Hücresel Sözlük

Alişan Kayabölen
Hücresel Okumalar
Published in
4 min readApr 2, 2020

--

Bu liste sık kullanacağımız temel terimlerin kısa açıklamalarını içeriyor. Sürekli güncellemeye çalışacağız. Siz de yazılarda karşılaştığınız ve eklememizi önereceğiniz terimleri yorumlara yazabilirsiniz.

Kaynak: clipart.email

Alfabetik sırayla:

Aminoasit: Proteinleri oluşturan temel moleküllerdir. Gen içindeki her 3'lü nükleotit dizisi bir genetik kod olarak okunur ve protein üretilirken her kod, 20 çeşit aminoasitten birini belirler.

Antibiyotik: Doğru tanımı tüm canlıları içerse de, tıbbi açıdan özel olarak bakterileri öldürmek ve yol açtıkları hastalıkları tedavi etmek amacıyla kullanılan ilaçları ifade eder. Virüslere karşı etkili değildir.

Antijen: Vücutta bağışıklık cevabı oluşturan her türlü yabancı maddeye verilen addır. Genelde hastalık yapıcı patojenlerin yüzey proteinleri antikorlara bağlanarak bu cevabı tetiklediği için antijen olarak adlandırılır.

Antikor: Bağışıklık sistemi tarafından üretilen ve yabancı maddelere (antijenlere) bağlanarak onları yok edecek sistemleri aktifleştiren proteinlerdir.

Antiviral: Virüsleri öldürmek ve yol açtıkları hastalıkları tedavi etmek amacıyla kullanılan ilaçları ifade eder. Genelde özel bir çeşit virüse etki etmesi için tasarlanmış olsa da başka virüslere etki edebilme ihtimalleri de vardır.

Bakteri: Boyları genellikle 0.5–5 mikrometre civarında olan tek hücreli, prokaryotik (zarla ayrılmış bir çekirdek veya organel yapısı olmayan) canlılardır. Hastalık yapan (patojenik) birçok çeşitleri olsa da başka hücrelere bağlı olmadan da yaşamsal faaliyetlerini sürdürebildikleri için tartışmasız canlı olarak kabul edilirler.

COVID-19: Yeni koronavirüsün yol açtığı hastalık, “coronavirus disease-2019” tanımının kısaltmasıdır.

Deoksiribonükleik asit (DNA): Bazı virüsler hariç tüm organizmalarda bulunan, yaşamsal fonksiyonlar için gerekli genetik bilginin depolandığı çift zincirden oluşan nükleik asittir.

Enzim: Biyolojik katalizörler olarak bilinen, yaşamsal metabolik reaksiyonların neredeyse hepsinin gerçekleşmesine aracılık eden moleküllerdir. Çoğunlukla protein olsalar da ribozim denilen RNA yapılı olanları da vardır.

Gen: Protein üretimi için gerekli bilgiyi içeren nükleotit (DNA veya RNA) dizisidir. Bazen bir genden birden fazla protein üretilebilir, diğer taraftan bazı genlerden RNA üretilse de protein üretimi gerçekleşmez.

Genom: Bir organizmanın genetik materyalindeki (sıklıkla DNA, RNA virüslerinde RNA) bilginin tümüne verilen addır. Organizmaya ait bütün genleri (kodlanan bölgeler) ve kodlanmayan bölgeleri içerir. Kodlanmayan bölgeler genellikle düzenleyici görevlere veya bilinmeyen işlevlere sahiptir.

Nükleik asit: Bilinen bütün yaşam formlarında bulunan, genetik bilginin nükleotit dizisi olarak depolandığı biyomoleküller. DNA ve RNA bilinen iki örneğidir.

Nükleotit: DNA ve RNA gibi nükleik asitlerin temel yapı birimleridir. Adenin (A), Guanin (G), Sitozin ©, Timin (T, yalnızca DNA’da) veya Urasil (U, yalnızca RNA’da) bazlarının fosfat ve şeker (DNA için deoksiriboz, RNA için riboz) gruplarıyla birleşmesiyle oluşur.

Patojen: Hastalık yapıcı her türlü mikroorganizmaya (virüs, bakteri, tek protozoa, vb.) verilen addır.

Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR): DNA içindeki belirli bir bölgeyi çoğaltmak için kullanılan bir moleküler biyoloji tekniğidir. Bu teknikle çok az miktarda bulunan DNA parçasından milyonlarca kopya üretilebilir. Bu şekilde, çeşitli DNA algılama yöntemleri ile birleştirilerek tanı amaçlı veya var olduğu bilinen bölgeyi çoğaltarak yeni işlemlerde kullanma amaçlı kullanılabilir.

Protein: Hücre içi ve dışındaki yaşamsal faaliyetlerin neredeyse hepsi (enzimatik veya hormonal aktiviteler, protein üretimi, gen ifadesi kontrolü, hücre bölünmesi…) proteinler aracılığıyla gerçekleştirilir. İşlevsel görevleri dışında yapısal görevleri de (hücre zarındaki reseptörler, organel yapıları…) vardır.

Ribonükleik asit (RNA): Klasik tanımlarda, hücre içindeki yapısal ve düzenleyici görevleri olan çeşitlerinin yanı sıra, DNA’da depolanan genetik bilginin proteinlere dönüşerek işlevsel hale gelme sürecinde aracı rol oynayan nükleik asit olarak geçer. Ancak birçok virüsün ana genetik materyalinin de RNA olduğu ve ters yönde bilgi aktarımı da bilinen önemli bir gerçektir.

Serum (Kan): Kandaki hücrelerin ve pıhtılaşmaya neden olan proteinlerin çöktürülmesinden sonra geride kalan sıvıya denir. Serumda antikorlar, hormonlar, elektrolitler, varsa hastalığa neden olan mikroorganizmalar ve yakın zamanda kullanılmış ilaçlar bulunabilir.

Substrat: Metabolik bir reaksiyonda, enzimin bağlanıp işleme tabi tuttuğu maddelerdir. Reaksiyon sonucunda substratlar ürüne dönüşür, enzimler ise değişmeden kalır.

Virüs: Boyları genellikle 20–300 nanometre civarında olan biyolojik ajanlardır. Temel olarak bir nükleik asit (DNA veya RNA), onu çevreleyen proteinler (kapsid) ve bazen dış bir lipid tabakasından (zarf) oluşurlar. Yaşayan bir hücrenin içine girmedikleri sürece kendilerini çoğaltabilecek veya yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilecek kapasiteye sahip değildirler. Bu nedenle, canlılık tanımının nasıl yapıldığına bağlı olarak canlı veya cansız olarak sınıflandırılabilirler.

Santral (merkezi) dogma: Moleküler biyolojide, genetik bilginin doğal aktarım yolu için kullanılan terimdir. DNA’daki bilgiyle RNA üretilmesi, RNA’daki bilgiyle de protein üretilmesini ifade eder. Ancak ters yönde bilgi akışının da varlığı gösterilmiştir.

Transkripsiyon (okuma): DNA’daki bilginin enzimler aracılığıyla okunup RNA üretilmesi işlemidir.

Translasyon (çeviri): RNA’daki bilginin ribozom aracılığıyla okunup protein üretilmesi işlemidir.

Ters okuma (reverse transcription): Klasik genetik bilgi akışının aksine, RNA’daki bilginin özel enzimler aracılığıyla okunup DNA üretilmesi işlemidir. Özellikle genetik materyali RNA olan virüslerde sık rastlanan bir mekanizmadır.

Ters okuma PCR (Reverse transcription PCR / RT-PCR): RNA’dan önce ters okuma yöntemiyle tamamlayıcı DNA (cDNA) üretimi ve sonrasında PCR yöntemiyle istenilen DNA bölgesinin çoğaltılması işlemidir. Çoğaltma işlemi genelde gerçek zamanlı (real time) olarak takip edilip başlangıç örnek miktarı da sayısal olarak tahmin edilebilir.

Yeni koronavirüs = 2019-nCoV = SARS-CoV-2: COVID-19 hastalığına yol açan ve beta-koronavirüs ailesine dahil olan virüsün farklı adlandırmaları. Toplum içinde en yaygın kullanımı yeni koronavirüs şeklindedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün de ilk isim önerisi 2019-novel coronavirus tanımının kısaltması olan 2019-nCoV olmuştur. Fakat, Uluslararası Virüs Sınıflandırma Komitesi (ICVT) bu virüsü, SARS-CoV (SARS hastalığına yol açan koronavirüs) ile olan benzerliğine dayanarak SARS-CoV-2 olarak belirlemiştir. Yeni çıkan bilimsel makalelerde de daha çok bu isim kullanılmaktadır.

--

--