Yürümek & Felsefe

Seda Nur Ataman
Bi’ Dünya İçerik
4 min readFeb 1, 2021

Ne kadar yürürsünüz? Yürürken ne kadar düşünürsünüz? Müzik mi dinleyerek yürümek sizi hoşnut eder, dış seslere kulak vererek yürümek mi? Ya adımlarınız… Onları sayar mısınız?

Sizleri yürümek üzerine çokça düşünmüş bir yazarla tanıştırmak istiyorum. Ve onun harikulade kitabıyla…

Frédéric Gros, Paris-Est Créteil Üniversitesi ve Siyaset Çalışmaları Enstitüsü’nde felsefe profesörüdür. Fransız düşünür, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog, psikolog ve sosyolog olan Michel Foucault’nun Collège de France’taki son derslerinin editörüdür. Psikiyatri, hukuk ve savaş üzerine eserler kaleme almıştır. Paris’te yaşamaktadır.

Le Monde gazetesinden Nicolas Truong, Michel Foucault’nun mirası hakkında Frédéric Gros ile bir söyleşi gerçekleştirmiş, eğer ilgili iseniz çevirisini buradan okumanızı tavsiye ederim.

Solda Frédéric Gros, sağda Michel Foucault

“Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”

Henry David Thoreau

Henry David Thoreau

Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri… Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?

Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.

Beni bu kitapta en çok etkileyen isimlerden biri Cenevreli filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau olmuştur. Onun yürümek için söyledikleri şunlardır:

“Yürümeden bir şey yapmam, benim çalışma odam kırlardır. Masa, kağıtlar ve kitaplardan oluşan bir manzara beni daraltır. Çalışma araç gereçleri bezginlik verir bana, yazı yazmak için masaya oturursam yazacak bir şey bulamam ve bir düşüncem olması gereği de beni tamamen düşüncesiz bırakır.”

Jean-Jacques Rousseau

Bir başka isim de İskoç romancı ve şair Robert Louis Stevenson olmuştu.

Robert Louis Stevenson

“Yürüyüşe yalnız çıkılmalıdır, çünkü yürürken özgürlük elzemdir, çünkü keyfinize göre durabilmeli, devam edebilmeli, istediğimiz yola sapabilmelisinizdir, çünkü ritminizi bizzat kendiniz belirleyebilmelisinizdir.”

Robert Louis Stevenson

Yazar hem kendi fikirleri hem de ilham aldığı iyi yürüyüşçüler sayesinde yürümenin felsefesini gerçekten iyi bir şekilde ele almıştır.

Photo by Andrew Gook on Unsplash

“Kitapların amacı yaşamayı öğretmek değil (ders verenlerin hüzünlü görevidir bu), içimizde yaşama, başka türlü yaşama isteği uyandırmaktır: Kendi içimizde yaşama imkanını, yaşamın ilkesini bulmak. İki kitabın arasında yaşam sıkıcıdır (iki okumanın arası tekdüze, gündelik işlerle doludur), ama kitap farklı bir varoluş umudu uyandırır. Kitaplar, gündelik yaşamın sıkıntısından kaçış değil, bir yaşamdan ötekine geçiş aracı olmalıdır.”

Photo by Laura Kapfer on Unsplash

“Alçakgönüllülük yoksullukla aynı şey değildir, sınırlarımızla barışmaktır: Her şeyi bilemeyiz, her şeyi yapamayız. Bildiklerimiz Hakikatin, yapabileceklerimiz de Gücün karşısında birer hiçtir.”

Yazarın ele alış biçimi ve içeriği o denli iyi ki yorum yapmak yerine onun sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kitaptan daha fazla alıntılar sunarak yazımı sonlandırıyorum.

“Sadece kitaplar arasında düşünebilenlerden, aklını kitapların dürtüklemesini bekleyenlerden değiliz biz. Bizim ethosumuz açık havada, tercihen yolların bile tefekküre daldığı ıssız dağlarda veya deniz kıyılarında yürüyerek, sekerek, tırmanarak, dans ederek düşünmektir…”

Photo by Ahmad Odeh on Unsplash

“Ben keyfimce yürümeyi, canım istediğimde de durmayı severim.”

Photo by engin akyurt on Unsplash

“Her şeyi reddettiğimizde her şey bol bol sunulur bize.”

Photo by 30daysreplay Marketingberatung on Unsplash

“Yürümek söylenti ve yakınmaları aniden susturur; içimizde durmadan başkalarını eleştiren, kendini değerlendiren, yorumlayan, izaha yeltenen sonu gelmez gevezeliği keser.”

Photo by Cristina Gottardi on Unsplash

“Yürümek kuyruk acılarını, ahmakça tatminleri, kolayca alınmış hayali intikamları açığa çıkaran kendi kendine konuşmaları bitirir.”

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Bana ulaşmak isterseniz aşağıdaki linkler ile iletişime geçebilirsiniz.

Kaynaklar: 1, 2

--

--