Yerli Mikrodenetleyici Geliştirme Kartı Yapmak

Bu makalede uzun süredir piyasaya çıkan pek çok yerli mikrodenetleyici geliştirme kartı ile buna paralel yapılan amatör çalışmaları irdeleyip bu alandaki açıkları sizlere aktarmaya çalışacağım.

Resim:https://miro.medium.com/max/1080/1*Ib2IWh9SOicTqrTRt462hA.png

Mikrodenetleyici Geliştirme Kartlarına Olan İhtiyaç

Başta mikrodenetleyici eğitimi olmak üzere ufak veya az sayılı işler için mikrodenetleyici geliştirme kartlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle elektrik-elektronik, mekatronik mühendislikleri ile yüksekokulların elektronik ve mekatronik bölümlerinde mikrodenetleyiciler dersi yer almakta ve genellikle bu derslerde Arduino kartı kullanılmaktadır. Bunun yanında bilgisayar bölümleri de kısmen bununla ilgilenmekte ve robotik kodlama gibi çocuklara yönelik eğitimlerde de bu tarz kartlar kullanılmaktadır.

Aynı zamanda prototip için veya sayılı işlerde sıfırdan kart tasarlamak yerine bir mikrodenetleyici kartı ve modullerini sisteme entegre ederek daha hızlı ve az maliyetli bir şekilde projemizi gerçekleştirebiliriz. Bunun yanında yarı-seri üretime uygun fiyatta ve biçimde geliştirme kartları da mevcuttur.

Burada çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de amatör ve eğitim işlerinde Çin takliti 2–3 dolarlık geliştirme kartlarını kullansak da bunları profesyonel ölçüde kullanmaya kalktığımızda başımız oldukça ağrıyabilir. Çünkü bu kartlar elektronik malzeme kalitesinden fersah fersah uzakta olup elektronik oyuncak ve elektronik hurda kalitesi arasında gidip gelmektedir. Mesela ancak Çin sitelerinden alınan taklit UNO kartlarındaki regülatör saatli bomba gibidir. Çin malı regülatörün bile merdiven altı takliti kullanılmakta olup aynı zamanda kullanılan ATmega328P mikrodenetleyicisinin Microchip ile uzaktan yakından alakası yoktur. Yani yine merdivenaltı Çin takliti olup kalite yönünden koskoca firmaya değil bir Çinliye güvenmiş oluyorsunuz. Ben kullandığım taklit UNO kartlarının çoğunda datasheette yer alan sınırların fazlaca aşıldığını gördüm. Basit bir ADC birimi bile aşırı gürültülü çalışmakta bazısında fazlaca offset hatası yer almakta ve hatta bazıları doğrusallık konusunda bile sıkıntı çıkarmaktaydı. Bu da sağlıklı bir analog ölçümün bile yapılamadığı ve her üretilen ürüne göre değişiklik gösterdiği anlamına gelmekte. Bu yüzden profesyonel anlamda iş yaparken “Patates” kalitesinde değil “Elektronik” kalitesinde ürünleri kullanmak gerekir.

Bu kalitede ürünleri ise korsan satış yapılan Çin sitelerinden değil Avrupa menşeili güvenilir satıcılardan almak gereklidir. Ben şahsen bu saatten sonra Çinlilerin bozuk kartlarına paramı kaptıracak değilim. En son alışveriş yaptığımızda aldığımız ürünlerin yarısını çöpe atmak zorunda kalmıştık. Genel olarak istatistiğe vurduğumda geliştirme kartı ve modüllerin %30'u arızalı olarak elimize geçmekte. Emin olun eskiden bu hiç bu kadar kötü değildi.

Her ne kadar Çin takliti kartlar ve ürünler eğitim amaçlı öğrenciler tarafından kullanılsa da oldukça üzücü anlara sürekli şahit olduğumu söylemeliyim. Avrupada yaşayan bir öğrenci orada aldığı kart ve modüllerle bu sorunların hiçbirini yaşamasa da bizim öğrencimiz sırf Çin takliti kartların kalitesinden dolayı olmadık sorunlarla boğuşmakta ve bu sorunlar öğrenme sürecine mani olmakta, moralini bozmaktadır. Bu alanda bir sürü kitap ve yüzlerce makale yazsanız bile malesef yardımcı olma imkanınız olmuyor. Çünkü benim elde ettiğim bilgiler ve kaynaklar tamamen üretici firmanın orijinal ürününe yönelik bilgiler olmakta. Merdivenaltı üretim bir parça için hiçbir şekilde fikir yürütemem. Kimin ürettiği noktasında bile hiçbir fikir sahibi olamıyoruz. Bu yüzden taklit parçalarla sıkıntı yaşayanlara ancak onları çöpe atıp orijinal bir parça almasını tavsiye edebilirim.

Bu haliyle bu taklit parçaların çoğu elektronik hurda kalitesinde sayılmaktadır. Çünkü üretimden çıkarken en gerekli olan test aşamalarından geçmemekte bozuğu, sağlamı, arızalısı aynı hurda gibi bir araya katılmaktadır. Bu şekilde satılan parçalarla ne derece üretim yapılabilir siz düşünün.

Bir taraftan kalitesiz Çin takliti parçalarla uğraşırken öteki taraftan çok çok azını piyasada görebildiğimiz orijinal parçaların fiyatları ise Avrupa fiyatlarının çok daha üzerindedir. Öğrencilerin alım gücü malumken Avrupa’daki bir öğrenciden daha pahalıya bu kartları almak zorunda ki başı ağrımadan öğrenebilsin.

