Uçuk Kaçık Komplo Teorileri: 5G

Ata Seren
Bilkent YES
Published in
5 min readNov 9, 2020
https://www.businessinsider.com/coronavirus-conspiracy-5g-masts-fire-2020-4

Hepiniz kulağınıza aşırı anlamsız ve delice gelen komplo teorilerini duymuşsunuzdur. Dünya düzmüş, Ay’ın karanlık tarafında Naziler varmış, Dünya’yı kertenkeleler yönetiyormuş, depremleri büyük devletler gizli deprem silahıyla yaratıyorlarmış, mevsimler ve hava koşulları kontrol edilebiliyormuş ve daha birçok hiçbir dayanağı olmayan, bir salağın ortaya attığı ve diğer salakların da hemen inandığı komplo teorileri… Bu teorilere pandemi süreci başladıktan sonra ortaya çıkan, Corona virüsüyle ve teknoloji devleriyle alakalı yenileri eklendi ve tüm bu teorilerin tek bir ortak noktası var: 5G teknolojisi.

https://www.youtube.com/watch?v=vFgjbjcFw8s

“Uzaylılar desen tamam, İlluminati desen tamam, Reptillian’lan desen tamam da 5G ne alaka ya?” diyebilirsiniz, en azından ben öyle demiştim. Biraz araştırma yaptıktan sonra bu teorilerin düz dünya teorilerini çürütenler gibi bariz çatlakları olmasına rağmen takipçileri tarafından sonuna kadar savunulduğunu gördüm. Hatta düz dünyacılardan daha kötü bir yanı var. Adamlar en azından uslu uslu kendi çaplarında “dünya düzdür” diyorlar. Fakat 5G teorilerinin takipçileri özellikle Facebook üzerinden gruplanıp dünya çapında 5G kulelerini kundaklıyor, hızlarını alamayıp 4G, 3G servislerini sağlayan sistemlere de zarar veriyorlar. Böylece iyi bir şey yaptıklarını zannederken acil durum hatlarını bile kullanılamaz hale getiriyorlar. Peki “şimdilik” yaygın olan 4G teknolojisinin bir üstü olan 5G nasıl bir komplo teorisini tetikleyebilir ki? Yaygın teoriler Corona virüsü ile ilgili olduğu gibi insanların takip ve kontrol edilmesiyle de alakalı.

5G ve Corona

Corona ile ilgili birkaç yaygın 5G teorisi var. Bunlardan biri “5G bağışıklık sistemini baskılıyor, bu yüzden de insanların Corona’ya yakalanma riski artıyor.” Bu teori her 2G, 3G, WiFi gibi, sinyallerle ilgili yeni bir teknoloji ortaya çıktığında farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Fakat çürütmesi çok basit, hatta sırrı lise fizik bilgisinde yatıyor.

Bu tabloyu (ya da benzerini) fizik kitabınızda eminim görmüşsünüzdür. Bu tablo günlük hayatta kullandığımız elektromanyetik dalgaların frekanslarını gösteriyor. Tabloda “iyonlaştırmayan ve iyonlaştıran” olarak ayrıldığı gibi “kızılötesi ve morötesi” olarak da ayrılabilen çeşitli elektromanyetik dalgalardan güneş ışığı ve daha yüksek frekanslı X ve gama ışınları gibi morötesi dalgalar canlılara ciddi zararlar verebiliyor. Fakat mikrodalgalarda, telefonlarda, radyolarda kullanılan, 5G’nin de içinde bulunduğu kızılötesi dalgalar o kadar da zarar vermiyor. Şimdi diyeceksiniz ki” e işte o da zarar veriyormuş bak”. Toksikolojinin temelini anlatan söz: Zehri zehir yapan dozudur (Büyüklerimizin “her şeyin fazlası zarar” sözünün Latince karşılığı olanı). Yani yatağımıza bir baz istasyonu alıp onunla uyumadığımız sürece teorideki gibi bir zarar görmemiz imkansız. Bundan daha bariz bir kanıt da var. Bu teoriyi savunanlar 5G teknolojisine sahip Wuhan gibi ülkelerin Corona’dan daha fazla zarar gördüğünü söylüyor. Fakat İran, Ekvador, Brezilya gibi 5G’ye sahip olmayan ülkeler de diğer ülkelerden daha fazla zarar görüyor. Demek ki 5G vaka sayısını artırmıyor.

Tamam herkes fizik bilmek zorunda değil, bu yüzden bu teori bilmeyenlere mantıklı gelebilir ve bu gayet doğal bir şey. Fakat bir diğer yaygın teori ise yuh dedirten cinsten: “Corona virüsü 5G dalgalarıyla yayılıyor.” Bu mantığa göre WiFi dalgaları HIV, 4G de H1N1 yayıyor. Bir kere virüsün bulaşma yolunun insandan insana ve damlacıklarla olduğu kanıtlandı. Kaldı ki fiziksel olarak bir virüsü bir elektromanyetik dalganın taşıması imkansız, bu bir buzdolabına ışık tutarak hareket ettirmekle aynı şey.

En uçuk Corona-5G teorisi ise “Corona virüsünün kaynağı 5G.” Bu teori Amerika’da denetimli serbestlik altında olan bir doktor tarafından otaya atıldı. Doktora göre 5G insan hücrelerini zehirliyor ve bu hücreler atık olarak Corona virüsünü oluşturuyor. Bilkent’in mühendislik öğrencilerinin aldığı, en temel biyoloji derslerinden biri olan MBG110’da görebilirsiniz, virüs dediğimiz şey hücreye “dışarıdan” girer, genetik materyali manipüle eder, çoğalır ve diğer hücrelere yayılır. Yani virüs bir hücrenin atık olarak üreteceği bir şey değildir. Sadece temel biyoloji bilgisiyle değil, birçok virolog da bu sözde doktorun teorisini defalarca çürüttü.

