Bigpaper #16 | Youtuberlara güvenimiz azalıyor mu, artıyor mu?

Gülenay Süer
Big Cat Research
Published in
2 min readSep 11, 2019
fotoğraf | unsplash

Gündelik hayatımızdaki en büyük kaçış noktalarımızdan biri YouTube. Gerek eğlenmek gerek bir şeyler öğrenmek gerek ise kaliteli vakit geçirmek için sayısız seçeceğe sahip olduğumuz bu video platformunda istediğimiz içeriği ulaşabileceğimiz bir çok da kanal var. Ancak kanallar ve Youtube’un maddi boyuttaki ilişkisi reklam ve izlenme sayısına dayanıyor.

Daha önceki yazımızda da bahsettiğimiz gibi elbetteki Youtube Türkiye’nin kendine ait bir ofisi vs. olmadığı ve vergiler de çok yüksek oranlarda kesildiği için ülkemizdeki Youtuberlar izlenmelerden veya video içi reklam tıklanmalarından çok da fazla para kazanamıyor.

‘’Peki durum bu ise Youtuberlar nasıl para kazanıyor?’ sorusunun cevabı da merak konusu tabii.. İşte orada devreye bu çok da gelir getirmeyen izlenme oranları giriyor. Markalar bir Youtuberla anlaşmak istediğinde kanalına günlük/aylık erişim, hedef kitle, kanalı izleyen yaş aralığı ve cinsiyet gibi konular hakkında bir istatistik istiyor. Bu da markanın tanıtmak istediği ürün için uygun hedef kitleyi ve yüksek izlenme sayısını aramasından kaynaklanıyor.

Örneklerle gidecek olursak X kozmetik markası yeni rujunu piyasaya sürdüğünde genel olarak hedef kitlesi kadın olan, izlenme oranı yüksek ve 18 yaşından büyük abone sayısına önem veriyor. Ancak bir erkek parfümü tanıtılacaksa mutlaka hedef kitlesi erkeklerden oluşan kanallar tercih ediliyor.

Y markası piyasaya bir bilgisayar sunacaksa oyun veya teknoloji kanalları gündeme gelirken, bebek kıyafeti üreticisi bir firma yine izlenme oranı yüksek anne çocuk kanalları ile iş birliğine gidiyor. Tabii bu noktada da Youtuberlara ne kadar güvenebiliriz sorusu gündeme geliyor.

Burada da kanal sahipleri ikiye bölünüyor. Bir taraf kullanmadan denemeden hiç bir ürünü tavsiye etmezken maalesef ki bir taraf reklam anlaşması yaptığı tüm ürünleri tavsiye ettikten sonra bir daha eline almamak üzere rafa kaldırıyor. Bu da tüm kanallara karşı güven düşüklüğü yarattığı için kurunun yanında yaş da yanıyor.

Youtube’da güven sarsan konulardan biri de ‘’Clickbait’’ kavramı. Clickbait aslında videonun tıklanma oranları yükseltmek için videoda çok da geçmeyen ama ilgi çekici bir durumu başlık olarak yazmak anlamına geliyor diyerek kaba tabirle açıklamak mümkün.

Bunu da örneklerle anlatacak olursak; Videosunun başlığı ‘’Ölümden Döndüm!’’ olan bir YouTuber aslında çektiği vlogun bir sahnesinde yürürken fark etmediği bir çukura düşmek üzereyken son anda geri çekilmesini kast ediyorken izleyici geçekten bir ölümden dönme sahnesini görecek olmanın heyecanı ile videoyu izlemeye başlamış oluyor. Bu da haliyle izlenme oranını arttırmış oluyor.

Ancak yazının başlığında da belirttiğimiz gibi tüm bunlar kanalların markalara iş birliği için sunacağı istatistiklerdeki izlenme oranlarını arttırmak için yapılıyor. Buna olumlu ya da olumsuz bir tepki vermek elbetteki doğru değil. Çünkü ne kadar eğlence sektörü gibi görünse de artık Youtube da reklam sektörünün bir parçası ve her sektörde olduğu gibi bu sektörde de pazarlama politikaları oldukça önemli bir yer kaplıyor…

Tüketicinizi daha yakından tanımak ve araştırmalarımızdan faydalanmak için tıklayın.

www.bigcatresearch.com

--

--