Bigpaper #22 | PR çalışmaları neden yoğunlaştı?
Günümüz dünyasında artık tüketicinin çok daha bilinçli hale geldiğini söylemek elbetteki mümkün. Doğal olarak bu da marka ve halk arasındaki bağlantının kurulmasını zorlaştırıyor. Tüketici artık araştıran, inceleyen ve tek markaya sadakat sağlamak yerine bol seçeceğin olduğu dünyada deneme yanılma yöntemi kullanarak tercih etme yoluna gidiyor. Hal bu olunca da reklam ajanslarına ve creative ekiplere de eskisine oranla çok daha fazla iş düşüyor.
Daha önceki yazılarımızda da ele aldığımız reklam konusu yerini yavaş yavaş PR’a bırakıyor. Aslında artık sık sık duyduğumuz, özellikle Influencer’ların ağzından düşmeyen bu kavramın açılımı ‘’Public Relations’’. Yani Türkçeleştirmemiz gerekirse ‘’Halkla İlişkiler’’.
Şu ana kadar izlediğiniz çoğu Youtube videosunda da mutlaka kulağınıza gelmiş olan PR kavramını şöyle bir incelediğimizde karşımıza örnekler ile anlatabileceğimiz bir konu çıkıyor.
Örneğin, geçtiğimiz günlerde en sevdiğimiz Influencerın paket açma videosuna denk geldik diyelim. Bu videoda pahalı markalardan orta segmentli markalara kadar bir çok ambalaj görüyoruz. Elbetteki bu paketlerden ya yeni çıkan bir marka ya da bir markanın yeni piyasaya sürülen ürün skalası çıkıyor. İşte bu tür videolarda sıkça gördüğümüz tasarım ambalajlı, irili ufaklı kutulara ‘’PR Paketi’’ deniyor. Yani güvenerek izlediğimiz bu kişinin videosuna ürünü yerleştirmek de bir nevi reklam oluyor. Ancak dolaylı yoldan yapıldığı için buna tam anlamıyla reklam denemiyor.
Bir başka örneğe gelecek olursak, ünlü ve çoğu kişi için rol model olmuş bir celebritynin kullandığı saat de aslında o kişiye firma tarafından PR amaçlı hediye edilmiş olabiliyor. Bu A ünlüsü geniş kitlelerin izlediği talk show programına çıkarken bu saati taktığına çoğu izleyen de bunu bilinçaltına yerleştirmiş ve bir saat alacağı zaman bu ürünü seçme ihtiyacı içerisinde olmuş olabiliyor.
Kısaca özetlemek gerekirse PR çalışmaları bir itibar yönetme biçimi diyebiliriz. Marka ve firmaların ürünlerini doğru kitlelere dağıtıp yaptığı çalışmalardan, sosyal sorumluluk projelerine, dizilere, filmlere sponsorluk vermelerine kadar yapılan bu çalışmaların çoğu aslında günümüzde yapılan büyük reklam kampanyalarının önüne bile geçebiliyor.
Genel olarak algı yönetimi diyebileceğimiz bir yöntem olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tanımlamak gerekirse reklamdan tam olarak farkını ortaya şu şekilde koymak mümkün;
Bu tarz çalışmalar markanın halka tanıtılması değil halkın markayı kendi arasında tanıması olarak geçiyor. Kulaktan kulağa yayılan ürünler, kampanyalar, ürün yerleştirmeler derken doğrudan değil dolaylı yoldan pazarlanan ürünler arkadaş sohbetlerimize dahil olmuş oluyor bile!
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi en çok kullanılan bağlam ise medya. Bu tanımın içine röportajlar, sosyal medya, yazılı basın gibi bir çok platform giriyor. Bir markanın CEO’sunun kendi hayatı ve başarıları ile ilgili verdiği röportaj bile aslında bir nevi PR çalışması olmuş oluyor.
Sektörlerin hızla değiştiği ve tüketicinin de kendini geliştirdiği dünyada bulunduğumuz kabın şeklini almamak elbetteki mümkün değil. Bakalım zaman içerisinde ürün tanıtımları daha neleye ve hangi şekillere evrilecek..
Tüketicinizi daha yakından tanımak ve araştırmalarımızdan faydalanmak için tıklayın.