Sosyal Gariplik

Ayse Naz Acar
Bi’ Dünya İçerik
3 min readDec 5, 2020

Prosopagnozi veya yüz körlüğü insanın kendi yüzü de dahil bireyin çevresindekilerin yüzlerini ayırt edemediği, yüz algılarıyla ilgili bilişsel bozukluk deneyimlediği bir tür rahatsızlıktır.

Prosopagnozi tanısı konulmuş bireyler etrafındaki insanları “parça parça” ya da “özellik bazlı” tanımayı öğrenirler. Bu şekilde insanların giyimlerinden, yürüyüşlerinden, vücut şekillerinden ayırt etmeye çalışırlar.

Yüzlerimiz, belleklerimizde önemli bir tanımlayıcı olduğundan, hastalık tanısı konmuş bireyler; insanlar hakkında bilgileri takip etmekte zorlanır, doğal olarak sosyalleşme konusunda da pek çok engelle karşılaşırlar.

Prosopagnozi’nin üç türü vardır. Bunlar;

Tamalgısal: Sonradan edinilmiş vakaları tanımlarken kullanılan bir terimdir. Bu türe giren bireyler, yüzlerden herhangi bir anlam çıkaramaz. Bu kişilere bir seri fotoğraf gösterildiğinde fotoğrafları birbirinden ayırt edemezler. Sadece bilmedikleri fotoğrafları tanıyamamakla kalmayıp, daha önceden bildikleri ya da aşina oldukları fotoğrafları da ayırt edemezler. Ayrıca yüzdeki duyguları da ayırt etmekte güçlük çekerler.

Asosyatif: Bu terim de sonradan edinilmiş yüz körlüğü vakalarını tanımlamak için kullanılır. Bu teşhisi almış bireyler fotoğraftaki yüzlerin aynı ya da farklı olduğunu yanlışsız bir şekilde tespit edebilir, aynı zamanda yüze bakarak yaş, cinsiyet gibi çıkarımlarda da bulunur. Tüm bunlara rağmen o kişinin ismi, mesleği ya da kişi ile en son ne zaman karşılaştığını bilemez.

Gelişimsel: Çocukluğun ilk yıllarında gözlemlenmeye başlanan, hayat boyu devam eden, sonradan meydana gelmiş herhangi bir beyin hasarı ile açıklanamayan yüz tanıma problemidir.

Tedavi konusunda birkaç girişimde bulunulmuş olsa da henüz hiçbir terapi uzun süreli iyileşme getirmemiştir.

Konu üzerine çalışan araştırma ekibinden Dr. Jodie Davies Thompson, “Beynin tam olarak hangi bölgesinde sorunun olduğunu öğrenirsek, soruna çare aramaya başlayabiliriz. Yüz körlüğü olan insanların iyileştirilmesi için rehabilitasyon programları üzerinde çalışıyoruz. İlgili beyin bölgeleri arasındaki iletişimi artırarak yüz tanıma kabiliyeti kazandırmayı hedefliyoruz.” diyor.

Biraz da Prosopagnozi tanısı konulmuş hastaların deneyimlerinden bahsedelim.

“Başka bir gezegendenmişim gibi hissediyorum.”

“Bunun üzerine oturup düşünmek, çok stresli ve duygusal açıdan rahatsız edici. Dolayısıyla, düşünmemeye çalışıyorum. Çok zor bir iş. Dışarıda olduğunuz bir günü sürekli biriyle konuşup konuşmamanız gerektiğini düşünerek geçirmek, fiziksel ve duygusal açıdan tüketen bir şey.”

“İnsanları tanımayınca ortaya çıkan sosyal gariplikten kendimi sorumlu tutuyordum.”

“Sanki bir tür tembellik gibiydi: İnsanları tanımak istemiyormuşum, hatırlayacak kadar ilgilenmiyormuşum, kusur da bendeymiş gibi düşünüyordum.”

“Bu durumu açıklayacak bir yol bulmalıydım. İyi açıklayamıyordum, sadece insanların yüzünü hatırlamakla uğraşmadığım için kendimi suçluyordum”

“Geçenlerde annem bilgisayarda eski fotoğraflar bulduğunu söyledi. Ekrandan bakıyordum. Fotoğraftaki birinden bahsediyorduk ve ben ‘O kim?’ diye sordum. ‘Sensin!’ dedi.” Yazının başında kendilerini de tanımakta güçlük çektiklerinden bahsetmiştim. Bu örnek de o cümleye işaret ediyor.

“Yüzleri parça parça görüyorum. Bir burun olduğunu, gözleri, ağzı ve kulakları görüyorum. Ama beynimin bunları birleştirip ortaya bir yüz görüntüsü çıkartması çok zor oluyor.” Bu cümle ise yukarıda bahsetmiş olduğum “parça parça” ya da “özellik bazlı” tanıdıklarına atıf yapıyor.

“Kullanabileceğim başka veriler var, saç stilleri, birinin sürekli taktığı bir mücevher, giyim tarzları, konuşmaya başladıklarında da ses tonları. Hatta bazen birinin silüeti, vücudunun biçimi hatta konuşma tarzları. İnsanları arkalarından bakarak tanımakta, normal insanlardan daha iyi olduğumu düşünüyorum.” hayatlarındaki zorlukların önüne bir nebze de olsun geçebilmek için bu tarz teknikler geliştirebiliyorlar.

Son olarak iki küçük anekdot ile yazımı sonlandırıyorum.

  • Günümüzde her 50 insandan birinde yüz körlüğü olduğuna inanılıyor. Konu üzerine çalışan uzmanlar, çoğu insanın durumun farkında olmadığını ifade ediyor.
  • Prosopagnozinin tam tersi ise üstün yüz tanıma yeteneğidir. Bu yeteneğin ismi de süper tanıyıcılardır.

Kaynakça:

--

--

Ayse Naz Acar
Bi’ Dünya İçerik

Bi'dünyaiçerik Editörü | Düzenli yazar, düzensiz paylaşır.