5G ve Mikroçipler

https://www.businessinsider.com/bill-gates-spurns-conspiracy-wants-vaccine-to-give-people-microchips-2020-7

Gizlilik, eskiden de tam olarak sağlanamamasının yanında, son zamanlarda herkes için büyük bir problem olmaya başladı. Hükümetlerin yüz tanıma sistemleriyle herkesin tam olarak ne zaman, nerede bulunduğunu takip etmesi, şirketlerin reklam göstermek için kullanıcının internet üzerindeki her hareketini takip etmesi, hatta mikrofona sahip cihazlarla kullanıcıların sesini gösterilecek reklamlar için kullanmaları geçmişte pek akla yatmasa da maalesef günümüzde kaçınılmaz bir gerçeğe dönüştü. Dolayısıyla insanlar gizliliklerini ihlal eden şeylerle ilgili yeni teoriler üretti. Bunlardan biri de “Bill Gates Corona virüsü aşısını insanlara mikroçip yerleştirmek için kullanacak, 5G ile de mikroçipleri kontrol edecek.” Bu teorinin ortaya çıkmasını sağlayan 2 neden var.

Bill&Melinda Gates Vakfı 2000 yılında kurulmuş ve küresel problemleri çözmeyi amaçlamış kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. Açlık, temiz suya erişim, eğitim, cinsiyet eşitliği, küresel hastalıkların ve daha birçok küresel sorunun çözümü için milyarlarca dolar harcadığı gibi Corona virüsüne karşı aşı geliştirmek için de 1 milyar dolardan fazla harcadı. Bunda bir sorun yok. Komplo teorisyenlerini harekete geçiren şey diğer neden. Microsoft, sensörler kullanarak bir insanın yaptığı aktivitelere göre harcadığı enerjiyi tespit ederek bunları veriye dönüştüren ve bilgisayarların blockchain sistemiyle daha kolay hesaplamalar yapmasını sağlayan bir sistemin patentini aldı. Bu konuyla hiçbir alakası olmayan yönetmen Nikita Mikhalkov, sadece patent numarasının “060606” koduna bakarak tam bir ergen gibi “aaa bunda 666 var bunlar şeytan” dedi (ve abartmıyorum gerçekten tek dayanağı bu) ve Bill Gates’in aşı üretimi için yaptığı yatırımı bu patenti kullanarak insanlara mikroçip yerleştirmek için yaptığıyla ilgili bir komplo teorisi ortaya attı. Ünlüler ünlüleri tanır, teori Mikhalkov’un diğer bol takipçili arkadaşları tarafından da paylaşılarak hızla yayıldı, yayılırken de insanlar teoriyi 5G ile birleştirdi. O kadar fazla yayıldı ki Bill Gates bir televizyon programında konuyla ilgili açıklama yaptı, internette dolaşan bu tarz tüm teorileri reddetti, sadece aşının herkese ulaşmasını istediği için bu yatırımları yaptığını, teorilerin nereden çıktığını bilmediğini ve en kısa sürede bitmesini istediğini söyledi. Not: Bill Gates teorilerle ilgili bir açıklamasında “teoriler o kadar aptal ki reddetmek bile zor” dedi. Çok önemli bir şey değil ama aşırı hoşuma gitti buraya yazmadan edemedim.

Bonus komplo teorisi (o kadar aptalca bir şey ki sadece kısaca belirteceğim): Teori diyor ki” Aslında pandemi devletin uydurması, pandemi yalanı sayesinde karantina ilan ettiler ve insanların sokağa çıkmasını engellediler. Böylece 5G direklerini insanların müdahalesi olmadan inşa edebilecekler.” Kimisi diyor ki bu direkler askeri silahlar, kimisi de diyor ki devletler 5G direklerinin zararlarını çok iyi biliyor bu yüzden dikmek için pandemiyi uydurdular. Hatta bu kimseler bazı konserlerin, festivallerin (pandemiden önce tabii ki) 5G direklerinin insanlar üzerindeki etkisini ölçmek için bir deney olduğunu savunuyor.

Özet olarak…

Var olan her şeyle ilgili komplo teorisi üretebilen teorisyenler 5G teknolojisi ile Corona virüsü ve insanların gizlilik eksikliğini birleştirince ortaya bunlar çıktı. Teorisyenlerin yaratıcılıkları haricinde bu teorilerin ortaya çıkmasının ve yayılmasının nedeni bence içinde bulunduğumuz pandemi döneminin insanlar üzerindeki etkileri. Yaşadığımız şey oldukça stresli ve bir yandan da korkutucu. Stres yüzünden insanlar psikolojik olarak çok fazla zarar görüyorlar ve düşünme biçimleri değişiyor. Pandeminin korkutuculuğuyla başa çıkmak içinse insanlar tüm bu olanlar için bir neden arıyor. Çünkü insan bilmediği şeyden daha fazla korkar. Suya baktığında ne kadar derin olduğunu göremezsen tedirgin olursun ama biri sana oranın boy olduğunu söylerle rahatlarsın. İnsanlarda yaşadığımız olağanüstü durumun korkutuculuğunu biraz hafifletmek için teorilere sarılıyor. Sonuç olarak, teoriler ne kadar yaygın olsa da, 5G dünyanın sonunu getirmeyecek. Pandemiyi de eninde sonunda atlatacağız. Herkese sağlıklı günler.

Ata Seren

--

--

Ata Seren
Bilkent YES

A computer science graduate interested in cybersecurity and software development, always eager to learn new concepts of computer science