Bu durumda hepsine alternatif olarak yerli üretim kartlara ihtiyacımız olduğu oldukça açıktır. Ama bu yerli üretim kartlar Çin taklitlerinin takliti olmaktan uzak olmalıdır. Çin sitelerinden taklit parçalarla burada üretilen bir kart yerli üretim bir kart sayılamaz. Parça tedarik edilirken orijinal parçaların kullanılması ve üretimde test aşamasından geçmesi gereklidir. Kalite şartlarını sağlamadıktan sonra Çin takliti kartlara rakip olacak değildir.

Bir Mikrodenetleyici Kartı Üretmek

Bazı çalışmalara baktığımda Çin’den alınan taklit UNO kartının taklit edildiğini ve yine taklit malzemelerle bunun yapılmaya çalışılıp sonra da yine Çin’e rakip olmaya çalışıldığını görüyorum. İşin açıkcası bu kalitede bir işi daha pahalıya mal edip, daha pahalıya satın almanın bir anlamını görememekteyim. Mesela batıdan oldukça pahalıya aldığımız FPGA kartlarının yerli ve daha ucuz versiyonunu üretmek daha makul bir çözüm olacaktır. Burada da taklit ile klon arasındaki farkı bilmek gerekir. Klon bir kartın görünümü yanı sıra işlev ve kalite olarak da kopyalanması anlamına gelir. Taklit ise Çin’den alınan kartlarda olduğu gibi görünüm olarak birebir aynı olsa da kalite ve işlev bakımından orjinalinden oldukça uzak olmaktadır. Burada illa bir şeyin kopyası yapılacaksa Çin takliti ürünlerin takliti değil batıdaki katma değerli ürünlerin yerli üretimi yapılmaya çalışılmalı.

Burada hukuki açıdan klonlamakta bir beis olmayan Arduino kartı üzerinden bir örnekle bunun da sınırlarının olduğunu görebiliriz. Biz Çin takliti kalitesinde değil de birebir Arduino kalitesinde, aynı parçalarla UNO kartını Türkiye’de üretelim diyelim. Bu durumda Avrupa’da kullanılan parçaları biz Euro üzerinden ithal edeceğiz ve bunun vergisini ödeyeceğiz. Üstüne masraflar eklenecek ve aynı kalitede bir kartı örneğin 20 Euro’ya pazarlamaya çalışacağız. Üstelik bunu önce Avrupa’ya değil Türkiye pazarında satmamız gerekecek. Biraz hesaplayınca aslında 20 Euro’nun Avrupa için çerez parası olduğu ve o kalitede bir kartın daha ucuza da pek satılamayacağını görüyoruz. Her ne kadar biz 200 liranın üzerinde alsak da gerçek bir elektronik parçanın her zaman pahalı olduğunu görmekteyiz.

Size bunu açık örneklerle gösterelim.

Örneğin oldukça hassas bir RTC olan DS3231'in Avrupa pazarındaki fiyatına bakalım.

Şimdi ise malum Çin sitesindeki taklit modüllerin fiyatına bakalım.

Bir tarafta 8,55 Euro olan ürünün orada 2.23 dolar olduğunu görmekteyiz. Bunu tasarlayıp üreten firma sitesinde 5.29 dolara satmakta. Amerikan menşeili olduğu için Amerika fiyatları Avrupa’dan daha ucuz olması doğaldır. Ama yine de üreten firmanın satış ücretinin yarısına bir modül alıyorsunuz. Yalnız bunun yanında posta ücreti ve vergileri işe dahil ederseniz orijinalinin fiyatına denk gelmekte. Elektronik hurda kalitesinde bir ürünü orijinali fiyatına alıp kullanmak gerçekten moral bozucu olsa gerektir.

Şahsen ben bu taklitlerin birini deneyip 5 yıl bıraktığımda datasheette yazan sapma oranlarının onlarca kat fazlasını gözlemledim. Yani datasheette yazan bilgiye güvenip bu taklit ürünleri kullanırsanız işin sonunda kendinizi küçük düşürmüş olursunuz.

Şimdi ise malum Çin sitesinden orijinal kartların fiyatına bakalım. Hani orası daha ucuz oluyor ya, bir görelim.

Bizim 4 dolar diye bildiğimiz geliştirme kartını oradan almak istersek 10–11 dolara almak zorundayız. Buna benzer olarak her orijinal kart bu şekilde Avrupa fiyatından oldukça pahalı. Bunu Avrupa’dan almak istersek yine gümrük vergisi yanında çok ciddi bir posta ücreti ödemek zorundayız. Bu tarz ürünlerin Türkiye’de distribütörleri oldukça az olduğu için ihtiyacımız olan elektronik malzemeyi ya Çin sitelerinden ya da Avrupa’dan getirtmek zorunda kalıyoruz.

Bütün bunların yanında buna alternatif olarak yerli üretim yapmak istesek dahi elektronik parça tedariği noktasında oldukça sorun yaşamaktayız. Birkaç parça için 30–40 euro posta ücreti ödemeden, patates ürün alma riski olmadan gidip Avrupa fiyatına olsa bile satın alacağımız yerlere ihtiyacımız var. İşin özeti bizim yerli bir geliştirme kartından çok bu ürünlere rahat ulaşmamız için yeterli sayıda distribütörlere ihtiyacımız var. Yerli bir ürün üretmek istiyorsak katma değeri çok düşük olan parçalara değil 1'e mal edilip 10'a satılan ürünlere yönelmemiz gereklidir.

--

--