Ambiancé: Hiç Var Olmayacak Olan 720 Saatlik Film
Teknolojide gerçekleşen ivmeli gelişmelerle hayatlarımızdaki her şey sanal bir ortamda sonsuza kadar kayıtlı hale geldi.
Ayrıca medyada bize sunulan içerikler yavaş yavaş kısaldı. İnternetten sipariş ettiklerimiz hemen sonraki gün kapımızda olmaya başladı, verdiğimiz yemek siparişi 40 dakikadan uzun bir sürede geldiğinde sinirlenmeye başladık.
Bunlardan bahsetmemin en büyük sebebi bu yazıda anlatacağım film: Ambiancé.
Ambiancé, İsveçli Anders Weberg’in yönetmenliğini ve yapımcılığını yaptığı eşi benzeri olmayan bir film.
Bu filmi özel kılan durum filmin 720 saat (30 gün) uzunluğunda olup dünyanın en uzun filmi olacak olması.
Film 30 Aralık 2020’de dünyanın dört bir yanında anlaşılan sinema salonlarında bir defa gösterime girecek ve film bittiğinde Weberg kendi elleriyle filmin bütün kopyalarını imha edecek.
Uzun lafın kısası, bu filmi deneyimleyebilecek sınırlı bir kitle olacak ve film günümüzdeki bütün medya materyallerinin aksine gerçeklikten silinecek.
Anders Weberg kimdir?
Anders Weberg 20 küsur senedir sinema endüstrisinde çalışan bir yönetmen.
Weberg yarattığı filmleri ‘’ambient’’ filmler olarak nitelendiriyor. Ambient filmin tanımlamasını yapmasa da anladığım kadarıyla kast ettiği şey ortamın bütün özelliklerinin seyirci tarafından gözlenebileceği filmler.
Yönettiği birçok müzik klibinin olmasının yanında P2P ‘’Peer to Peer’’ projesini yürütmüştür.
Bu projeyi özel kılan ise film kesitlerinin Weberg’in birinci elden teslim ettiği insanların eline geçip, onların elinde eğer canları isterse film kesitlerinin farklı formlara büründüğü bir proje.
Yani bu durumda filmin paylaşıldığı kişiler filmin üzerinde istedikleri değişimleri yapabiliyor, istedikleri kişilerle paylaşabiliyorlar, nihayetinde de canı isteyen filmi imha edebiliyor.
Burada Ambiancé ile olan önemli bir benzerlik filmin materyalden öte filmin yarattığı deneyime odaklanmış olması.
Weberg Ambiancé’tan önce 090909 gibi alışılmışın dışında zamanlamaların olduğu (9 saat, 9 dakika, 9 saniye) filmlerin yaratıcısı olmuş; fakat Ambiancé Weberg’in sinema dünyasına kattığı, katacağı en girişimci proje olmuştur.
Ambiancé Filmini Girişimcilik Projesi Kılan Özellikler
Bu noktada yazının en başında bahsettiğim duruma geri dönmek istiyorum. Günümüzde yaşantılarımız çok hızlı ve yüzeysel gerçekleşiyor. Ambiancé yüzeysel bir deneyim yaşama fırsatını ortadan kaldıran bir film olacak.
Çünkü 720 saatlik bir filmin sunabileceği içerik ve Weberg’in yarattığı filmler değerlendirildiğinde mutlaka seyircinin bütün içeriği, kendi açısından da olsa deneyimleyebilmesine uygun bir ortam yaratılıyor.
Weberg’in Ambiancé’ı yönetirken duygular ve deneyime odak verip, detaylı bir senaryoya yer vermemesi ise filmi materyal olmaktan çıkarıp bir deneyim haline getirmeye yardımcı oluyor.
Fakat film doğaçlama geçen 720 saatten oluşmuyor, Weberg’in oluşturduğu ve ekibiyle beraber sindirdiği birtakım fikirler çerçevesinde film yaratılıyor.
Filmin başka bir dikkat çeken özelliği ise filmin sadece bir kere yayınlanıp, sonra da imha edilecek olması.
Filmin imha edilecek olması, bu filmin yayınlanmasından sonra ancak insanların deneyimleriyle ve hissettikleriyle değerlendirilebilecek bir eser olduğunu gösteriyor.
Ören yerlerinde binlerce yıl öncesinden kalma kalıntıları bile somut bir şekilde deneyimleyebiliyorken, Ambiancé filmini çoğumuz sadece soyut bir şekilde deneyimleyebileceğiz.
Filmin süresi de aslında belirli bir fikir çerçevesinde oluşturulmuş. Weberg’in filmi 720 saat olarak belirlemesi, kısa fragmanın 7, uzun fragmanın 72 saat olması aslında 7 rakamının bir motif olarak kullanılması.
Weber 7 ölümcül günahtan, gökkuşağın 7 renginden, haftanın 7 gün olması gibi durumlardan; yani doğada 7 rakamının sık sık karşımıza çıkmasından ve bunun da dünya çapında kültürlere yansımış olmasından yola çıkarak filmi 7 rakamı çerçevesinde oluşturuyor.
7’nin görüldüğü başka bir yer ise filmin 7 saatlik fragmanı: bu fragman 20. Yüzyılın öncü yönetmenlerinden biri olan Ingmar Bergman’ın Yedinci Mühür filminde geçen satranç sahnesinin çekildiği sahilde çekiliyor. Böylece Weberg Bergman’a da filminin 7 çerçevesinde oluşan teması içerisinde ithafta bulunmuş oluyor.
Filmin orijinal bir eser olmasında emeği olan çok önemli üç insan daha var. Filmin oyuncuları Stina Pehrsdotter, Niclas Hallberg ve filmin müziklerini besteleyen Martin Juhls. Filmin 7 saatlik ‘’kısa’’ fragmanında bu üç kişiye dair daha fazla fikir ediniyoruz.
Öncelikle fragman tek çekimde gerçekleştirilmiş, yani oyuncuları 7 saat boyunca deneyimleme şansımız oluyor.
Suçumu itiraf edeceğim, fragmanın 7 saat olması beni o kadar gerdi ki sadece yarım saatini izleyebildim.
Fakat izlediğim yarım saatte bile oyuncuların birbirlerine bağlı olan akışları beni çok etkiledi.
Müziğe gelince izlediğimiz ana akım filmlerinin yaklaşık iki saat sürüp bu filmlerin hemen hemen 12 şarkıdan oluşan müzikleri olduğu düşünüldüğünde 720 saatlik bir filmi doyuracak müzikler bestelemek büyük bir iş olsa gerek.
Fragmanın ancak yarım saatini izleyebilmem, fragmanın 7 saat olmasının beni germesi benim için medya alanındaki deneyimlerimi ne kadar yüzeysel yaşadığımı fark ettirdi.
Weberg’in anlattıklarından anladığım kadarıyla da film sadece uzun olsun diye uzun yapılmamış ve sırf sansasyon olsun diye yok edilmeyecek.
Umuyorum ki Ambiancé sadece yapısı ile değil içeriğiyle de fikir dolu bir deneyim yaşatır.
Kaynakça
Weberg, A. (n.d.). Ambiancé — 720 Hours / 30 Days. Retrieved July 13, 2020, from http://www.webergprojects.com/ambiance/