek çok işte çalıştı; fakat her defasında kovuldu.
En sonunda aşçılık ve garsonluk yapmaya başladı. Artık yaşadıklarından ders almaya başlayan Harland Sanders hayat çizgisinde dengede yürümeye başlamıştı. Yaşı 65 olduğunda ise restoran ve kafe işletmecisi olarak görev alıyordu. Artık kovulan ve terk edilen birisi değil; herkesin sevdiği ve takdir ettiği biriydi.
İşler yolunda gidiyor gibi gözüküyordu. Sanders küçük bir dükkan ve benzin istasyonu satıl almıştı. Benzin almaya gelen yolculara yemek servisi de yapılıyor. Özellikle kızarmış tavuklara kullandığı soslar çok beğeniliyordu. Sanders tarifi bu dönemde geliştirmeye başladı.
İşler yolunda giderken tekrar dibi görmeye başladı Albay Sanders. “Çünkü kızarmış tavuklarıyla ülkenin en sevilen uğrak noktalarından biri olan tesisinin bulunduğu yol, yeni otoban yüzünden kullanılmaz hale gelmişti.”
Müşterileri azalan Sanders sonunda 65 yaşında emekli oldu ve ilk emekli maaşını aldığında hayal kırıklığına uğradı. Aylık 105 dolar alan Sanders artık intihar etmeyi düşünüyordu. Kalem, kağıt alıp vasiyetini yazmaya başlayan Sanders, o zamana kadar hayatta yaptıklarını gözden geçirmiş olacak ki daha yapacağı çok şey olduğunu düşünmüş ve intihar etmekten vazgeçmiş. Sanders, 65 yaşında kendisinin farkına varan biriydi. Kendisiyle tanışıklığının farkına varmış ve “hayır, benim herkesten iyi olduğum bir iş var.” diyerek aşçılık mesleğini daha farklı planlarla sürdürmeye adım atmıştı.
Nasıl Devam Etti: Ailesine baktığı dönemlerde kardeşlerine yemek yapma zorunluluğuyla başlayan yolculuk; girdiği tüm işlerden kovularak mecburiyetten garsonluk yapması ve sonrasında aşçılık mesleğine atılmasına dek uzanıyordu. İntihardan vazgeçtiği anda, vasiyetini yazdığı kağıdı bir kenara bırakıp, ilk emeklilik maaşıyla ve biraz da borç alarak fritöz gibi araç gereçler satın aldı. Tavukları babaannesinin tarifi ile kızartmaya başladı. Kapı kapı dolaşarak bu kimsenin bilmediği özel tarifle pişirdiği tavukları satmaya başladı.
Gözünü restoranlara diken Sanders, kızarmış tavukları restoranlara satıp komisyon almayı hedefliyordu. 1008 restoran tarafından reddedilen Sanders’in tavuk tarifi, 1009. restoran tarafından beğenildi.
Tony Robbins, Sınırsız Güç’ün “Tam 1009 kez ters yüz olmak’’ — Albay Harland Sanders bölümde 1009. restoran olayından şöyle bahsediyor:
“Geceleri arabasında yatarak, kendisine destek olabilecek birilerini bulmak için tüm ülkeyi dolaştı. ‘Fikirlerini değiştirerek’ kapıları çalmaya devam etti.
Tam 1009 kez ters yüz edildikten sonra mucizevi bir şey oldu. Birisi “Evet” dedi. Artık Albay işindeydi.
En çok istediği sonuçları oluşturabilecek kişisel gücü vardı.
Bin kez “ hayır” cevabını almasına karşın, bir gün birisinin “ evet “ diyeceğine olan mutlak inancı ve kendisini bir sonraki kapıyı çalmaya yöneltecek, iç iletişimini sağlama yeteneği vardı.”
1960'lı yıllara gelindiğinde Sanders, ABD’de pek çok restorana franchise verdi. Daha sonra Albay, şirketi John Brown Jr.’a satmaya karar vermişti. Anlaşmaya göre Sanders şirketin yüzü olarak kalacaktı ve bunun için kendisine her yıl 250.000 dolar verilecekti.
90 yaşında hayatını kaybettiğinde ardında dünyanın en önemli markalarından birini bırakmıştı.
65 yaşında kendini keşfeden Albay Harland Sanders, intihar etmeyi düşündüğü zaman eline aldığı kağıt ve kalem ile vasiyetini aslında yazmıştı. Saklı vasiyetiyle bizlere çok önemli bir miras bıraktı : Vazgeçmemek
Sahip olduğu azmi ve hayat coşkusu ile hiçbir zaman hiçbir şey için geç olmadığını gösteren Sanders’ın hikayesinde ilham alınacak çok fazla şey var.
