Şafak
Bi’ Dünya İçerik
3 min readDec 9, 2020

--

Xanthos’un Direnişi

Selamlar ☺

Uzun bir aradan sonra yeni yazımla karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz.

Son zamanlarda, özellikle sosyal hesaplarda, sıklıkla karşımıza çıkan ve görünürde kavuşamamış iki gencin aşkını betimleyen, 3000 yıl önce yazıldığı ve Likya halkına ait olduğu düşünülen, şu duygu dolu şiirden bahsediyorum.

"Beni bulamazsan üzülme,
Eşyalarımı bulacaksın.
Kestiğim taşları, açtığım yolları,
İşlediğim heykelleri bulacaksın.
Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
Parmak izlerimiz değecek birbirine..."

Aslına bakılırsa, bu mısralardan etkilenmemek elde değil. Harika bir duygu yoğunluğunun, sözlerle nakış nakış işlenmiş hali. İnsanlığın 30 asır öncesine kadar da duygularını anlatma, hayata bir iz bırakma arzusuyla şekillenmiş bir eser denebilir.

Peki gerçek hikayesi nedir, hiç merak ettiniz mi?

O halde gelin beraber bakalım.

Fethiye’nin Kınık köyü sınırları içerisinde yer alan ve 32 yıldır (1988 itibariyle), Unesco Dünya Kültür Mirası korumasında olan Xanthos, Likya Birliğinin başkentidir.

Xanthoslular, savaşçı özellikleri ile bilinen bir toplumdur. Bunları, geride bıraktıkları çeşitli eser ve dokümanlardan kolaylıkla anlamak mümkün.

M.Ö. 545 yılında Likya/Xanthoslular, Perslerin yüzbinlerce kişiden oluşan savaş ordusu ile kendilerinin, zayıf ve azınlıkta olan 4-5 bin kişilik ordusuyla, bağımsızlık uğruna savaşmışlardır. Fakat yeteri techizat ve güce sahip olmadıkları için mücadeleyi kaybetmişlerdir. Bağımsızlıklarına çok düşkün olan bu millet, her ne olursa olsun esir düşmemek uğruna, ölümlerini göze almışlardır. Bunun üzerine kaleye doldurdukları; kadınları, çocukları, köleleri ve çeşitli değerli eşyaları ile birlikte kaleyi ateşe vermişler. Ardından kalan erkekler de savaşarak can vermişlerdir.

M.Ö. 545’de yaşanan bu savaşı Heradot şöyle anlatır;

"Pers ordusu, başında komutanları olduğu halde Xanthos ovasına indiği zaman, Xanthoslular bitmez tükenmez kuvvetlere karşı az sayı ile dövüştüler, yiğitlikte nam saldılar, ama yenildiler, kentlerine geri atıldılar, kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurdular. Alttan, yandan ateşe verdiler. Öyle ki yangın kaleyi yerle bir etti. Bundan sonra birbirlerine korkunç yeminlerle bağlanarak düşmana saldırdılar ve Xanthos’ta oturanların tümü de savaşarak öldü."

Sonradan bölgede yapılan kazı çalışmaları sonucunda, Azra Erhat’ın tercümesiyle bir Xanthos Yazıtı’nda şu satırları görüyoruz.

Evlerimizi mezar yaptık
Mezarlarımızı ev
Yıkıldı evlerimiz
Yağmalandı mezarlarımız
Dağların doruğuna çıktık
Toprağın altına girdik
Suların altında kaldık
Gelip buldular bizi
Bozdular birliğimizi
Alt üst ettiler bizi
Yakıp yıktılar
Yağmaladılar bizi
Biz ki analarımızın
Kadınlarımızın ve ölülerimizin uğruna
Biz ki onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna
Toplu ölümleri yeğleyen
Bu toprağın insanları
Bir ateş bıraktık
Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan...

beni bulamazsan üzülme,
eşyalarımı bulacaksın.
kestiğim taşları, açtığım yolları,
işlediğim heykelleri bulacaksın.
ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
parmak izlerimiz değecek birbirine...

Teşekkürler..

Şafak.

https://www.instagram.com/bidunyaicerikk/?hl=tr

--

--